SANATIN MASUMİYETİ - Recep ÖREK

SANATIN MASUMİYETİ


Hayallerin sınır tanımadığı duygu dünyamızın yolculuğuna eşlik eden çok etken vardır. Bu etkenlerin başında sanatın kendini konumlandırdığı "bir dünya" ve "bu dünyayı " şekillendiren/ boyutlandıran estetik bir anlayış. Bu anlayışın insana kattığı değer, günlük yaşamın içine gizlenmiş bir mücevher görevi görür. Sanatın,  ruhumuzda oluşturduğu estetik hava günlük yaşamımıza renk katar, üretkenliğimizi arttırır, insanlarla iletişimimizi güçlendirir.

Aslında hayat, sonsuz görsel bir dünyadan ibarettir. Bu görsellikle senkronize olan bir de  müziğin ritmi vardır. Müzik ve resim ayrı kulvarlarda olsa da işitsel ve görselliğin atmosferinde çoğu zaman yolları kesişir. İnsan ruhunu sağaltan yanı ile müzik,  göz zevkimizi okşayan yanıyla resim bütünleşip hayata ayrı bir tat katarlar. Bu ikili bize yaşama sevinci veren ve bizi hayata bağlayan güzel sanatların duygu dünyamızdaki sessiz yolcuğun masumane adımlarıdır. Bu duyguların önemini kavrayan insanlar; başarılı ve mutlu bir geleceğin inşasını başarmışlardır. Çünkü mantığımızın katı dünyasını dengeleyen unsur duygular güçlülüğüdür. Yoksa hayat mantığın gerçeklerine hapsedilmiş mekanik bir yaşama dönüşürdü. Sanatın bu güçlü yanı süreç içerisinde bize umulmadık bir hayat vaat eder. Sevginin, umudun ve aşkın yamaçlarında ya da duygu dünyamızın doruklarında arayışlarımız arasına yerleşen bir tuvalden süzülen mahzun bir bakış, bir gülümseyiş hayatın karmaşıklığı karşısında  bizi yeniden düşündürür.  Ya da meçhul  bir coğrafyada adı sanı bilinmeyen sokaklarında  yürürken yüreğimize dokunan melodilerin ihtişamı karşısında hayatı yeniden yorumlarız. Geçmişin yetersiz bakiyesini anlık olsa da  bir sokak çalgısının hüznüne teslim edip düşünmeden sessizce uzaklaşırız...

 Yaşadığımız coğrafyanın geleneksel kodlarından  sökülüp gelen ağıtlar, mitler, tasvirler gelecek nesillere  sanatsal  anlamda önemli  miraslar bırakmıştır. Bu miras sanatın o geliştirici dünyasında kendi yerelinin sanatını doğurmuştur. Anadolunun bazı kentleri bu yönüyle ön plana çıkmış, yöresel motiflerin renklerinden geniş anlamda bir sanatsal ve kültür Anadolunun bağrında yeşermiştir. Güzel sanatlar sadece yerel motifleri barındırmaz, evrenselin o dünyaya meydan okuyan hümanist bakış açısını da duygu dünyamıza nakşeder. Hayata dair beklentileri ilmik ilmik dokur  yüreğimizin gerçeküstü dünyasına. Sevgimizi, masum duygularımızı, haykırışlarımızı, itirazlarımızı bazen bir çalgının tellerine takıp hayatla hesaplaşırız  bazen de  bir resmin derinliklerinde  içimizden geçen yasak duyguları hapseder  ve hayata karşı başka bir duruş sergileriz.

Duygu ve düşüncelerimizi sanat yoluyla dile getirmemiz sadece bir masumiyetin teslimidir. Bu sebeple insana yaşam alanı açan güzel sanatların ruhumuzdaki yolculuğu; bazen bir nefesli çalgıda anlam bulur, bazen  meçhul bir heykelin kıvrımında, bazen de bir resmin ruhumuzu darmadağın eden küçük bir fırça darbesinde…

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Şub
21Şub

5 Milyon Kişi Neden Yalnız?

02Şub

Bir Gecede Kaybedilen Yarınlar

10Ara

PISA Neden Önemli?

22Ekm