Çalışkanın Ödülü - Masal Köşesi

Çalışkanın Ödülü


Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde,  kalbur saman içinde ,uzak diyarlarin birinde çok güzel bir ülke varmış Burada yaşayan halk öylesine bağlıymış ki vatanlarına, canlarının kıymetini vatan varoldukça  anlamı olduğunu bilirlermiş. O yüzden çocuklarını yetiştirirken de hep vatan sevgisi ile yetiştirirlermiş. Bunu bilen diğer  ülkeler ,bu ülke halkının aklını çelmek için  kurnazca fikirler bulurlarmış.

Günlerden bir gün içlerinde biri çıkmış. Tembelliği öğretecekmiş onlara. Adı da ''Çakal Ali'miş.
Bir gün köyün birine gitmiş. Köyün halkı sabah erkenden işinlerine giderlermiş her zaman. .Çocuklar da erken saatte okula.

Önce erken tarlaya ,bahçeye gidip ürün elde eden halkı kandırmak ile başlamış. Köyün halkının gittiği Köy evine gitmiş. Bir kaç kez gittikten sonra samimiyet kurduğu grubu bir yere götürmek için ikna etmiş.Gidecekleri yer bir dağın ardıymış. Oraya giderlerse birlikte zengin olmaları için her  şey varmış. Dağ dememiş ,taş dememişler,Soğuk sıcak dememişler. Vardık mı ?demişler.'

''Yok daha çok var.Aş bitmiş.Su kıtmış.Devam etmişler.Siz deyin üç gün , ben diyeyim kırk gün.Neyse varmışlar dağın zirvesine.Çakal Ali, ''Arkadaşlar burayı kazacağız.Çok kazan en zengin o olacak'',demiş.

Neyse kazmışlar kazmışlar.Hiçbir şey yok.Acaba  ne var diye hep düşünmeye ve hayal kurmaya başlamışlar. İçlerinden  Ahmet Ağabey geldiğine pişman olmaya başlamış.Bu işi pek sevmemiş.Biraz uyuyayım  demiş.Uyumuş Rüyasında Sarı saçlı, mavi gözlü, asker görünümlü bir yiğidi görmüş. Ona''Türk, Öğün, Çalış, Güven'' demiş. Uyanmış, utanmış Ahmet Ağabey kendinden. Bağında, bahçesinde çalışmayı bırakıp oraya geldiği için pişman olmuş.Dönmeye karar vermiş.Aslında rüyasında gördüğü o yiğidi tanımış. Okulda okurken öğretmenleri, babasının hep anlattığı o kişiye çok benziyormuş. Varmış köyüne, işine gücüne devam etmiş. 

Diğerlerinin içine kurt düşmüş sanki. Devam etmişler ama yine de.Çok genç olanlardan biri çok kazdığını ve hiç birsey elde edemediğini düşününce sinirlenmiş.Sonra gökyüzüne bakmış. ''Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır."diyen  Mavi gözlü, sarı saçlı okulda derslerde öğretmenlerinin anlattığı o yiğidi, vatanseveri görmüş. Yaptığının onun dediği yol değilmiş. Köyüne dönmüş. Kendi bağında, bahçesinde çalışmaya ve bir taraftan  okumaya karar vermiş.
Diğeri ise köyün en zengini ve varyemeziymiş.O altın bulacağı için hiç umudunu kaybetmemiş. Ta ki kazdıkça yerin altına bakıp Sarı saçlı, mavi gözlü yiğidi ve yanında askerleri görünceye kadar.

Çünkü aynen şöyle diyormuş'
''Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.”
Oğlu aklına gelmiş hep birseyler araştırıp okumak istiyormuş. Baba olarak çocuğuna zenginlik ile paranın okumak ile olmadığını, önemli olan para olduğunu söyleyip durduğu aklına gelmiş. Kendinden utanmış.Hemen köyüne dönmüş. Oğlunun okuması için elinden gelen desteği vereceğini söylemiş. 

Çakal Ali kimseyi orda tutamayıp, kandıramadığı için çok sinirlenmiş.O sinirle kendini onların kazdıkları kuyulardan birinin içine düşmüş.Hayatını kaybetmiş.Bir daha o ülkeye Çakal Ali gibi insanlar uğrayamamış.Çünkü o ülke insanları çok okuyup çok çalışmışlar. O vatanseverin yolu izledikleri yol olmuş.Gökten üç elma düşmüş biri vatanseverlerin başına,  biri çalışkanların başına, biri de okuyanların başına...

Berat BİNGÖLLÜ 
ELAZIĞ ANAOKULU 
Okulöncesi Öğretmeni
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
24Eyl

ÇUBUK ALİ

05Ağs

DENİZKESTANESİ.

26Tem

ACIDAN ÖĞÜT

19Nis

Lavanta Çiçeği ve Mutluluk

01Şub

Manolya Kokusu