YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE…

Geçtiğimiz Kadir gecesinde yaratan Allah’ımıza şöyle dualar ettik: - Kadir gecesinin feyzinden bizi de nasipdar eyle, - Bu gecenin hürmetine bizi af eyle, bağışla, - Kulun rabbine en yakın olduğu gecelerin en önemlisi olan Kadir gecesinde bizi kulluğuna kabul eyle, - Kadir gecesinin ülkemize ve tüm İslam âlemine huzur ve barış getirmesine vesile eyle. - Kadir hakkı için bize yardım eyle - Kadir gecesini hayrımıza vesile eyle DEĞERLİ, BEREKETLİ, KADİRLİ OLAN NEDİR? Kadir gecesine anlam ve amaç yükleyen, onu Kadir yapan Kur’an’ın nüzulüdür. Önemli olan gece değil, vahiydir. Kur’an’sız hiçbir şey anlamlı değildir, bereketli ve feyizli değildir, mübarek ve değerli de değildir. Her şeyin anlamını ve amacını sadece Allah belirler. Ne ile? Kuranla. Kuran da önümüzde işte, elimizin altında duruyor. KADİR GECESİNİN HAKKI İÇİN… “Kadir gecesinin hakkı için bizi bağışla Ya Rabbi. Sadık kullarının hakkı için bize yardım eyle Allah’ım” diyoruz. Kimsenin Allah’tan hakkı yok ki, onun hakkı için Allahtan yardım isteyelim. Herkes ve her şeyde Allah’ın hakkı vardır. Dolayısıyla hiç kimsenin hakkı için Allah’a dua edilmez. YAKIN ALLAH, UZAK ALLAH… Allahtan bize daha yakın biri mi var ki, onun hürmetine olsun. “ Allah'ı bırakıp da Allah’tan başkasına dua edip, yardım isteyenden daha şaşkın ve sapık kim olabilir? ( Ahkaf 46/5 ). KADİR GECESİNİN, RAHMETİ VE BEREKETİNDEN BİZİ DE MÜSTEFİD EYLE… Tek başına gecenin rahmeti olmaz. O zaman diğer geceler “bizim rahmetimiz yok mu” diye bize küserler. Ya gündüzler? Gündüz rahmetsiz mi bu hesaba göre? Haşa… Bütün zamanlar ve mekânlar rahmet, nimet ve ikramdır Rabbimizden bize. Onları mübarek kılan da orada hüküm süren Kuran’dır. Bereket kaynağı Allah’tır ( Mülk 67/1), mübarek olan Allah’tır, geceler veya gündüzler değil, başka hiçbir şey de değil. Rahmet gecenin değil ki, Allah’ındır. Rahman olan Allah’tır, bize Kuranı öğretendir, bizi yaratandır ve Kuranla kendimizi ifade etmemizi öğretendir (Rahman 55/1-4). YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE… “Bu gecenin hürmetine, filanların hürmetine” diye de dua ediyoruz. Hiçbir şeyin hürmetine dua edilmez. Allahtan daha hürmetli kim var ki, araya hürmetliler koyuluyor? Allah’la aramızda mesafe yok, protokol yok, resmiyet yok, hiçbir şey yok. Neyin hürmetini araya koyacaksınız ? Allah ile aramızda ara yok ki, hürmetine denilecek birileri, ya da bir şeyler aracı olsun. Muhatabımız direkt Allah’tır. “Eğer kullarım sana benden soracak olurlarsa, iyi bilsinler ki, Ben çok yakınım; dua edenin yakarışlarına her zaman karşılık veririm; öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana tam güvensinler (Bakara 2/186). “Kim kalıcı şeref ve itibar arıyorsa, iyi bilsin ki bütün bir şeref ve itibarın kaynağı Allah'tır, yani Kurandır (Fatır 35/10). “(Eğer size dost lazımsa) dost olarak Allah yeter; (yardım lazımsa) yardımcı olarak da Allah yeter (Nisa 4/45).” “Ve yalnızca Allah'a dayan: zira dayanak olarak Allah yeter (Ahzab 33/3).” "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir (Ali İmran 3/173).” Allah bizim en yakın dostumuz ve vekilimiz iken, araya bir şeyleri koyarsak; “ Hey dostum, hey sevdiğim kulum bunlar da ne oluyor, başkalarının yüzünün suyu hürmetine ben den bir şeyler istiyorsunuz. Ayıp olmuyor mu?” demez mi? Derse Allah’ın yüzüne hem bu dünyada, hem öbür dünyada nasıl bakarız? KADİR DUASI… Hz Aişe annemizden rivayet edilen hadiste, Efendimiz Kadir gecesinde şu duayı yapmamız öğütleniyor: “Allah’ım sen affedicisin, affı seversin, bizi de affeyle.” Bu mübarek dua sadece bir gece için mi geçerlidir? Allah bütün zamanların Rabbi olarak hep affedicidir. Allah zatıyla zaten affı sevendir. Gafur ve Gaffar olan Allah, “bağışlayan ama ezmeyen, bağışlayan ama başa kakmayan ve bin kere bağışlayıp bir kere bile yine mi sen demeyendir.” Kulum mahcup olmasın diye “bağışladığını bile söylemeyendir.” ALLAH 99 ESMASI İLE HER AN VE HER YERDE ALLAH’TIR… Yine bir hadiste: “Rabbimiz Kadir gecesi en yakın semaya iner ve “yok mudur af isteyen, af edeyim; yok mudur rızık isteyen rızık vereyim, yok mudur derdi olan dermen vereyim, yok mudur hasta olan sağlık vereyim” der. Allah’ın bunları demesine gerek mi var? Allah 99 esması ile bunların toplamıdır zaten. O, her işe müdahale eden ve bizi Kur’an’la aralıksız, her an terbiye eden RABBÜLALEMİNDİR. O her zaman RAHMAN-RAHİM’dir, rahmeti kendisine borç kılandır, rahmeti herkesi ve her şeyi kuşatandır ve yarattığının rızkını tekeffül eden REZZAK’tır. Sınırsız cömert olan EKREM’dir, koruma amaçlı bizi gözetleyen RAKIYB’dir. Allah bizi sınırsızca seven VEDUD’dur. Her işi iyilik ve güzellik dolu olan HAYR’dır. Yardımı kendisine yazan NASİR’dir. Bizi yakından tanıyan, eksik ve noksanlarımızı tam olarak bilen, buna rağmen eşsiz hoşgörü ve müsamahası ile bizden vazgeçmeyen HALİM’dir. Her hususta ikramda sınır tanımayan KERİM’dir. Bütün bunları nezaketle lütfeden, zarafet ve lütuf sahibi LATİF’dir. Dualarımıza icabet eden, çağrılarımıza benzersiz cevap veren dileyeni/dilediğini arzusuna kavuşturan MUCİP’dir. Şefkatte sınır tanımayan RAUF, kuluna yeten KÂFİ, tevbe edene anında yönelen TEVVAB ve eşsiz yönetici KAYYUM’dur. Çünkü O, üstünlük, güç ve şerefin kaynağı olan AZİZ’dir. Çünkü bizim Allah’ımız ululukta eşsiz ve benzersiz azamet sahi olan AZİM ve mutlak üstün ve yüce olan A’LA’dır. MELEKLER VE RUH İNERLER DE İNERLER… Boşlukta milyarlarca melek uçuşuyor. Kalbimiz ve akciğerimiz hayat boyu sürekli aynı ritimde atar durur. Vücudumuzdaki 100 trilyon hücre ayrı ayrı ama aynı amaç için faaliyet gösterir. Beyindeki ve sinir sistemindeki iletişim noksansız bir şekilde bize hizmet ederler. Bunların kendi başlarına öyle çalışıp durduklarını sanmak, akletmemek olur, tefekkür eksikliği olur. Bunların hepsi melektir ve her şey bir melektir. Atomlar elektronlar, canlı cansız her şey Allah adına hareket ederler ve FAAL olan Rabbimizin aktivitesinin evrene yansımasıdır. Eğer melekler sadece Kadir Gecesi inmiş olsaydı, evren donar kalır ve mahvolurdu. Kadir suresinde: Tenezzelül melaiketu verruhu. Müminlere melekler sürekli inerler de inerler. Melek eşyayı ayakta tutan kuvvettir. Dolayısıyla bizim meleklerimiz de bizi ayakta tutan güç olur. Ruh, bize hayat veren Kur’an’dır, vahiydir, Ruh Kuranı getiren Cebrail melektir; Ruh, bizi insan yapan canımızın anlamıdır. Buradaki ortak nokta hayattır, canlılıktır. Bunlar Rabbimizin bütün emirleriyle inerler, işte bu da İslam’dır ve Kur’an’dır ve kelimenin tam anlamıyla selamdır, güven ve kurtuluştur. Kuralları vahiyle koyulmuş bütün emirler için inerler, çünkü İslam Allah’ın evreni idare ettiği sistemin adıdır. Fecir ise, iç aydınlığı, esenlik ve mutluluktur. Rabbimiz! Seninle olmak anlamlı ve amaçlı olmak, mutlu ve güvende olmaktır. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım. Bayramınız kutlu olsun. Hayırlı cumalar diliyorum. Doruk, 17 Temmuz 2015