Cumhurbaşkanı Seçimine Dair… - Şakir ALBAYRAK Eğitimci&Yazar

Cumhurbaşkanı Seçimine Dair…


Konuyla ilgili bazı kavramların anlamlarından sonra konuya gireceğim.
“Mutlakıyet: Kayıtsız şartsız, bir hükümdarın idaresi altında bulunan hükümet şekli.
Mutlakıyet-i idare: Bir kişinin arzusuna bağlı olan idare sistemi.
 (F. Devellioğlu, Osmanlıca –Türkçe Lügat, s 830, Doğuş Limitet Şirketi Matbaası, Ankara,1970)
Meşrut, meşruta: Şart konulmuş, şartlı, şarta bağlı.
Meşruti, meşrutiyet: Bir hükümdarın başkanlığı altında bulunan parlamento idaresi.
İdare-i meşruta: Hukuki, müsavat,(*eşitlik),hürriyet ve millî hâkimiyet esaslarına dayanan kanun ile idare olunma usulü. F. Devellioğlu, Osmanlıca –Türkçe Lügat, s 754)”
“Meşrut”: Koşula bağlı, koşullu.
Meşrutiyet: Bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimi.
TDK, Türkçe Sözlük,s567, Bilgi Basımevi, Ankara,1974””
/Cumhuriyet: Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi.
Mutlakıyet: Saltçılık. https://sozluk.gov.tr/?kelime= /
(Meşrutiyet: Bir hükümdarın başkanlığı altında millet meclisi ile idare edilen devlet sistemi.
MONARŞİ: Hâkimiyetin kaynağı bir tek şahısta (Kral, padişah, han v.s.) olduğu kabul edilen devlet şeklidir. Bu şahsın, yani devlet başkanının yanında bir meclis (parlamento) olursa; meşruti monarşi; olmazsa; mutlak monarşi ismini alır. Ayrıca devlet başkanının iş başına gelmesi şekline göre, irsi veya seçimli monarşi adlı çeşitleri de vardır. Monarşi, istibdat demek değildir. 1877 yılına kadar Osmanlı Devletinde bir parlamento yoktu. Fakat kanunlar âdil bir şekilde tatbik ediliyordu. Bu tarihte mutlak monarşi sona ermiş, meşruti monarşi devri başlamıştır. Asırlardır İngiltere de, meşruti monarşi devlet şekline sâhiptir. Monarşi, bir devlet şekli olduğu için, hükümet şeklinden ayrıdır. Yâni monarşik bir devlette, hükümetin kurulması ve vazife görmesi hukuk ve adâlete uygun olabilir. Eğer meşruti monarşi ise, hükümetin teşkili ve faaliyeti, parlamenter demokrasi esaslarına uygun olarak tanzim edilebilir ve yürütülebilir.) https://www.osmanlicaturkce.com/?k=Monar%C5%9Fi&t=%40
(Cumhuriyet): Devlet reisi, millet veya Millet Meclisleri tarafından seçilen hükümet şekli. Demokraside temsili hükûmet şekli. Halkın hür olarak seçtiği temsilciler (Milletvekilleri ve senatörler) aracılığı ile egemenliğini, (hâkimiyetini) kullanmasına dayanan hükûmet şekli. Cumhuriyetin birbirinden farklı üç tatbik şekli vardır.1- Parlamenter hükûmet: Hükûmeti meclisler karşısında bağımsız sayan şekil.2- Meclis hükûmeti: Hükûmeti meclise bağlı sayan şekil.3- Başkanlık hükûmeti: Devlet ve hükûmet başkanı aynı kişidir ve halk tarafından seçilir. Hükûmeti başkan kurar, başkan değiştirir. Başkan meclislere karşı bağımsızdır. (Amerika'daki gibi.) (Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakkında fikrin nedir? Ben de dedim: Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir Cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim, bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri Cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten tanelerini karıncalara veriyorum. Sonra dediler: Sen selef-i sâlihine muhalefet ediyorsun? Cevâben diyordum: Hülefâ-i Râşidîn hem halife hem Reis-i cumhur idiler. Sıddık-ı Ekber (R.A.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahâbe-i kirama elbette Reis-i Cumhur hükmünde idi. Fakat, mânâsız isim ve resim değil, belki, hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mânâ-yı dindar Cumhuriyetin reisleri idiler. Ş.) (Cumhuriyet ki: Adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. H.)) https://www.osmanlicaturkce.com/?k=cumhuriyet&t=%40
Yönetim şekilleri ile ilgili çeşitli sözlüklerden alıntılanan terimleri yukarıya koyduk. Bunlarla ilgili yorumda bulunmayacağım. Yorumu okuyucuya bırakıyorum.
Bu tanımlara ulaşmaya çalışırken “Kuvvetlendirilmiş Parlamento “ terkibine rastlayamadım.
“Yorum yapmayacağım” vaadime rağmen sonunda kaynağını not ettiğim 104 sene önce “İttihat ve Terakki Fırka ”sının yönettiği Osmanlı dönemine ait, ortaokul 2. sınıf kitabından alıntıladığım metni sadeleştirerek ilave edeceğim. 

ESKİ DERS KİTAPLARINDAN*
“58. sayfa 
Bizim hükûmetimiz, önce, yani 10 Temmuz 1324 (1908) tarihine kadar bir monarşik idi. Az kalmış idi ki, memleketimiz bölünsün.
  Bereket versin bazı hamiyetli zatlar o zaman saltanat makamında bulunan Sultan 2. Hamid-‘e dayattılar, zorla Anayasayı kabul ettirip yayımlattılar.
İşte o günden beri hükûmetimiz bir meşrutiyet hükûmeti oldu. Ve yüzümüz güldü. Esaretten kurtulduk. Şimdi gelelim, Meşrutiyet hükûmetine; bu hükûmet, Anayasası olan ve millet meclisi bulunan hükûmettir ki böyle hükûmette millet kendi kendini idare eder.
Çünkü memleketin kânunlarını milletvekilleri yaparlar.  
Bundan başka milletvekilleri, hükûmeti daima gözaltında bulundurduklarından kânuna aykırı bir iş olduğunu görünce hemen milletvekillerini sorumlu tutarlar. Onlara güvensizlik oyu vererek makamlarından  düşürürler. Dolayısıyla milletvekilleri yanlış yapmaktan çok korkarlar.
Bu sayede meşrutiyet hükûmetinde haksızlık olmaz. 
Cumhuriyet Hükûmeti ise âdeta meşrutiyet hükümeti demektir.
Yalnız bunlarda hükümdarlık makamında bulunan zât bir hükümdarın neslinden gelmiş ve peder veya biraderinin yerine geçmiş olmayıp halkının tercihiyle seçmenlerden en çok oyu alan kimsedir Bunlara  “cumhurbaşkanı “derler. Bunlar da beş ve bazı yerlerde yedi sene süreyle seçilirler. Bu süre bitince cumhurbaşkanı makamından çekilir ve yerine yine bu suretle seçmenler tarafından seçilmiş diğer bir cumhurbaşkanı gelir.
Amerika’daki hükûmetlerin hepsi cumhuriyetle idare olunduğu gibi Avrupa’da da Fransa, İsviçre, İsveç, Portekiz hükûmetleri birer cumhuriyettir.
Cumhuriyet ile mi, yoksa meşrutiyet dairesinde olmak üzre memleketin hükümdarı bulunmak suretiyle mi idarenin daha iyi olduğu tamimiyle kestirilemez. Her memleketin bir icabı başka bir ihtiyacı vardır. Bir yerde cumhuriyet iyi olabilir. Belki başka bir yerde olamaz. Meselâ: Bizde cumhuriyet olamaz çünkü memleketimiz ahalisi muhtelif milletlerden oluşmaktadır. Her kavim cumhurbaşkanının kendisinden olmasını ister. Bu ise vatandaşlar arasında bozuşmalara sebep olur. 
Dolayısıyla bizim için meşruti olmak üzere başta hükümdarı bulunan âdil bir hükûmet lâzımdır.”
*Ali Seydi, Musahabat-ı Ahlakiye, İkinci Tabı, Tabı ve naşiri, Tefyız Kitâb hânesi, Matba’a-i Orhaniye, İstanbul,1333 (1917)
Not:1917 yılında ortaokulun 2. sınıfında okutulan ders kitabında (Mondros mütarekesinin öncesini ve sonrasını hatırlayınız) Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği anlatıldığı halde 1923’te ilan edilen cumhuriyetin Cumhurbaşkanı, her nedense 91 sene boyunca halka seçtirilmremiştir.*
Çekmeköy-İst. 17.10.2021
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!