Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dün Akşam Muhtarlarla İftar Sofrasında Buluştu

Farklı şehirlerden gelen 350 muhtar ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde tartışma konusu yapılan iftar sofrası üzerinden tamamen iftiraya dayalı bir kampanya başlatıldığını belirterek, 'Cumhurbaşkanı'na saygısızlık yapan, millete saygısızlık yapmış olur. Meşruiyetini Anayasa ve milletin desteğinden alan Cumhurbaşkanlığı makamının itibarını korumak sadece benim değil, tüm siyasi parti ve kurumların ortak sorumluluğudur' dedi.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muhtarlarla Buluşma toplantılarının 7’ncisini, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen iftarda gerçekleştirdi.

Bingöl, Elazığ, Ardahan, Mardin, Urfa, Bitlis, Ankara, Sakarya, Adıyaman, Siirt, Erzurum, Kars ve Van’dan gelen 350 muhtarla iftar sofrasında bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerif’in böyle anlamlı bir iftar sofrasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoş geldiniz. Bugün yedinci gününe ulaşarak ilk haftasını geride bıraktığımız mübarek Ramazan ayının bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum” sözleri ile başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesile ile Türkiye’nin her köşesinden muhtarlarla birlikte olma ve hasret giderme imkânı bulduklarını hatırlatarak, “İnşallah ülkemizdeki muhtarların tamamıyla bu şekilde bir araya gelerek hasbihal etmenin, soframızı paylaşmanın arzusu içindeyiz” dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ BÜNYESİNDEKİ CAMİ 3 TEMMUZ’DA AÇILIYOR

Cumhurbaşkanlığı Sarayı bünyesinde halen inşaatı süren ve halkın hizmetine açılacak olan kütüphane, konferans ve sergi salonları gibi eserlere ilişkin de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan,  külliye bünyesinde yer alan ve yapımında son aşamaya gelinen cami ile ilgili beklenen haberi, “İnşallah 3 Temmuz Cuma günü bu caminin açılışını dualar ve salavatlarla gerçekleştireceğiz” sözleri ile verdi.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI İLE İLGİLİ TAMAMI YALAN VE YANLIŞ SPEKÜLASYONLAR YAPILIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserlerin yapımı bittiğinde, Ankara’ya ve Türkiye’ye çok faydalı olacağına inandığı kapsamlı bir külliyenin tamamlamış olacağını; ancak Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili tamamı yalan ve yanlış olan pek çok spekülasyon üretildiğini belirterek şöyle dedi: “Biz Türkiye’ye, gücüne ve şanına yakışır bir devlet binasını kazandırdığımıza inanıyoruz. Bundan da milletimiz adına gurur duyuyoruz. Ancak birtakım medya kuruluşları, meslek odaları ve birtakım siyasetçiler ısrarla millete ait bu bina üzerinden bize saldırmayı alışkanlık haline getirdiler. Bugün burada ben varım, yarın burada bir başka arkadaşımız olacak. Burası milletin evidir. Ziya Paşa’nın güzel bir sözü var: ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Açıkçası, ben bu konuları milletimin huzuruna getirmekten dahi imtina ediyorum, utanıyorum. Ama biz bu iddiaları cevaplamadıkça yalan ve iftira mekanizmasının cüretini her gün artırdığını görüyoruz.”

Geçtiğimiz Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, aralarında Diyanet İşleri Başkanı’nın da olduğu iftar sofrasından yansıyan bir fotoğraf karesi üzerinden alçakça, ahlaksızca, tamamen yalana ve iftiraya dayalı bir kampanya başlatıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, masa, servis malzemeleri ve yemeğin verilen 1 milyon liralık maliyetinin tamamının yalan, yanlış ve iftiradan ibaret olduğunu vurguladı.

“SÖZ KONUSU YEMEK MASASI SİTELER’DE YAPILMIŞTIR VE MALİYETİ 4 BİN 600 LİRADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemeğin iddia edilen maliyetleri ile ilgili gerçekleri anlatmaktan hicap duyduğunu ancak anlatmak durumunda kaldığını ifade ederek şu açıklamaları yaptı: “Maliyeti 240 bin lira olarak ifade edilen şu yemek masası, Siteler’deki bir ustamız tarafından yapılmıştır ve maliyeti 4 bin 600 liradır. Portatif tabla, suntadan yapılan, altındaki masalar, demir profiller, geçtiğimiz günlerde rahmetli olan Sayın Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminden kalmadır. 435 bin lira olduğu iddia edilen masanın çevresinde gördüğünüz sandalyeler, Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminden kalmadır ve böyle bir maliyet yoktur. Masanın üzerinde ve çevresinde bulunan, 32 bin lira maliyeti olduğu iddia edilen dekorlar da yine bir önceki dönemden kalmadır ve böyle bir maliyet söz konusu değildir. Yemekte kullanılan çatal-bıçak gibi servis malzemeleri yine rahmetli Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminden kalmadır. O akşam refakatçilerle birlikte misafirlerimiz için 110 kişilik iftar yemeği hazırlandı. Bu iftarda ikram edilen yemeklerin tüm malzemeleri bu külliyenin mutfağından temin edildi. Yemekler külliyenin aşçılarınca pişirildi, servis külliyenin garsonlarınca yapıldı, sofranın düzenlenmesi, süslenmesi yine buranın personeli tarafından yapıldı. Yemeğin ve masanın hazırlanmasının maliyeti 3390 liradır. Kişi başı yemek maliyeti de 30 liradır.”

“BU İFTİRAYI ATAN MEDYA GRUPLARININ NİYETLERİNİN NE OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Bu iftirayı atan medya gruplarının niyetlerinin ne olduğunu bildiklerini ve hukuk önünde bunun hesabını vereceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim dönemimde Cumhurbaşkanlığına alınan tabak, çatal, bıçak türü hiçbir malzeme yoktur. Cumhurbaşkanlığını hangi malzemelerle devralmışsak onlarla devam ediyoruz. İhtiyaç duyulduğunda elbette takviye yapılacaktır, malzeme alınacaktır. Ama bunun iddia edilen rakamlarla ilgisinin bulunmadığını ve iddia edildiği şekilde olmadığını tüm milletimin çok iyi bilmesini isterim” diye konuştu.

“MİLLETİMİZLE KUCAKLAŞMAMIZI HAZMEDEMİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, atılan iftiraların doğrudan Cumhurbaşkanlığı makamına, dolayısıyla devletin hükmî şahsiyetine zarar verir hale geldiğini, meselenin aslında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin millete mâl olması olduğunu kaydederek şöyle dedi: “Burada yaklaşık yedi aydır muhtarlarımızla, şehit yakınları ve gazilerimizle, işçilerimizle, öğrencilerimizle, esnafımızla, ihracatçılarımızla, velhasıl toplumun her kesiminden insanımızla bir araya geliyor, hasbihal ediyoruz. Asıl rahatsızlıkları işte bundan dolayıdır. Yani ‘Cumhurbaşkanı halkıyla nasıl bütünleşir’, onları işte bu rahatsız ediyor. Şayet biz burada milletimizle bir araya gelip kucaklaşmak yerine, sadece belli kesimleri ağırlasaydık, hani bunların beyaz Türkleri var ya, onları ağırlasaydık o zaman böyle bir saldırıya maruz kalmazdık, dertleri şimdi ortaya çıktı. Değerli kardeşlerim, tüm hayatları millete hizmet verenleri engellemekle, yapılan işlere takoz koymakla geçenler, bizim muhtarlarımızla, milletimizle kucaklaşmamızı hazmedemiyorlar.”

“CUMHURBAŞKANI’NA SAYGISIZLIK YAPAN MİLLETE SAYGISIZLIK YAPMIŞ OLUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin doğrudan milletin oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olduğunu, Cumhurbaşkanlığının ilk günlerinden bu yana tarafsız olmayıp milletin tarafında olduğunu ve muhatabının doğrudan milletin kendisi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’nı tanımayan milleti tanımamış olur. Cumhurbaşkanı’nın meşruiyetine saldıran milletin iradesine saldırmış olur. Cumhurbaşkanı’na saygısızlık yapan millete saygısızlık yapmış olur. Meşruiyetini Anayasa’dan ve milletin desteğinden alan Cumhurbaşkanlığı makamının itibarını korumak, sadece benim değil, tüm siyasi partilerin, tüm kurumların ortak sorumluluğudur. Bu konuda önümüzdeki dönemde çok daha hassasiyet gösterileceğine inanıyorum.”

“MEVCUT MECLİS YAPISI İÇİNDE EN KISA SÜREDE BİR KOALİSYON HÜKÜMETİNİN ÇIKMASINI TEMENNİ EDİYORUM”

Geçen 15 aylık sürede mahalli idareler, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri olmak üzere ülkemizde çok önemli 3 dönemecin geride bırakılmış olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tabloyu, herkes gibi biz de saygıyla karşılıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi; asıl olan millî iradedir, milletin tercihidir. Milletimiz, hiçbir partinin tek başına iktidar olamayacağı bir tabloyu takdir etmiştir. Mevcut Meclis yapısı içinde en kısa sürede bir koalisyon hükümetinin çıkmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’NİN GEÇMİŞİNİ TARTIŞAN DEĞİL, GELECEĞİNİ AYDINLATAN BİR KOALİSYON HÜKÜMETİNE İHTİYACI VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda, tüm siyasi partilere ve onların genel başkanlarına büyük görevlerin düştüğüne işaret ederek, “Türkiye’nin geçmişini tartışan değil, geleceğini aydınlatan bir koalisyon hükümetine ihtiyacı var. 1990’lı yıllarda şahit olduğumuz koalisyon tecrübelerinin ülkemize yaşattığı sıkıntıları tekrarlatmaya kimsenin hakkı yok.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı olarak bu konuda milletin arzusu doğrultusunda hareket etmeye, ön açıcı ve teşvik edici olmaya gayret ettiğini vurgulayan Erdoğan, “İçeride ve dışarıda geçmekte olduğumuz kritik dönem, hükümet meselesinin bir an önce çözülmesini zorunlu kılıyor. Siyasi partilerimiz bu konuda üzerlerine düşenleri yapmazlarsa, çözüm mevkii yine milletimizdir. Bugüne kadar hep sözün de, kararın da millete ait olduğunu ifade ettim, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Her partinin elbette kendi siyasi stratejisini, önceliklerini, hassasiyetlerini ortaya koyması geçerlidir. Ama hiçbir öncelik ülkenin ve milletin bekasının önüne geçemez, geçmemelidir. Tüm partilerimizi bu anlayışla hareket etmeye ve sorumluluk üstlenmeye davet ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimleri öncesinde, seçimlerde hile yapılacağına, sandıkların çalınacağına, oyların değiştirileceğine, elektriklerin kesileceğine, bilgisayarlara sızılacağına kadar pek çok iddianın ortaya atıldığını hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: “Seçimler bitti, bakıyoruz, bu iddiaların hiçbiri ne konuşuluyor, ne tartışılıyor, ne dile getiriliyor. Ama bazı şeyler oldu oldu, yüzlerce köyden bakıyorsunuz bir siyasi partiye oy çıkıyor, başka hiçbir siyasi partiye oy çıkmıyor. Bunlar nasıl oldu? Bunlar soru işareti değil mi? Bunlar da soru işareti. Kardeşlerim amaç, seçimler birilerinin istemediği şekilde sonuçlanırsa, sonradan çıkaracakları gürültünün altyapısını önceden hazırlamaktı.”

“SEÇİM SONUÇLARINA BAKIP TÜRKİYE SIKINTIYA DÜŞTÜ DİYE SEVİNENLERİ HEP BİRLİKTE TAKİP EDİYORUZ”

Uluslararası basında da Türkiye ve seçimlerle ilgili pek çok yalan ve yanlış analiz yayınlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları yapanların bizim iyiliğimizi düşünmediğini ve düşünmeyeceğini kaydederek, “Bunlar Türkiye’yi nasıl böleriz, Türkiye’yi nasıl parçalarız, Türkiye’yi nasıl kendi içinde birbirine düşürürüz hep bunun gayreti içindeler. Seçim sonuçlarına bakıp Türkiye sıkıntıya düştü diye adeta sevinç çığlıkları atanları hep birlikte takip ediyoruz. Kendi çıkarlarını ülkenin çıkarlarının önüne koyanların yüzlerindeki memnuniyet ifadesinin gayet iyi farkındayız. İnşallah, ya en kısa sürede yeni hükümeti kurarak, ya da seçimleri yenileyerek, bu heves sahiplerini bir kez daha hüsrana uğratacağız” diye konuştu.

“TÜRKİYE, 2023 HEDEFLERİNE DOĞRU YÜRÜYÜŞÜNDEN ASLA VAZGEÇMEYECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, 2023 hedeflerine doğru olan yürüyüşünden kesinlikle vazgeçmeyecektir. Türkiye, büyük projelerini adım adım hayata geçirmeyi sürdürecek; bilimde, teknolojide, savunma sanayinde, araştırma-geliştirme faaliyetlerinde asla bir geriye gidiş söz konusu olmayacaktır. Mağdurların, mazlumların, ihtiyaç sahiplerinin umudu olmaya devam edecektir. Bize uzatılan hiçbir el karşılıksız kalmayacaktır, bunu biliniz. Tarihimizin ve medeniyetimizin üzerimize yüklediği hiçbir sorumluluktan kaçmayacağız. Bu mücadelemizde karşımıza çıkan hiçbir engel bizi yolumuzdan çevirmeye, durdurmaya yetmeyecektir. Akdeniz’deki sahillerimizin iki ucunda yaşananları bize yaşatamayacaklar, bunu biliniz. Etnik ve mezhep bölücülüğüne de, ekonomik boyunduruğa da razı olmayacağız. Bu coğrafyadaki bin yıllık varlığımızı, yeniden bin yıllık bir ilave eklemek suretiyle devam ettirmekte kararlıyız. Tüm bunların aynı zamanda milletimin hissiyatı olduğunu biliyorum. İnşallah önümüzdeki dönem millet olarak birliğimizi ortak hedefler doğrultusunda yeniden güçlendirdiğimiz bir dönem olacak.”

İnançlı insanlar olarak asla ümitsizliğe düşme yanlışına kapılamayacağımızı, inancımıza göre ümitsizliğin küfür alameti olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben yarınlarımızdan ümitliyim, tüm milletimin de ümitli olmasını istiyorum” dedi.

“EN BÜYÜK MÜKÂFAT, GÖNÜLDEN GELEN ‘ALLAH RAZI OLSUN’ SÖZÜDÜR”

Konuşmasının sonunda muhtarlardan mahallelerindeki her bir vatandaşla yakın irtibat içinde olmalarını beklediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Mahallerinizdeki yeni doğmuş bebeğin sevincinde de, yapılan düğününün coşkusunda da, vefat eden insanın taziyesinde de, aileleriyle birlikte, ilk önce siz olacaksınız. Seçimle iş başına gelmiş bizler için en büyük mükâfat, derdine derman bulunmasına vesile olduğumuz vatandaşlarımızın, gönüllerinden kopup gelen bir ‘Allah razı olsun’ sözüdür. İnanın bana bu sözü hiçbir maddi karşılıkla mukayese edebilmek mümkün değildir. Eğer bu hazzı kalbinizde taşımıyorsanız kendinizi şöyle bir sorgulamanız gerekir. Bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, milletin evini teşrifiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Mahallelerinizdeki, köylerinizdeki her bir kardeşime, eşlerinize selamlarımı, saygılarımı iletmenizi rica ediyorum, yavrularınızın gözlerinden öpüyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Ve diyorum ki: Ya Rab, bizleri nasıl Ramazan’a kavuşturduysan aynı şekilde Ramazan Bayramı’na da kavuştur. Niyazımız budur. Allah yar ve yardımcımız olsun.”

Kaynak: Cumhurbaşkanlığı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN