BİR HİKÂYE YAZMAK İSTİYORUM - Recep ÖREK

BİR HİKÂYE YAZMAK İSTİYORUM


İçinde hüzün, acı ve ıstırabın olmadığı, geleceğin mutlu ve sağlıklı olacağına dair emarelerle süslenmiş katıksız bir hikâye. Yazgının tasallutundan kurtulmuş ve kıyıya vuran dalgaların köpüğünde kaybolan gülümsemeler gibi.

Bir ağacın gölgesinde güneşin kavurucu sıcaklığından korunan lezzetli uykunun x hali. Sonbaharın akşam kızıllığında, dalından sarkan üzüm taneleri gibi canlı ve doğal duran bir ruh halinin ertesi güne mutlu girebilme ihtimali… Sonsuz bir yolculukta düşlerden arınmış, duyguların yoğunluğuna ram olmuş bir ruh halinin serüven dolu yolculuğu…

Gecenin  karanlığında el yordamıyla hayallerini arayan meçhul bir insanın hayat dolu yüreğinin çırpıntısı. Uzaklardan havlayan köpeklerin sesinden arta kalan doğanın sessiz sonsuzluğu. Beklenmedik bir anda çıkagelen huzurlu yaşamın kendisi…

Yolun kenarında araba bekleyen yaşlının gülümseyen yüzü. Sonsuz  evrene sığdıramadığı anılarından dökülen sevinç ve mutluluk nağmelerinin gençlere verdiği hayata karşı duruş azminin tarifsizliği... İnsanın yaşam yolculuğuna eşlik eden sorunların pozitif enerjiye dönüş anının gölgesinde kalan sevincin mağrur hali.

 Bir hikâye yazmak istiyorum; içinde aşk kelimesi geçmediği halde aşkı ölümüne yaşayan, sevgiye muhtaç yüreklerin çırpıntısı, uzayıp giden mutluluk labirentleri, başlangıç ve bitişe takılmayan yoğun duygulara teslim olmuş mutluluğun çerçevesiz resmi.

Bir hikâye yazmak istiyorum; yalnızlığın mutlulukla birleştiği, düşünce yumaklarından çözülen esrarengiz düşüncelerin yalnızlık potasına birer birer düştüğü, anlamsız düşüncelerin kendine yer bulduğu, acımazlığın sevginin gücünde eridiği, ideallerin anlamsızlaştığı, karanlığın ipeksi bir dokunuşa dönüştüğü, ölümün yalnızlıkla ilişkisinin olmadığı, geçmişin acıklı hatıralarının zamanın dünyasında ruhunu sağalttığı.

Bir hikâye yazmak istiyorum; çeşitli coğrafyalarda yaşayan adı sanı bilinmeyen çocukların anne kucağına hasret kalmadığı, hayatın gülümseyen yanıyla hayata başlandığı, açlık, yoksulluk, savaş kelimelerinin duyulmadığı…

Bir hikâye yazmak istiyorum; düşlerdeki manzaraların gerçek olduğu, aşk kelimesinin anlam derinliğinden sıyrıldığı, sevgi yumaklarının atmosfere karıştığı, kar tanelerinin yağmur damlalarında erirken nazlı nazlı doğaya karışan buharın yüzümüze dokunan esintinin bir ömür boyu sürdüğü…

Bir hikâye yazmak istiyorum; yüzleşmenin hesaplaşmaya dönüşmediği, acıklı hikâyelerin sağalttığı ruhların denizin dibinde yukarı çıkarken özgürlükle buluştuğu, aşkı derin yaşayan insanların hikâyelerinin anlatıldığı esrik anların kalbimizdeki sessiz yolculuğu…

Bir hikâye yazmak istiyorum; uçsuz bucaksız coğrafyalarda, özgürlüklerin katman katman hissedildiği, sınıfsal ayrışmaların olmadığı, dayatmaların anlamsızlaştığı, herkesin sorunlarının ortaklaştığı, siyah ve beyazın sadece renklerden ibaret olduğu, hümanist bir dünyanın inşa edildiği, renklerin, ırkların, inançların, dillerin sorgulanmadığı insanca yaşamının herkes için bir hak olduğu ve herkesçe bilindiği…

Bir hikâye yazmak istiyorum; zafer kelimesinin sadece başarıyı ifade ettiği, başarısızlığın ise sadece bir sayısal sonuç olduğu, insanı merkeze alan hayatın anlam derinliğinin mutluluğunu yaşamanın dayanılmaz hafifliğinin gülen yüzlerde anlam bulduğu, birinin mağduriyetinin başkasına yaşama sevinci vermediği, ihtirasların açgözlülüğe dönüşmediği...

Bir hikaye yazmak istiyorum; hayallerin umuda, umutların gerçeğe dönüştüğü, gülen yüzlerin çoğaldığı, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği, açlık, yoksulluk kelimelerinin duyulmadığı yeni bir dünyanın  inşa edildiği, gökyüzünün mavisi ile yeryüzünün yeşillinin buluştuğu sade ve yaşanılır bir dünya…

 

  • Gölgelerin sessizliği” adlı kitabımdan

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Şub
21Şub

5 Milyon Kişi Neden Yalnız?

02Şub

Bir Gecede Kaybedilen Yarınlar

10Ara

PISA Neden Önemli?

22Ekm