MÜSİAD Elazığ Şubesi Üyelerine 'İslam'da Helal Ticaret' Semineri Verildi.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Elazığ Şubesinin Ayda Bir Düzenlediği Eğitim Seminerleri Kapsamında MÜSİAD Üyelerine Harput Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Celal Sürgeç tarafından' İslamda Helal Ticaret ve Ticaret Ahlakı' konularında Konuk oldu.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

MÜSİAD Elazığ Şube Başkanı Hasan Uzun, MÜSİAD Elazığ Şubesi olarak Ayda bir düzenleyeceğimiz her ay başka bir konu ve konuk ile üyelerimize yönelik seminerler düzenlemeyi planlıyoruz. Bir toplumun hassasiyetinin ne olduğunu öğrenmek için tüccarları ile alışveriş yapmak gerektiğini ifade eden Uzun, özellikle yapılan alışverişlerde İslami prensiplerin dikkate alınması halinde büyük faydaların sağlanacağını ve büyük zararların önleneceğini de ifade etti.  

 

İslâm Ticaret Hukukunun Ahlâkî Temelleri hakkında MÜSİAD üyelerine bilgiler veren Harput Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Celal Sürgeç bugün ticarete hile karıştırma meselesi, karşılıklı rızanın satışta yeterli olmadığı, İslâmî temsilde alış-verişin önemi,Emanet, Rızkın haramdan da helalden de gelebileceği, Akitlerin tam yapılması gerektiği konu başlıkları üzerinde konuşacağız dedi.

 

ADALET İLKESİNE AYKIRI OLAN HAKSIZ KAZANÇ VE TİCARÎ İŞLEMLER:

 

Ölçü ve Tartıda Haksızlık(Kuran’da ticaret ahlakı bozulan, ölçü ve tartıda hile yapan Medyen halkının durumu şöyle bildiriliyor: Medyen’e peygamber olarak gönderilen Şuayb (a.s) şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, sizin için O’ndan başka ilah yoktur. Ölçü ve tartıyı eksik tutmayın. Ey kavmim! Ölçü ve tartıyı adaletle ve tam yapın. İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (Hud,11/84-85 HİCRET YOLUNDA İNEN ‘’MUTAFFİFİN’’ ”Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan bir şey ölçüp alırlarken, tam olarak alırlar. Fakat başkalarına ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik verirler.” (Mutaffifin, 83/1-

 

ALIŞ VERİŞ İLE İLGİLİ ŞARTLAR

Mükellef ve Akıllı Olmak: Dinimiz, çocukları, delileri alışverişe elverişli/ehil bulmaz. Onların bu işleri velileri vasıtasıyla yürütülür.

Bilgi sahibi olmak: Alışverişlerimizin İslâm'a göre olması için birinci şart bilgidir. Her hususta olduğu gibi burada da mürşidimizin ilim olması lâzımdır. En azından nelerin haram, mekruh veya helâl olduğunu, alışverişi haram veya helâl kılan şartları, sebepleri bilmemiz gerekir. Hz. Ömer'in: Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın. dediği bilinmektedir (Tirmizî, Vitr, 21).

Mekân: Mescitler (Nesâî, Mesâcid, 22), insanların gidip gelmesine mahsus yollar, sokaklar vs. yerler, bu aslî vazifelerini haleldar edecek ticarî işgallerden yasaklanmıştır. Hz. Ömer'in, pazar yerinde insanların gidişgelişlerini zorlaştıracak şekilde gelişigüzel bırakılmış bir demirci körüğünü tekmeleyerek parçaladığı rivâyet edilir. (Semhûdî,, 2/479)

Eşya (meta). : İçki ve domuz gibi, rüşvet, gasp, hırsızlık gibi yollardan kazanılan mallar da haramdır. Nitekim şu hadisi şerif, bu konuda uyarıcıdır: Kim çalıntı bir malın çalıntı olduğunu bildiği halde satın alırsa, bu kimse, bu fiilin ayıbına da günahına da aynen iştirak eder. (Feyzu'lâKadîr, 6/64).

Satıma konu olan malın mevcut, teslimi mümkün ve hukuken geçerli (mütekavvim) bir mal olması da şarttır.

 

Eylem: Alış veriş şart ve rükunlarına uygunluk

 

 Telakkı’r-Rukban Yasağı

Şehirden bazı kimselerin köyden veya dışarıdan mal getirenleri yolda karşılayıp mallarını ellerinden almasıdır. Burada üreticinin şehirdeki günlük rayiç fiyatları öğrenmesi engellenmekte, şehirli tüccarın onun elinden ucuza aldığı malı piyasaya kontrollü ve pahalı olarak sürmesi veya karaborsaya oluşturması söz konusu olmaktadır.

 Zira Hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Hz. Muhammed binitlileri yolda karşılamayı, yani pazara gelmeden yüklerini satın almayı yasaklamıştır.“ (Buhari, Buyu, 72)

Hanefîler, literatürde "telakki'r-rükbân" olarak anılan bu satın almayı iki şekilde açıklamışlardır:

1. Esnaftan birinin şehire mal getirmekte olan kafileyi karşılayıp, getirdiği bütün malları satın alması ve şehirde bu maldan bulunmadığı için onları istediği fiyata satması.

2. Fiyatlardan habersiz olan kafileyi yolda karşılayıp, getirdikleri malları rayiç fiyatın altında bir fiyatla satın alması. Bu şekildeki satın alma, birinci açıklamaya göre, "şehir halkının zararına olması" sebebiyle, ikinci açıklamaya göre, "mal getirenlerin aldatılması" sebebiyle TAHRİMEN MEKRUH görülmüştür

Cuma Namazı Sırasında Alışveriş Yapmak

Cuma namazı ile yükümlü olanların Cuma saatinde işlerini bırakıp namaza koşmaları gerekir. Sadece cemaate gelmemek için özürlü olan erkeklerle, gayr-ı Müslimler, kadın ve çocuklar bunun dışındadır. Hanefi mezhebine göre Cuma namazı esnasında namaza gitmeyip de alışveriş yapılırsa bu akit geçerli olmakla birlikte TAHRİMEN MEKRUH olur. Şafiilere göre ise böyle bir alışveriş HARAMDIR. Ancak akit sahihtir. Zira Kuran’da şöyle buyrulmuştur: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman hemen Allah’ın zikri olan namaza koşun, alışverişi bırakın.” (Cuma,62/9) Hanbelilere göre akit SAHİH DEĞİLDİR. Maliki mezhebine göre ise bu akit feshedilir.

 

Bey’ul-İne (Örtülü Faiz İşlemi)

 

Bey’u’l-ıyne (Birine Veresiye Sattığı Malı Daha Düşük Fiyata Peşin Olarak Ondan Satın Almak)--faiz günahından uzak kalmak isteyen tacirin, faizle kredi almaya gelen veya bir miktar paraya ihtiyacı olan adama veresiye mal sattıktan sonra o malı ondan daha düşük fiatla peşin almasına İslâm fıkhında "bey'-i ıyne" denir.

Muamele ve alım-satım işleminde zahiren faiz görünmüyorsa da işlem ve kelime oyunuyla dolaylı şekilde faizle iş görülmüş oluyor. O bakımdan Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz bu tür ahm-satımı yasak­lamıştır.

Sonuç olarak  akdi yapan tarafların, caiz olmayan bir sonuca ulaşmak maksadıyla, caiz olan bir şeyi yapıyor görünmeleridir. Başka bir deyişle bir kimsenin bir malı bir şahsa bir bedel ile veresiye satıp, o malı aynı mecliste, aynı şahıstan o bedelden daha aza peşin olarak satın almasıdır. (Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, 216)  Böyle bir satış Maliki ve Hanbeli mezhebine göre batıldır. Ebu Hanife’ye göre ise fasittir.

 

 

Mehmet GÜLEÇ

MÜSİAD Elazığ Şubesi Basın Sözcüsü

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN