Doğu Türkistan'da Yaşanan Zulmü Kınarken, Güney Sınır Problemiz Unutulmasın!

İnsanlık suçu işlenen bu zulme dur denilmesi insanlık görevidir derken, hızla değişen gündem dâhilinde diğer meselelerimiz de unutulmamalıdır diyoruz.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneğimiz kuruluş amacı, vizyon ve misyonumuz, nesle hizmeti şiar edinirken,  İyya kena'büdü ve iyya kenestain diyerek, dünyevi ve uhrevi her şeyi sadece Allah’tan (c.c.) istemeyi ilke edinerek, istikbalimizin teminatı olan gençleri hayata hazırlamada; yaşanan meseleleri sadece eleştirmede kalmadan çözüm yönünde katkı sağlamak, elimizi de bedenimizi de taşın altına koymaktır.

Bir öğretim yılını bitirdik, tatile girdik. Tatil ile birlikte Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini yaşarken, medyada yer alan programlarda düne özlemi, değerlerimizdeki aşınmanın toplumdaki olumsuz yansımalarının dile getirildiği eleştirileri dikkatle izliyoruz. Sonuçtan kahır ekseriyet memnun değiliz...

Çocuklarımız hızla bizi biz kılan değerlere yabancılaşıyor, değişiyor, dönüşüyorlar…

Hayata hazırlanmayan, sosyal medyada yer alan sloganlarla yaşayan bir nesli sadece şikâyet ederek düzeltemeyeceğiz. Gerek okulda, gerekse sokakta, caddede doğru modeli kaybediyoruz. Temel değerlerimiz olan milli ve manevi değerlerimiz sloganlar arasında kayboluyor.

Artık her sene ramazan ayının 15’inci gününde İslam Âleminde “Yetimler Günü”nü idrak edeceğiz. İki cihan serveri Hz. Peygamberin (sav) yetimliğinin mana derinliğinde; bugünü yaşarken, yetimlere dönük sevgi, şefkat ve infakın mana derinliğini yaşama samimiyetimiz imtihandadır.

Hayata başlama açısından gençlerimizin girdikleri KPSS önemli bir eşiktir. 03/07/2015 de başlayan süreç, alanlara dönük bölümler dahilinde devam edecektir. Sınava giren kardeşlerimize başarılar diliyoruz. Seçme sınavının sadece TEST ile sağlanamayacağını düşünürken, alternatif seçme kriterlerine dönük alan çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Eğitimdeki zaaflarımızın, sınavlarda test odaklı uygulamalarımızın, milli ve manevi değerlerimizdeki erozyonunu tetiklediğini, öğretime odaklanırken, eğitimin ihmal edildiğini düşünüyoruz.

Bu erozyon; yakından uzağa meselelerimizi anlama, algılama ve çözüm yönünde katkı sağlama samimiyetimizi de sorgulamamızı zorunlu kılmaktadır.

“Çin’in”  Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik baskılarının bu Ramazanda artan şiddetiyle zulme dönüşmesi, toplu ibadeti, teravih namazı kılmaları, toplu Kur’an okumaları (mukabele), gençlerin ve çalışanların oruç tutmasının yasaklanması, temel insan haklarına aykırı uygulamalara dönük yaşanan tepkiler üzerine çıkan olaylarda yine kardeşlerimizin  öldürülmesi ve tutuklanmaları, yurt genelinde olduğu gibi ilimizde de bir anda yayılan tepkiler, memnuniyet uyandırmıştır.

Ancak, yurt genelindeki tepkilerin kontrol dışı kalması, mana derinliğini kaybederken, gözleri çekik olan herkese yönelmeye başlaması farklı sorunları doğuracağı riskinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.

İnsanlardan çok yönetim anlayışına dönük sistematik program/proje tabanında vizyon eksikliğimiz giderilmelidir.

Ancak bundan daha vahim olan, ata yurdunda yaşanan; her sene Uygur köylerinden 16–20 yaşlarındaki çoğu kız, 3–4 gencin toplanıp zorunlu işçi olarak çalıştırılmak üzere bu Guan Dong eyaletindeki fabrikalara götürülmesidir ki, 2003’ten bu yana devam eden bu uygulamada bugüne kadar 250 bin kadar genç götürülmesi, bir çocuktan fazlasını yapmanın yasak olduğu Doğu Türkistan’ı boşaltma politikası, yanı sıra  işçi olarak götürülen gençleri asimile etme politikasıdır…

Asıl önemli olan ve gündeme getirilerek takip edilmesi gereken, ata yurdun demografik yapısının muhafazası, istikbalde istiklalin temini yönünde önemli olduğundan hareketle bu yöne dikkat çekilmeli, çözüm yönünde de hassasiyet gösterilmelidir.

Gönlümüze dar gelen sınırların ötesinde, Globalleşen dünya gerçeğinden hareketle, Uzak Doğu kimseye uzak değil diyoruz…

İnsanlık suçu işlenen bu zulme dur denilmesi insanlık görevidir derken, hızla değişen gündem dâhilinde diğer meselelerimiz de unutulmamalıdır diyoruz.

Güney sınırımız da, dün Irak’da başlayan, Suriye ‘de bütün şiddetiyle devam eden terörün; küresel güçlerin kontrolünde, güvenliğimize ve bütünlüğümüze dönük yarattığı risk gözden kaçırılmadan, sürece tepeden bakarak, milli menfaatlerimiz yönünde vaziyet almak, yurt içinde de birlik ve beraberliğin temin, tesis ve devamının sağlanmasında hassasiyet gösterilmelidir.

İsrail’in 1980’lerde yayımlanan bir makalenin vizyonunda Irak’ın üçe, Suriye’nin dörde bölünmesini İsrail’in ebedi güvenliği için ön şart gören anlayışla yönettiği süreç doğru okunmalı, siyasi menfaatlerin ötesinde önce ülkem, hassasiyeti içinde, küresel eşkıyaların belirlediği şartlara tabi ve teslim olmadan, caydırıcı gücünü ulusal çıkarların gerektirdiği her tür tedbirin alınması, ülke yönetimini güçlü kılma yönünde iktidar ve muhalefetin ortak eylem beraberliğinin elzem olduğunu düşünüyoruz.

Uygur Türklerinin dün yaşanan ve günümüzde artan zulmü kınarken, son günlerdeki birlik ve beraberliğin yarattığı memnuniyet ışığında, Irak ve Suriye’deki gelişmelerin, güney sınırımızdaki olumsuzlukların unutulmaması, huzur, refah ve bekamız açısından, yurt içinde birlik ve beraberliğimizin sağlanması ve devamı hassasiyeti içerisinde aynı birlik ve beraberliğin bu alanda da gösterilmesini bekliyoruz.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN