FEYZİOĞLUKUTUPLAŞMAYA SON VERİP, SEVGİ DİLİ KULLANMAK LAZIM

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür, Kanal 23 ekranlarında yayınlanan 'Gündem Özel' programının konuğu oldu.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

BB Başkanı Metin Feyzioğlu ve Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür, Kanal 23 ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programının konuğu oldu. FETÖ’nün Türkiye yapılanması, HSK’nın oluşumu ve S-400 gibi konularda çok önemli açıklamalarda bulunan Feyzioğlu, Yargı Reformu konusunda Cumhurbaşkanı’nı desteklediğini söyleyerek, “Sevincimden çocuklar gibi alkışladım. Alkışlamayıp ne yapacağım?” diye konuştu. Feyzioğlu aynı zamanda, Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür’ün “Avukat Evleri” projesini de değerlendirdi.

İşte Feyzioğlu’nun açıklamalarından satır başları:

Programın başında Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür’den övgüyle bahseden Feyzioğlu,

“Biz tüm baro başkanları oturduğumuz da benim bir gözüm Mustafa Yentür de olur. Çünkü Mustafa Başkan, Anadolu’nun sesidir. Mustafa başkanın yüzü ekşiyorsa, bir sıkıntı var demektir; gülüyorsa iyidir. İnanın koca koca baro başkanları da Mustafa Başkan’ı bekler, dinler. Böyle bir meslektaşımla, çalıştığım için sadece mutlu değilim aynı zamanda gururluyum. Allah herkese böyle bir dost nasip etsin. Elazığ da böyle bir baro başkanına sahip olduğu için bence çok şanslı” diyerek konuştu.

“MECLİS, CUMHURBAŞKANININ SÖZÜNÜ HAVADA BIRAKMAMALI”

Yargı reformu paketinin 15 gün içerisinde hayata geçirilmesi gerektiğini daha önce belirten Feyzioğlu konuyla ilgili,

“Bildiğim şey şu; Sayın Cumhurbaşkanı, altına imzasını atarak, bir yargı reformu açıkladı. Bu yargı reformu, Adalet Bakanımızın ve Adalet Bakanlığı’nın tüm bürokratlarının çabasıyla, Türkiye’de hazırlanmış en çoğulcu katılım yöntemiyle ortaya çıktı mı? Çıktı. Bir buçuk yıldır, daha ilk maddesinden itibaren, Türkiye Barolar Birliği içinde mi? İçinde. En son Külliye’de Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı mı? Siyasi sorumlu kim? Cumhurbaşkanı. Şimdi Meclis’in görevi nedir? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının sözünü havada bırakmamak. Ülkenin Cumhurbaşkanı, “Bu paket derhal çıkacak” dedi mi? Dedi. O zaman Cumhurbaşkanının sözünü ortada bırakmak olur mu? Buradan Meclis’e sesleniyorum; Ayın 18’inde tatile girene kadar bu reform paketini çıkarın”

“YABANCI YATIRIMCI, TÜRKİYE’NİN YARGISAL ANLAMDA YÜZDE YÜZ GÜVEN VEREN BİR ÜLKE OLMASINI BEKLİYOR”

Yargı reformu paketine ülkenin iyiliği açısından bakılması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu,

Yargı reformu paketinde ne var? İfade özgürlüğünü garanti altına alan çok önemli hükümler var. “İfade özgürlüğü mü, örgüt propagandası mı?” ikileminde kalındığında, maalesef yargımız önce tutuklamaya, sonra mahkum etmeye çok meyilli ve biz sürekli olarak AİHM’de sıkıntı çekiyoruz. Şu anda Türk Milleti, yargı reformunun ilk paketinin çıkmasına kilitlendi. Bu paket Ekim’de de çıkabilir. Dünyanın sonu değil belki ama yatırımcı bunu bekliyor. Elazığ’da da yeni nesil bir motor fabrikasının gelmesi için bu reformu bekliyor. Elazığ yeni nesil fabrikalarla, robot teknolojisiyle bir tekstil devi olabilir. Aynı zamanda çok büyük istihdam sağlayabilir. İş bağlandı mı? Bağlanmadı. Neyi bekliyor yatırımcı? Türkiye’nin yargısal anlamda da yüzde yüz güven veren bir ülke olmasını bekliyor ”

“FETÖ, TÜRKİYE’YE DİKENİ YARGIDAN BATIRDI”

FETÖ’nün Türkiye’ye yargı üzerinden darbe yaptığını belirten Feyzioğlu,

“Yargıda tek tek çiviler söküldü. Şimdi bu çivileri düzgünce yerine yerleştirmemiz gerekiyor. Yargı reformu, bu çivilerin çakılmaya başlamasının ilk adımı. Eğer biz daha başlangıçta teklersek, güven kırılır. Toplum yargı reformuna kilitlenmişken, Meclis’in bunu yapması boynunun borcu. Şu anda Türkiye’nin en önemli gündem maddesi budur. Diken battığı yerden çıkar. FETÖ, Türkiye’ye dikeni yargıdan batırdı. FETÖ, Türkiye’de yargıyı ele geçirme noktasına geldi. Bütün kurumlarımız zaafa uğradı. Bizim tekrar çağdaşlaşmak için, şahlanabilmemiz için yargımızı güvenilir hale getirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

“YARGI REFORMUNU HAYATA GEÇİREN BİR ÜLKE DİKTATÖR OLAMAZ”

Yargı reformu paketinin hayata geçirilmesinin, Türkiye’nin huzuru ve geleceği için bir zorunluluk olduğunu söyleyen Feyzioğlu,

“Yargı reformunu ciddi şekilde hayata geçirmeye çalışan bir ülkeye diktatörlük diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Dünyada Türkiye için, “Türkiye bir diktatörlüğe dönüşüyor” diyorlar. Diktatörleri dünyada devirirler. Türkiye bir diktatörlük değildir. FETÖ, PKK ve DHKP-C’nin yurtdışında, Türkiye’yi diktatör bir ülke olarak göstermek için verdikleri algı mücadelesini yıkmanın tek yolu yargı reformu paketini hayata geçirmektir. Yargı reformunu bu kadar titizlikle hazırlayan bir ülke, aynı titizlikle bu reformu hayata geçirmeye kalkarsa, birilerinin hevesi kursağında kalır. O yüzden bu paketin hayata geçirilmesi lazım. İlk paketin de Meclis tatile girmeden hayata geçirilmesi son derece önemli”

“REFORM PAKETİNİ SEVİNCİMDEN ÇOCUKLAR GİBİ ALKIŞLIYORUM”

Türkiye’deki avukatların sorunlarına değinen Feyzioğlu, reform paketinin avukatlara getirdiği artılara da değinerek,

“Bugün açlık sınırında yaşayan, adeta besin zincirinin son halkası ilan edilmiş, angarya yasağına rağmen üzerine angarya sorumluluğu bindirilmiş 20 bin avukat arkadaşım var. Bu avukatlar, bir başka avukatın yanında bile sigortalı çalışamıyor. Ben en çok da bu gençler için sevincimden alkışlıyorum, çocuk gibi alkışlıyorum. Gençlerin sorununa çözüm geliyor diye alkışlıyorum. Kamu avukatlarının yıllardır kangrene dönmüş 3600 ek gösterge sorununa çözüm geliyor diye alkışlıyorum. 80 küsur senedir, tutuklamanın keyfi uygulamasını önleyemedik. “Hakimlerin yükselmesini AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin kurallarına uygun davranmalarına bağlayın” demiştik. Bu da reform paketine dahil edildi. Ben en çok da vatandaşımızın özgürlüğü garanti altına alınacak diye alkışlıyorum. Ne yapayım bunu alkışlamayıp?” diye konuştu.

“KUTUPLAŞMAYA SON VERİP, SEVGİ DİLİ KULLANMAK LAZIM”

Türkiye’nin artık kucaklaşmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Feyzioğlu,

“Cumhurbaşkanının açıklaması, millete “Sözüm senettir” demek. Ben cumhurbaşkanının açıklamasını güvence olarak görüyorum. Meclis’e de bu sözü havada bırakmayın diye bir kere daha hatırlatma yapıyorum. Türkiye çok fazla kutuplaştı. Buna bir son verip sevgi dili kullanmak lazım. Hele hele sevgi dilinden bahsedenlerin, linç kültürünü tamamen bırakması lazım. Bizim halk olarak birbirimizle hiçbir sorunumuz yok. Politikacıların ve onların amigolarının birbiriyle sataşması bizi geriyor” dedi.

“HSK’NIN BİR SİYASİ PARTİ TARAFINDAN BELİRLENMESİ TOPLUM İÇİN SIKINTI YARATIR”

HSK’nın artık siyasi bir oluşum olduğunu ve toplumun gözünde de HSK’nın imajının böyle yansıdığını belirten Feyzioğlu,

“Bugünkü HSK siyasetin tek başına şekillendirdiği bir oluşum. İktidar partisi HSK’yı oluşturuyor, o günkü Cumhurbaşkanı kimse o da üyeleri seçiyor. Bu HSK’nın bir siyasi parti tarafından belirlenmesi demektir. Bu sıkıntı yaratır. Çünkü toplumu ilgilendiren her dava sonucu için söylenen şu olur: “Cumhurbaşkanı talimat verdi” Cumhurbaşkanının haberinin dahi olmadığı davalarda bunu söylerler. Örneğin Trump’ın bizi Rahip Brunson ile tehdit etmesinin karşılığında çıkarıp, “Sen ne diyorsun? Bizim böyle bir anayasamız var. Buradaki yasalar bağımsızdır” diyebileceğimiz bir yargımız olmalı. Şu zamana kadar denemediğimiz tek yol bu kaldı. Doğru olan yol da budur kanaatimce” ifadelerini kullandı.

“HSK’NIN OLUŞUMU SİYASİ İKTİDARIN TEK BAŞINA BELİRLEDİĞİ DÜZENDEN ÇIKARTILMALI”

Feyzioğlu, yargının bağımsızlığının öneminden bahsederek,

“Türkiye Barolar Birliği olarak doğrudan şunu sormamız gerekiyor; “Kuvvetler ayrılığı var mı?” Başkanlık sisteminde de kuvvetler ayrılığı olabilir. Milletin siyasi tercihidir. Hukuki olarak olmazsa olmaz tercih, demokrasinin vazgeçilmezi olan tercih nedir? Yargıyı, yürütmeden ve yasamadan ayırmaktır. Bunu yapamazsanız demokratik olmazsınız. Bizim bugün demokrasimize karşı söylenen sözlerin tamamının sebebi, HSK’nın seçiminden kaynaklanıyor. Bugün bir tek maddeye ihtiyacımız var, devamı gelir; HSK’nın oluşumunu siyasi iktidarın tek başına belirlediği düzenden çıkartıp, tamamen liyakate bağlı bir düzene getirmek” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’NİN FÜZEYE BUGÜN İHTİYACI VAR”

Türkiye’nin öncelikli hedefinin, kendi savunma sistemini kurmak olduğunu vurgulayan Feyzioğlu şunları söyledi:

“F-35’lerdeki ABD tarafının haksızlığı ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin menfaatlerine ilgisini iki kez açıklamıştım. Her ülkenin olası saldırılara karşı meşru savunma hakkı vardır. Türkiye hava savunma sistemini NATO’dan davet halinde gelecek patriyotlara bırakmış bugüne kadar. Son derece büyük bir eksiklik. Türkiye’nin öncelikli hedefi, kendi savunma sistemi olan “Siper” sistemini hayata geçirmektir. Bu sistem de 2022-2023’de hayata geçirilecektir. Çok yakın bir tarih gibi görünse de, bizim füze sistemine bugün ihtiyacımız var. Çünkü bu coğrafyada yarın ne olacağı belli değil.

Kaynak:Haber Ayrıntı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN