Dil ve Kültür - Muhabbet Şeker

Dil ve Kültür


     Dil, insanların ihtiyaçları sonucu ortaya çıkan bir olgudur. Dilin bir toplumdaki önemi bugün daha çok ortadadır. Dil, milletin en önemli sosyal varlığıdır. Dil olmadan bir millet bütünlüğünü düşünemeyiz. Kültür ise aynı dili konuşan toplumun bireyleri arasındaki sosyal, siyasi, ekonomi, kısaca maddi ve manevi değerler birliği ifade eden bir terimdir. Toplumun ortaya koyduğu değerler olarak da adlandırılan kültür, dil aracılığı ile bugüne aktarılmıştır. Milli kültürün ilk ve en önemli unsuru olan dil, kültürün değerini aktarmada önemli bir ölçüttür.

     Kendi dili olmayan bir toplumun, ortak bir paydada iletişimin olmaması kültürün eksik olmasına ve hatta bir kültürün ortaya çıkmasına da engel olur. Birçok yerde kültürün tanımı yapılırken bazı gerekçelerden bahsedilir. İşte bu gerekçelerin en başında da “dil” ibaresi yer almaktadır.

     Eskilerden beri siyasi ve sosyolojik açıdan bir milletin kültürünü yok etmek ve asimile etmek için birçok yol denenmiştir. Dönemin Sovyet rejimi 20. yüzyılda Türkî Devletlere uyguladığı asimile etme politikasının başında dili yok etme vardır. Bilinir ki dili yok olursa millet yok olur ve olmayan bir milletin kültürü de yok olmuş olacaktır. Tarih bunu açıklarken de aynı konuya parmak basmış ve dilin kültür ile etkileşimini vurgulamıştır.

     Cengiz Aytmatov’un bu konuyla ilgili eş değerde birçok eserinde de aynı örneklere rastladığımızı söyleyebiliriz. Ruslaştırma politikası adı altında açılan dil okulları, askeri okulları göz önüne alırsak konunun ciddiyetine dikkat çekmiş oluruz. Kültürel açıdan yok etmek için yapılan bu tür politikalar ciddi manada başarılı olunmuş ve kayıplar yaşanmıştır.

     Günümüzde hâlen etkisi devam eden bu tür politikalarla işin ciddiyetini şu şekilde açıklayabiliriz; bugün bazı ülkelerde (Kazakistan-Kırgızistan) kendi öz dillerinin yanı sıra öğretilen dilin konuşuluyor olması, toplumda yer etmiş insanların öz dillerinin haricinde bir başka dili kullanmaları onlara sanki ayrıcalık kazandırıyormuşçasına konuşmaktadırlar. Sosyal açıdan bakıldığında bu, bir yıkımın yakın olduğunun göstergesidir. Aile içinde kültürel değerlerin de tıplı dil gibi yok olduğunu söylersek isabetli bir açıklama yapmış oluruz.

     Sonuç olarak dili yozlaştırarak ve yok ederek bir toplumun kültüründe çatlamalara ve yok olmasına neden olmaktadır.

     Atatürk “Türk Dili, Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakın, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısaca bugün kendi milletini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza etmiştir” diyerek üzerine “Türk Dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” diyerek ekleme yapmıştır. Ahlaksız, ananesiz, hatırasız ve zihinsiz yani maddi ve manevi açıdan kültürsüz bir millet yaşayabilir mi? Varlığını sürdürebilir mi?

 

     Kültürün korunması, ortak bir dilin varlığına bağlıdır. 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
15Şub

Dil ve Kültür

15Şub

Eğitimde Batılılaşma

15Şub

Bir Eğitim İki Öğretim