Erbakan İmtiyazlı Holdinglere Dikkat Çekti

Bir dizi temasta bulunmak üzere Elazığ’a gelen, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan basın mensuplarıyla bir araya geldi.  Erbakan yaptığı açıklamada; ülke ve dünya gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, ekonomiye dikkat çekti. Erbakan,  İktidarın bazı müteahhitlere imtiyaz tanıdığını ifade ederek, seçim ittifakı ile ilgili olarak da açıklamalarda bulundu.

“Böyle Bir Ortamda Nasıl Böyle Bir Söz Sarf Ediyor?”   

Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ’ın tepkilere neden olan tasarruf açıklamasını değerlendiren Erbakan, “2 kilo eti zaten kimse bulamıyor.  1 kiloyu hiç bulamıyor, Bırakın  yarım kiloyu 100 gramı bulması bile mümkün değil.  Vatandaşlar artık; bebek maması, bebek bezi, ayçiçek yağı ve  zeytinyağı gibi temel ihtiyaçları karşılamakta bile zorlanıyorlar.  30 milyon insan sosyal yardım alırken,  1,2 milyon hane gıda yardımı alırken sizin; 2 kilo yemeyin de 1 kilo yiyin demeniz,  gerçekten de çok ilginç. Bu noktada tasarrufun iktidar tarafından yapılması gerektiğini ifade ediyoruz.  Madem imkânınız var.  5 tane holdinge 128 kez vergi muafiyeti çıkartıyorsunuz.  128 kez çıkar mayında, 28 kez çıkartın.  O aradaki imkânı millete aktarın.  İmtiyazlı bir holdingin, bir kalemde 9 buçuk milyar lira vergi borcunu siliyorsunuz.  9 buçuk milyar demek 1 milyar Dolar demektir.  Bu kadar imkân varsa, bunu biraz millete aktarın.  Amerika’nın şirketinin vergi borcunu siliyorsunuz,  vergi muafiyeti çıkarıyorsunuz. Bütün tasarruf ,  fedakârlık ve  sıkıntı vatandaşın üzerindedir. Böyle bir ortamda nasıl böyle bir söz sarf ediyor?  Bu gerçekten de çok ilginç, bunu ifade etmek isterim.” Dedi.

“Vatandaşlarımız Beklentilerinin Karşılanmadığını İfade Ediyorlar”

TOKİ Konutları’na ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Erbakan şu ifadelere yer verdi; “Elâzığ’daki TOKİ konutları ile ilgili, il başkanımız ve teşkilatımız bizi bilgilendirmişlerdi.  Malesef AK Parti İktidarı’ nın yaptığı bütün işlerde olduğu gibi,  bu projeler de yap işlet,  devret projeleri… 1 dolarlık iş,  5 dolara 6 dolara yapılıyor. Vatandaşlarımız, yapılan konutların maliyet fiyatının çok daha altında olduğu ifade ediyorlar. Metrekare olarak sıkıntı olduğunu, beklentilerinin karşılanmadığını ifade ediyorlar.  Bu noktada,  mevcut Cumhur İttifakı’nın, AK Parti İttifakı’nın yanlışlarını görüyoruz.”

“Türkiye’deki İşsiz Sayısı 106 Ülkenin Nüfusundan Fazla”

Vatandaşların tek gündem maddesinin ekonomi olduğunu kaydeden Erbakan, “Türkiye’de, özellikle vatandaşın birinci gündem maddesi; tamamen ekonomik kriz, geçim derdi ve borçların altından kalkılamaması ve siftah yapılamamasıdır. Türkiye’de 10 milyon işsizimiz var. Bu sayı  106 ülkenin nüfusundan daha fazla bir sayıdır. Bunun yanında; 1,5 milyon üniversiteli diplomalı işsiz var. İşsizleri bir kenara bırakıp ta, iş bulabilen şanslı azınlığa baktığımızda;  bunların da geçinmesi mümkün olmuyor. Asgari ücret açlık sınırının altında, emekli maaşı, sadece karı kocadan oluşan bir aile için bile, açlık sınırının altında… Memur maaşları yokluk sınırının altında, peki o zaman esnaf ne yapacak?

 Esnafın durumu daha da fena, 2020 de 99 binden fazla esnaf kepenk kapattı.  40 binden fazla şirket kapandı.  Esnafın bu girdi maliyetiyle, bu piyasa koşullarında, alım gücünün sıfır olduğu piyasada ayakta durabilmesi maalesef mümkün olmuyor.” dedi.

“ Çiftçinin Durumu Perişan!”

Çiftçilerin durumunu perişan olarak nitelendiren Erbakan, “Çiftçinin durumu perişan! Tohum, gübre ve tarım ilacı fiyatları, dövizdeki son artışla birlikte yüksek bir şekilde artıyor. Bu girdi maliyetlerinin, mahsul fiyatlarına yansıtılamaması çiftçiyi perişan ediyor. Çiftçi; ektikçe, biçtikçe elindeki avucundaki kaybediyor. Hayvancılık yapan kesim perişan! Çünkü yem fiyatları büyük ölçüde dövize bağlı,  gübrede ve  tarım ilacında olduğu gibi; 1 sende yem fiyatı yüzde yüz yirmi arttı hayvancılıkla uğraşanlar eziliyorlar. Çiftçinin tarımla uğraşan kesimin borçlarındaki artış, buna açık bir şekilde ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı 

“Türkiye’nin  %85’i Yoksulluk Sınırının Altında Bir Gelire Sahip”

 Türkiye’nin, açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşadığını vurgulayan Erbakan, bakanlıkların açıkladığı resmi rakamlarda bunu görmenin mümkün olduğunu kaydetti. Erbakan;” Türkiye’de  halk,  açlık sınırının altında gelire sahip, Türkiye’nin  %85 i,  yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip,  30 milyon insan sosyal yardım almak durumunda… Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın raporu,  bunu ortaya koyuyor. 10 milyona yakın insan,  gıda yardımı alıyor.  20 milyon insan, elektrik faturasını ödeyemediği için, karanlıkta oturuyor. Bunu;  Enerji Bakanı ifade ediyor.  Böyle bir tablo gerçekten de, bu memleketin bir evladı olarak bizi üzüyor. Bir Milli Görüşçü olarak, çok daha fazla üzüyor. iktidar neden yeterli düzeyde kaynak aktaramıyor, vergileri düşürmüyor?  Zam yapıyor, vergileri arttırıyor. İşçi, memur ve emekli maaşlarını  %100,  %200 arttırmıyor. Tarım taban fiyatlarını neden %100 %200 arttırmıyor? İşsiz kesimin dertleri, iktidarın atacağı adımlarla çözülecektir. Bu adımları neden atmıyor? İşsizliğe karşı istihdam adına gerekli adımları neden atmıyor?” diye sordu.  

“Bu Üç Temel Gider; 1.Faiz, 2. İmtiyazlı Holdinglere Kaynak Aktarılması  ve  İsraf…”

Kaynakların üç temel gidere harcandığını ifade eden Erbakan, “İktidar elde etmiş olduğu kaynakları 3 temel gidere harcıyor. Bu üç temel gider; 1.faiz, 2. imtiyazlı holdinglere kaynak aktarılması  ve  israf…

Hükümetin kendi açıkladığı orta vadeli ekonomi programlarında, rakamlar belirleniyor 2021 bütçesinde 179 milyar lira faize para ödenecek, devlet tarafından 2022 de 240 milyar lira faize para ödeyecek.  2023 de ise faize,  291 milyar lira 2024 de 320 milyar lira ödenecek.  Hükümet diyor ki; beni iktidarda tuttuğunuz sürece,  3 sene içerisinde yıllık faiz ödemesini yaklaşık 2 katına çıkaracağım. İktidarda kalırsam, önümüzdeki 3 sene de, 852 milyar daha faiz ödeyeceğim. Bu korkunç rakamlar; millete gitmesi gereken  kaynakların , nereye gittiğini açık bir şekilde göstermektedir. Gelecek sene 240 milyar faiz ödemek demek;  her saat başı 10 bin asgari ücretin faize vermek demektir. Her 2 saate bir 240 bin asgari ücreti götürüp faize vermek demektir.

 2. İmtiyazlı holdingler Çanakkale Köprüsü, Artvin Yusufeli Barajı  gibi, bunun gibi çok  sayıda örnekler var. Ama bunlar zaten yeterlidir. Çanakkale Köprüsü’nü yapan müteahhitte yıllık, 16 buçuk milyon araç geçiş garantisi veriyorlar.  Çanakkale köprüsünde feribotla geçen araç sayısı 1 yılda 4 milyon… Geçmeyen 12 buçuk milyon aracın parasını, 83 milyon olarak bu imtiyazı müteahhitte  veriyoruz. Şehir hastanelerinde durum ne? 13 tane şehir hastanesi yapılmış, 13 şehir hastanesini yapan müttehitlere 54 buçuk milyar lira para ödeniyor.  Artvin Yusufeli Barajı’nda müttehitlere ödenen para 6,4 milyar lira yani 6 milyar lirayı müttehitte veriyorsunuz. Şehir hastaneleri için 42 milyardan fazla para veriyorsunuz ve yine Çanakkale köprüsünde de 4 milyon geçen araca 16 milyon araç garantisi veriyorsun. İmtiyazlı holdinglere milyarlarca liranın, nasıl aktarıldığının görülmesi için  bu örnekleri verdim.” dedi.

“Cumhur İttifakı’nda Yer Almamız Pek Mümkün Gözükmüyor”

Seçimlere tek başlarına girmek istediklerini kaydeden Erbakan; “Belki de yeni kurulan ittifaklar ve de partilerinde değişiklik yapılan ittifaklarda yer alabileceğiz. Cumhur ittifakı sürekli oy kaybediyor ekonomik anlamda, bıçak kemiğe dayandı. Seçmenin iktidara ciddi tepkisi var. Batan geminin içinde yer almak mantıksız bir yaklaşım olur. Şu anda Cumhur İttifakı’nda yer almamız bu pek mümkün görülmüyor. Millet ittifakı da CHP ve HDP var. Orada  da  oraya dâhil olan partilerle mi olacaksınız? Denilmekte iki ittifakta çok uygun görülmüyor. Sağ kitlelerin bir araya geldiği 3. bir ittifak olsun istiyoruz. İyi Parti, Demokrat Parti, Saadet gibi… Bu şekilde bir sinerji olacağını biliyoruz. Bu alternatif bir düşünce bir fikir jimnastiği… Tek başımıza seçimleri girmeyi daha çok istiyoruz” ifadelerini kullandı.