Türk Dünyasından Gelen Üniversite Öğrenciler Ocakbaşı'nda Konuştu

Her hafta düzenli olarak yapılan Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın 25. kuruluş yıldönümü münasebetiyle 'Türk Dünyasından Gelen Üniversite Öğrencilerinin Beklentileri ve Problemleri' konuşuldu.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Orhan Kavuncu yaptı. Kavuncu, 1989’da Vakfın kuruluşunun gerçekleştiğini fakat faaliyetlere 1990 yılında başlanıldığını bu vesileyle kuruluşun 25. yılını kutladıklarını ifade etti. Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın faaliyetlerinden bahseden Kavuncu, Sovyetler dağılmadan önce dahi bölgeden burslu öğrencilerin getirildiğini bunda Nevzat Kösoğlu’nun özel çaba ve isteğinin olduğunu da dile getirdi. 1992’de “Büyük Öğrenci Projesi” adında bir çalışmanın başladığını sözlerine ekleyen Kavuncu, Türk dünyasından gelen her öğrenciye Türkiye’de bir aile bulunduğunu ve bu ailenin öğrencilerin her ihtiyacı ile ilgilendiğini de anlattı. Konuşmasına Vakfın, eğitim ve burs faaliyetlerini anlatarak devam eden Kavuncu, Vakfın okulunun 18 yıldır Ankara’da eğitim ve öğretim alanında faaliyet gösterdiğini belirtti. “Hedeflerimiz arasında, bu okulları değişik yerlere yaymak ve üniversite haline getirebilmek var” diyen Kavuncu bu konuda çeşitli çalışmaların devam ettiğini belirterek konuşmasına son verdi.

 

“TÜRK OCAKLARI’NI EVİMİZ GİBİ GÖRDÜK”

 

Prof. Dr. Orhan Kavuncu’nun konuşmasının ardından panele geçildi. Panelin oturum başkanlığını Türk Ocakları Gençlik Kolları Genel Koordinatörü Mehmet Gülsün yaptı. Gülsün, Türk Ocakları Gençlik Kolları olarak Türk dünyasından gelen öğrencilere her zaman kucak açtıklarını ve onlarla birlikte hareket etmeye çalıştıklarını ifade etti. Daha sonra Gülsün, mikrofonu Kırgızistan’dan gelen Ulanbek Kasımov’a bıraktı. Kasımov, Türkiye’de 5 yıldır eğitim gördüğünü ve 4 yıldır Türk Ocaklarına geldiğini belirtti. Kasımov, “Orhan hoca babamız gibi oldu, biz de Türk Ocakları’nı evimiz gibi gördük” diyerek samimi bir ifadeyle duygularını dinleyicilerle paylaştı. Türkiye’de eğitim gören 350-400 Kırgız öğrencinin olduğunu söyleyen Kasımov, bu öğrencilerin hepsinin Türk Ocakları’na gelmesini istediğini de sözlerine ekledi. Türk Ocakları tarafından yurtların ve evlerin açılmasını, buralara Türk dünyasından gelen öğrencilerin yerleştirilmesini arzu ettiklerini ifade etti. Türk Ocakları’nın Kırgızistan’da da olmasını istediğini belirten Kasımov, bunun Türkiye ile kaynaşmayı arttıracağını da dinleyicilerle paylaştı.

 

“BİZE SİZ JAPON MU, ÇİNLİ MİSİNİZ DİYE SORDULAR, GÖKTÜRK’ÜZ DEDİK”

 

Türkiye’de hiçbir yabancılık çekmediklerini anlatan Kasımov, “Burası da bizim anavatanımız, bize sordular siz, Japon mu, Çinli misiniz? diye, biz Göktürklerden geliyoruz dedik” diyerek dinleyicileri gülümseten bir anısını paylaştı. Türkistan ile Türkiye arasında köprülerin kurulmasının büyük yararlar sağlayacağını belirten Kasımov, ülkelerine dolu dolu dönmek için Türkiye’ye eğitim almaya geldiklerini de sözlerine ekledi. Konuşmasını “Rehber Kur’an Hedef Turan” sözüyle ile bitiren Kasımov, dinleyicilere teşekkür etti. Ulanbek Kasımov’dan sonra mikrofonu Özbekistanlı Nazlı Mamasaliyeva aldı. Mamasaliyeva, ailecek 2005 yılında Türkiye’ye geldiklerini ve 2010 yılından beri Türk Ocakları’nın içerisinde olduğunu ifade ederek, Türk Ocakları’nın kendisine kattığı kazanımları paylaştı. Farklı ülkelerdeki Özbeklerin Türkiye’de eğitime geldiğini belirten Mamasaliyeva, Özbekistan’daki Özbeklerin de eğitim için Türkiye’ye gelmesini arzuladığını ifade etti. Türk Ocakları’nın verdiği burslar ile okuyan onlarca arkadaşı olduğunu söyleyen Mamasaliyeva, kendisinin de Ocak sayesinde staj yaptığını sözlerine ekledi.

 

“GÜNEY AZERBAYCAN MESELESİ SİYASETE KURBAN GİTMEMELİ”

 

Nazan Mamasaliyeva’nın konuşmasının ardından mikrofonu Güney Azerbaycanlı Babek Şahit aldı. Şahit, 3 senedir Türkiye’de olduğunu ve burada çeşitli çalışmalarda bulunduğunu anlatarak konuşmasına başladı. İran’da üniversitede okuduğu arkadaşlarının birçoğunun şuan hapishanelerde olduğunu ifade eden Şahit, bu sebeple konuşmasını kendi problemleri üzerine değil, esir Türklerin, yani Güney Azerbaycan Türklüğünün üzerine yapacağını söyledi. Türkiye’de 3 yıldır Güney Azerbaycan Türklüğünü ve onların meselelerini anlatmaya çalıştığını söyleyen Şahit, son 3 gündür bölgede yaşanan olaylarla alakalı olarak meseleye büyük bir ilgi oluştuğunu sözlerine ekledi. “Güney Azerbaycan ile alakalı Türk medyasında konuşan insanların çoğu bu davanın temsilcisi değil” diyen Şahit, bu konuda kendilerine hiç konuşma şansı verilmemesinden dolayı da medyaya sitem etti. Türkiye’ye eğitim için gelen Güney Azerbaycanlıların %99’unun Türkiye’den ayrıldığını söyleyen Şahit, bu kişilerin İran’da kısıtlı imkanlarla Türklük ile alakalı çalışmalar yaptığını da sözlerine ekledi. Son olarak Güney Azerbaycan meselesinin ve oradaki Türk toplumunun siyasete kurban gitmemesinin çok önemli olduğunu ifade eden Babek Şahit, konuşmasına son verdi. Galip Erdem Toplantı Salonunun bir bölümüne hazırlanan Türk Dünyası’ndan tabloların, kıyafet ve çizimlerin olduğu sergi de programın ardından katılımcılar tarafından ilgi ile gezildi.

 

 

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN