Bir Kelimenin Etimolojisi Ve Hayatiyetine Dair - Şakir ALBAYRAK Eğitimci&Yazar

Bir Kelimenin Etimolojisi Ve Hayatiyetine Dair


Dünür: < ETü tüŋür evlilik yoluyla akraba, hısım. “Dünür” kelimesinin  “tüŋür”şeklinde yazımı “düğür” yazımının nazal “n”li yazımıdır ki “ng” seslerinin entegre bir şekilde çıkmasının işaretidir. Bu da günümüzde “düğür” biçiminde halk ağzındaki yumuşamış örneğidir.

Düğme :  ETü: tügme düğüm < ETü  tüg- bağlamak, düğümlemek +mA 

Düğün :<< ETü tügün düğüm, akit < ETü tüg- bağlamak, düğümlemek +In 

“Dünür” kelimesinin anlamı ve etimolojik yapısıyla ilgili çok zamandır zihin yoruyordum. Sonunda yazmaya karar verdim.
“Düğün” ve “dünür” kelimelerinin arasında bir münasebet olmalıydı ve söyleniş bakımından da yakınlık bulunmalıydı.

Aksi halde dil varlığı ve tekâmülüne aykırılık bulunurdu. Kendimce olayı çözdüm. Bu yanlışlığın çözümü için mahalli kullanılışları da dikkate almak gerekirdi.

Doğduğum, büyüdüğüm çevrede, evlenmeye aday kız ve oğlan babalarına “düğür”, oğlan v e kız annelerine  “düğürşü” denirdi. Halen öyle olup olmadığını bilmiyorum zira yaklaşık elli yıldır mahallî konuşmalara uzağım. Bu anlamlandırmaya paralel sözlük çalışması yaptım.

Kelimelerin geçerli sözlüklerdeki anlamlarını karşılaştırdım:
Birbiriyle ilgisini düşündüğüm kelimeleri de konuya dâhil ettim.

Dünür:   ETü, tüŋür, evlilik yoluyla akraba, hısım. Bu tanımda bir araya getirme olduğu açık değil mi? Eski Türkçe ’de “Dünür “kelimesinin Fransızcadan Türkçeye aktarılan nazal “n” sesiyle söylendiği anlaşılıyor. Bunu, bugün nazal  “n”sesiyle söylemiyoruz. Söylesek isabetli olur. Bağlam kopukluğu da giderilmiş olur. Nazal “n “ sesi ng karışımı genizden söylenen bir sestir. Anadolu’nun halen birçok yerinde özellikle orta Anadolu ve mücavirinde konuşmalar senin, onun, bunun, şunun ve benzeri kelime bitişlerinde “n” sesi ile g sesi kaynaştırılarak söylenir. Yazı dili ortak olduğunda “n” sesi yazıya geçirilir. “Düğür” kelimesinin aslı da “düngür “olarak söylenir. Seslendirme geniz kaynaklıdır.  Yazıya ses katamadığım için anlatımı zor. N ile g sesi genizde birleştirilip tek ses olarak çıkarılır. Eski Türkçe bu ses kaf-ı nun ile yazılıp söylendiğinden, yazı dili aynı olmasına rağmen şivelerde Ng seslerinin imtizacından mütevellit farklı söylenişler oluyordu.

Aşağıda da görüleceği gibi iki yakamızı birleştiren “düğme” kelimesinin de “düğün” kelimesiyle akrabalığını etimolojik bakımdan düşünüyorum. Zira “Dünür” kelimesinin analizinden yola çıkılarak bir anlam bağı kurmak mümkün olmuyor. Ama Düğme, düğüm, düğür, düğün, düğ- kelimelerinin etimolojik bağlarının bulunduğu gözüküyor. Bunda bir dayatma hissi taşımıyorum. Hatta” düğ- “ fiilinin bu konuya öğe olan diğer kelimelere kök olduğu gözüküyor.
 Yine de ben, dil akademisyenlerinin konuyla ilgilenmelerinin daha isabetli olacağına inananlardanım.
Düğme :<< ETü tügme düğüm < ETü tüg- bağlamak, düğümlemek Burada da aynı yaklaşım(bir araya getirme) yok mu?
Düğüm := ETü tügün düğüm < ETü tüg- bağlamak, düğümlemek.  Burada yaklaştırma da var. 
Düğün :<< ETü tügün düğüm, akit < ETü tüg- bağlamak, düğümlemek. Burada da apaçık var. Özellikle akit: sözleşme apaçık.

Öyleyse düğünün konusu olan çiftlerin ebeveynlerinin vasfı, bu manaya bağlı olmalı değil mi?  Bir araya getirme işine düğün deniyorsa Ana babaya da Düğür denmesi uygun olmaz mı? Bu kelimenin sözlüklerde “Dünür “ şeklinde bulunmasının tembellikten mi, yoksa yuvarlamacılıktan mı kaynaklandığını bilmiyorum. Mevcut alfabemizde, Nazal “n” sesinin harfinin olmayışı bu karışıklığın sebebi olsa gerek. Zaman geçip gelişmeler çoğaldıkça dilin de bu gelişmelere paralel gelişmesi sonunda bazı kelimelere ihtiyacı, dilin canlılığı kaidesinden olacaktır. Gençlerin evlenmeleriyle oluşan akrabalığın samimi sıcaklığının “dünür gibi bi yavan bir kelimeyle karşılanması dil kısırlığından değil, dil tanımamaktan olmalıdır. “n” sesi yerine nazal= geniz “n”si kullanıversek sorun çözülecek yani kör tüğnük olmaktan kurtulacaktır. Birazcık çaba, gerçeğin anlaşılmasına kâfidir aslında. Tarama sözlüklerinin uydurmacılığının böylece anlaşılmış ve aşılmış olacağını düşünüyorum.  

Evlilik töreninin adı, “düğün”se evleneceklerin ebeveyninden, babalara düğür, annelere düğürşü denmesinin ne sakıncası olabilir. Hadi diyelim, Türkçede isimlerin erkeklere (Müzekker ) ve kadınlara göre (Müennes) ayrımı olmayacağına göre “Anne-babaya “düğür denmesinin “dünür “denmesine göre çok daha temelli olduğu gözüküyor. 
Kelime taraması yaptığını beyan eden kurumun, nerede tarama yaptığını, bilmiyorum. Ben 48 yıllık öğretmenim, çeşitli yerlerde de bulundum. Bir taramaya şahit olmadım. Dil akademisyenleri için bu, ciddiye alınması gereken bir konudur. Masa başında yürütülen işlerin mesafesi masanın en ve boyunu elbette aşamaz. Saha çalışması çok çok önemlidir.
Diğer taraftan, bir kelime daha var: Bu da yöresel: “Tüğnük” bunun anlamı ise gelişigüzel bir bağlama, sökülmesi veya çözülmesi zor bir bağlama. Hatta daha zoruna “kör tüğnük “de diyor yöre insanı.
Bir kelime için bu kadar lâfa ne gerek var diye düşünmeyelim. Dil işlenirse işe yarar. Bu günün bazı yanlış aydınlanmışları, Türkçenin bilim dili olamayacağından dem vuruyorlar. Masa başı taramacılığı ile başka hangi sonuca varılabilir. 

Ben, doğrusu bu demiyorum. Realiteyi sunmaya çalışıyorum. Doğrusunu akademisyenlere bırakıyorum. 
Nazal “n” :Geniz özelliği taşıyan, nazal.   Geniz sesiyle oluşturulan “n”  eski Sağır kef veya nun kafıdır.
Genizden çıkan "n" sesi "ng" şeklini alır. Mesela: Eskiden deniziçin dengiz, pınar için pıngar' dı.  Sana için sanga, bana için banga gibi. 

Nazal: Fransızcadan alıntıdır. Geniz “n”esi için nazal ne denmiştir. NG birleşimi bir sestir. Buna Türk Dilcilerinin niçin “geniz n ‘si demediklerini cidden anlayamıyorum.

Şakir Albayrak , Çekmeköy, 
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!