'TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK YANLIŞI SURİYE'DEKİ PKK KANTONLARINA GÖZ YUMMASI OLDU

'Devletler terör örgütleriyle, ideoloji için değil jeopolitik ve jeostratejik çıkarlar için işbirliği yapabilir'

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Türk Ocakları Genel Merkezi ve Türkiye Kamu-Sen işbirliğiyle “Terör Sarmalında Türkiye ve Dünya” başlıklı bir panel düzenlendi. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Yusuf Sarınay’ın yaptığı panele Prof. Dr. Sönmez Kutlu, Doç. Dr. Mehmet Akif Okur ve Doç. Dr. Nihat Ali Özcan katıldı. Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi Konferans Salonunda yapılan panelin açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Şahingöz, dünyada ve Orta Doğu’da yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, büyük devletlerin vekalet savaşlar yürüttüğünü ve bu konuda argüman olarak da terörü kullandıklarını ifade etti. Düzenlenen bu panelin meselelerin tespitinde büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Şahingöz, alanında uzman konuşmacıların vereceği bilgilerin de oldukça faydalı olacağını söyleyerek sözü panelistlere bıraktı. Panelin oturum başkanı, Prof. Dr. Yusuf Sarınay, konuşmasına terörün sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkilediğini ifade ederek başladı. Konuşmasına Türkiye’nin bulunduğu konum dolayısıyla terörden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu söyleyerek devam eden Sarınay, Orta Doğu’da ciddi bir Türkmen etnik temizliği yapıldığını da sözlerine ekledi. Ardından sözü Doç. Dr. Nihat Ali Özcan’a bıraktı.

 

“BİR DEVLETİN TERÖRİST DEDİĞİNE DİĞERİ ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI DİYEBİLİYOR”

 

Terörizm kavramı üzerinden konuşan Özcan, dünyanın her yerinde terörle ilgili çalışmaların yapıldığını fakat üzerinde mutabık kalınmış bir terör, terörizm tanımı olmadığını ifade etti. Devletlerin teröre yaklaşımlarının da farklı olduğunu belirten Özcan, “Bir devletin terörist dediğine diğeri özgürlük savaşçısı diyebiliyor, ortak bir durum yok” dedi. Devletlerin terör örgütleriyle ilişkilerine de değinen Özcan, “Devletler terör örgütleriyle, ideoloji için değil jeopolitik ve jeostratejik çıkarlar için işbirliği yapabilir” dedi.  Terörizmin toplumsal olaylarla beslendiğini sözlerine ekleyen Özcan, dini argümanları kullanarak hareket eden örgütlerin insanları endişelendirdiği de ifade etti. Terör meselesinin çözümü için devlet ve bireylere büyük görevler düştüğünü söyleyen Özcan, birlik içinde terörün çözülebileceği mesajını verdi. Özcan’ın konuşmasının ardından mikrofonu Doç. Dr. Mehmet Akif Okur aldı.

 

“PKK VE IŞID’İN ORTAK YANI DEVLET KURMAK İSTEMELERİ”

 

“Terör, devlet dışı aktörlerin gerçekleştirdiği şiddet olayıdır” tanımlamasıyla konuşmasına başlayan Okur, 1990’lı yılların ardından yani iki kutuplu dünya düzeninin yıkılmasıyla birlikte dünyada terör olaylarının artış gösterdiğini, tarihler 2010lu yıllara geldiğinde ise bu olayların katlanarak arttığını ifade etti. Uluslararası sistemde bir değişim içerisinde olduğumuzu söyleyen Okur, artık çok kutuplu bir dünya düzeninin ortaya çıkacağını belirtti. PKK ve IŞİD saldırılarına da değinen Okur, Suriye meselesinin bu iki örgütün güçlenmesinde önemli bir saha olduğunu da dinleyicilerle paylaştı. PKK ve IŞİD’in ortak yanlarına değinen Okur, iki terör örgütünün de devlet kurmak istediğini anlattı. PKK’nın Türkiye’de devlet otoritesini ortadan kaldırmak için hamleler yaptığını belirten Okur, devlet otoritesinden yoksun bir ortamın IŞİD’in de işine geldiğini ifade etti.

 

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK YANLIŞI SURİYE’DEKİ PKK KANTONLARINA GÖZ YUMMASI OLDU”

 

Türkiye’nin politikalarını da anlatan Okur, “Türkiye’nin en büyük yanlışı Suriye’de PKK kantonlarının kurulmasına göz yumması oldu” dedi. Böylece örgüt yönetiminin kantonlarla tatmin olacağının ve Türkiye ile uğraşmayacağının öngörüldüğünü ifade eden Okur, bu öngörünün yanlış çıktığını, Suriye’de özgüven tazeleyen PKK’nın orada yaptıklarını Türkiye’de de yapmaya çalıştığını belirtti. PKK’nın Suriye’deki kazanımlarından da bahseden Okur, Avrupa diplomasisi ile ilişkilerini geliştirdiğini ve düzenli ordu konusunda adımlar attığını da sözlerine ekledi. Terörün çözümü için önerilerde bulunan Okur, tehditleri doğru tespit edip, yaşananlardan doğru dersler çıkarıldığı takdirde terörle mücadelede kazanan tarafın Türkiye olacağını da sözlerine ekleyerek konuşmasına son verdi. Okur’un ardından son olarak Prof. Dr. Sönmez Kutlu konuştu.

 

 

“GÜNÜMÜZDE İSLAM’IN BARIŞ MESAJINI ŞİDDETE DÖNÜŞTÜRMEK İSTEYENLER VAR”

Günümüzde Batı’da İslam denilince terörle ilişkili cümlelerin de beraberinde geldiğini belirten Kutlu, işin aslında İslam’ın şiddeti değil barışı teşvik ettiğini, haksız yere insan öldürmenin İslam’da yeri olmadığını ifade ederek konuşmasına başladı. Fakat günümüzde İslam’ın barış mesajını şiddete dönüştürmek isteyenlerin olduğunu söyleyen Kutlu, böyle insanların Müslümanlıkla alakalarının olmadığını dinleyicilerle paylaştı. Batı’da sürekli olarak Müslümanlık ve şiddetin birlikte pompalandığını belirten Kutlu, Çağrı filmini eleştirerek, “Bu film İslam peygamberini şiddet yanlısı olarak gösteriyor, peygamberin aile hayatı, sosyal yaşamı ve insanî ilişkilerinin işlendiği filmlerin çekilmesi artık gereklidir” dedi. Dinin politik bir grubun ideolojisini meşrulaştırmak için kullanıldığında şiddetin doğmasının kaçınılmaz olduğunu da sözlerine ekleyen Kutlu, günümüzde örgütlü şiddet eylemleriyle karşı karşıya olduğumuzu söyledi. Mezhep çatışmaların da değinen Kutlu, Şii Sünni çatışmalarıyla İslam’ın enerjisini iç kavgaya ayırdığını belirterek Amerika’nın bu çatışmaları derinleştirici projeler geliştirdiğini de söyledi.

 

“IŞİD İNSANLARIN İMANLARINI ÖLÇMEYE KALKIYOR, OYSA BUNU SADECE ALLAH YAPAR”

 

IŞİD terör örgütünün insanların imanını ölçmeye kalktığından bahseden Kutlu, bunun yalnızca Allah tarafından yapılabileceğini ifade ederek IŞİD’in gerçekliği şiddetle değiştirmeye çalıştığını da söyledi. Dini anlama konusunda ideolojik ve siyasal olarak değil evrensel ve insani olarak yaklaşmak gerektiğini de anlatan Kutlu, sorunların şiddetle değil istişare ile çözülebileceğinin altını çizdi. IŞİD gibi örgütlerin İslam’ın içini boşaltıp şiddetle formatladığını anlatan Kutlu, İslam anlayışının temeline yeniden insan ve barışın koyulması gerektiğini ve geleneksel din anlayışının yerine İslam’ın yeniden yorumlanmasının yararlı olacağını belirterek konuşmasına son verdi.

 

Panelin ardından soru cevap bölümüne geçildi, bu bölümün tamamlanmasının ertesinde ise program sona erdi. 

HABERİ PAYLAŞ:

Yorumlar / 1

BUNLARA DA BAKIN