Pısa Sonuçlarını Nasıl Okumak Gerekir - Recep ÖREK

Pısa Sonuçlarını Nasıl Okumak Gerekir


Temeli 1997 yılına dayanan ve Türkiye’nin 2003 yılından itibaren katıldığı PISA sınavlarının 2018 yılı sonuçları açıklandı. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü)  tarafından organize ve finanse edilen bu sınavlar 3 yılda bir 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin belli alanlarda kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendirilip analiz etmektedir. Sonuncusu 2018 yılında yapılan sınavın ön değerlendirme raporu yeni yayımlandı. Türkiye’nin de üye olduğu OECD ülkelerinden 37 ve bu teşkilata üye olmayan 42 ülke olmak üzere dünyanın 79 ülkesinde bu sınav yapıldı. Bu ülkeleri temsilen 32 milyon öğrenciden 600 bin, Türkiye'de ise 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin yüzde 73'ünü temsilen 186 farklı okuldan 6 bin 890 öğrenci sınava katıldı. Bu ön bilgiden sonra 2018 yılında yapılan ve 2019 yılının Aralık ayında açıklanan PİSA raporunun değerlendirilmesi bu yazının ana konusudur.

Yapılan çalışmanın boyutu ve analizleri birçok değişkenden oluştuğu için bu yazıda verilerin bir kısmı irdelenecektir. Çünkü yapılan ölçme sadece bazı alanlardaki başarıyı değil, okul ortamında öğrencilerin akran zorbalığı, yalnızlık, mutlu-mutsuzluk gibi çocukların sosyal ve psikolojik durumları da değerlendirme kapsamına alınmıştır. Ancak bu yazının konusu daha çok  “okuma, matematik ve fen bilimleri” becerilerini analiz etmeye yöneliktir.

15 yaş grubundaki örgün eğitime devam eden öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bu sınavın temel amacı; öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük yaşamda ne kadar kullanabildiklerini ölçmektir. Söz konusu yaş grubundaki çocukların yeterliliklerini ölçen bu sınav okuma, matematik ve fen alanında sorulara verdikleri cevaplar 1’den 6’ya kadar sıralanmaktadır. En üst düzey ise 5. ve 6.seviye olarak ifade ediliyor.  Dünyada “üstün zekâlı öğrenciler olarak” tabir edilen bir ülkenin ortalama toplam öğrenciler içerisindeki payı yüzde 5 civarındadır. Bahsedilen öğrenci grubu bu testin 5.ve 6. seviyelerine denk gelmektedir. PISA sonuçlarına göre Türkiye’de 5.ve 6. seviyedeki  “okuma alanındaki ” başarısı  2012 yılında %4,3, 2015’te %0,6 ve 2018’de bu oran %3,3 olarak ölçülmüştür. Bu da 2018 yılının başarısının 2015 yılının üzerine çıktığını ancak 2012 seviyesine ise henüz ulaşmadığını göstermektedir.

 

“Okuma becerisi” ise PISA sınav bataryası içerisinde yer alan diğer yeterliliklerden farklı bir yere sahiptir. İyi bir okuma becerisinin olmaması diğer derslerdeki başarıyı da olumsuz etkileyebilmektedir.  Çünkü burada okumadaki kasıt okumanın metinlerde yer alan bilgileri eleştirel bir biçimde değerlendirmek, muhakeme etmek ve konunun ana fikrini irdeleyebilme gibi geniş kapsamlı bir değerlendirme temeline dayanıyor olmasıdır. Ezberden uzak, kaliteli okuma, okuduğunu anlama, yorumlama ve çıkarımlarda bulunmaya dayalı bir ölçütün kullanılması bildiğimiz okumanın klasik kurallarının sınırlarını aşmaktadır. Sadece okuma ritüeli soruna çözüm getirememektedir. Daha ileri düzeydeki çabalara ihtiyaç vardır.

Türkiye okuma becerileri sıralamasında 2018 yılındaki sınavda 79 ülke arasında 40. sırada, 37 OECD ülkeleri arasında ise 31. sırada yer almıştır. (2015’te 50.sırada) Okuma becerilerinde puanlar 340-555 arasında değişmektedir. Türkiye’nin bu alandaki puanı 466’dır.(2015 te 428) Matematik alanında puanlar 328 ile 591 arasında olup Türkiye 453 puanla 42.sırada yer almıştır. Fen Bilimleri alanında puanlar 336 ile 590 arasında olup Türkiye 468 puanla 39. Sırada yer almıştır.(2015’te 54.sırada) Tüm bu veriler değerlendirildiğinde Türkiye tüm alanlarda OECD ülkeleri arasında ortalamanın altında kalmasına rağmen 2015 yılının puanlarına göre anlamlı bir artış sağladığı görülmektedir.  Basında yapılan değerlendirmelere baktığımızda kimi bardağın dolu tarafını kimisi de boş tarafını görmeye çalışmış. Ve sonuçları öyle değerlendirilmiş. Oysa konuyu farklı mecralara çekmeden daha nasıl iyi bir eğitim inşa edebiliriz konusuna odaklanmak gerekir.

Bu sınavın başka bir boyutu ise Uzakdoğu ülkelerinin başarısıdır. Özellikle Çin gibi devasa bir ülkenin sıralamanın en üstünde yer alması Türkiye’de bazen dile getirilen okul çağındaki nüfusun yüksek olmasının dezavantajlarını çürüten somut bir örnektir. Özellikle ilk 4’de giren ülkelerin Uzakdoğu’da yer alması ve ilk 3 ülkenin Çin’e bağlı devletler olması(Singapur hariç) gerçekten takdire şayandır. Bu da eğitim kalitesinin ekonomi üzerinde oluşturduğu katma değerin bir sonucu olsa gerek. Çin yüzyılımızın ekonomideki altın dönemini yaşamakta ve bunun eğitimle çok yakından ilgisinin olduğu ekonomistler tarafından da dile getirilmektedir.

Türkiye özelinde ise 2018 yılında yapılan PISA sınavındaki başarı artışının farklı parametreleri mutlaka vardır. Bana göre özellikle ders kitaplarının ve öğretim programların yapılandırmacı eğitime göre düzenlenmesi ve fen alanındaki konuların gerçek yaşam ve çevreyle ilişkilendirilmesi burada etkileyici güç olmuştur.  Ayrıca merkezi sınavlarda ezbere dayanmayan,  bilgi ve yorumu harmanlayan, muhakeme, analiz ve senteze dayanan soruların sorulması daha açık bir ifadeyle PISA soru türlerine yakın soruların sorulması bu sonucun alınmasına önemli katkısı olduğunu düşünüyorum.

Kopyala yapıştır, arşiv bilgisi, konu başlığı odaklı ve tanımları öncelemeyen soru tiplerinin artması ve öğrenme metotlarının değişmesi ileride Türkiye’nin eğitimdeki sırasını yukarılara taşıyacaktır. Analitik ve özgür düşünen, eleştiri yeteneği gelişmiş, sorgulayan, bilgiye sahibi olmaktan çok onu kullanan ve sorunlara inovatif çözümler üretebilen bireyler toplumda ne kadar çoğalırsa eğitim düzeyimiz o kadar yükselecektir.

Sonuç olarak 2018 PISA sonuçlarının 2015 yılındaki moral bozukluğunu üzerimizden atmasına vesile olması bile başlı başına bir başarıdır.

*Konu ile ayrıntılı bilgiye aşağıdaki web adresinden ulaşılabilir. http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/03105347_PISA_2018_Turkiye_On_Raporu.pdf

** PISA: Programme for International Student Assessment(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • Metin BENLİ | 08 Aralık 2019 12:53

    2015 ayılında PİSA Sınavını okul olarak uygulayan biri olarak yaklaşımlarınızı, tespitlerinizi son derece önemsiyorum. Ya tam eksi , ya da tam artı mantığından kurtulup “neyi iyi yaparsak iyi olur. Veya nerede kör inatla olaylara yaklaşıp ideolojik bakarsak , yaklaşırsak kötü olur “ mantıcıyla, bakış açısıyla yaklaşırsak daha çözüm odaklı sürece katkı sunabiliriz. Tebrik eder, mücadeleyi sürdürme noktasındaki kararlılığınızdan ötürü sizleri kutlarım.

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Şub
21Şub

5 Milyon Kişi Neden Yalnız?

02Şub

Bir Gecede Kaybedilen Yarınlar

10Ara

PISA Neden Önemli?

22Ekm