Fırat Çakıroğlu Anısına: Üniversitelerde Terör ve Öğrenim Hürriyeti

Türk Ocakları Genel Merkezi ve Türkiye Kamu-Sen işbirliği ve 14 Mart Tıbbiyeliler Derneği'nin katkılarıyla Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu anısına Üniversitelerde Terör ve Öğrenim Hürriyeti adlı bir panel düzenledi.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Türk Ocakları Genel Merkezi ve Türkiye Kamu-Sen işbirliği ve 14 Mart Tıbbiyeliler Derneği’nin katkılarıyla  Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu anısına Üniversitelerde Terör ve Öğrenim Hürriyeti adlı bir panel düzenledi. Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi toplantı salonunda düzenlenen panelin oturum başkanlığını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Panele konuşmacı olarak Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Temizkan, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, Hacettepe Üniversitesi Öğrencisi Kadir Şahin ve Ege Üniversitesi Öğrencisi Ahmet Aydın katıldı. Panel öncesinde Şehit Fırat Çakıroğlu için Kuran-ı Kerim okundu ve dualar edildi.

 

“TERÖR ÖRGÜTÜ ÜNİVERSİTELERİ ELE GEÇİRİYOR”

 

Panelin açılış konuşmasını Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk yaptı. Koncuk, yapılan panelin önemine değinerek üniversitelerdeki terörizm ve öğrenim hürriyeti konusunda farkındalık yaratmak gerektiğini belirtti. Konuşmasına hükümet politikalarını eleştirerek devam eden Koncuk, “Kirli bir strateji yürütülüyor, bu musibetleri başımıza açanlara gereken cevabı vermemiz lazım” dedi. Son dönemde terör örgütünün çok fazla şımartıldığını söyleyen Koncuk, terör örgütünün üniversiteleri ele geçirmesinin onları şımartanların suçu olduğunu ifade ederek, “bu bir vatan hainliğidir” dedi. Fırat’ın şehadetinin kendilerini derinden yaraladığını sözlerine ekleyen Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in yılın annesi olarak Fırat’ın ve Özgecan’ın annesini seçtiğini de konuklarla paylaştı. Böyle üzücü olayların tekrarlanmamasını temenni eden Koncuk, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına son verdi.

 

“FIRAT’TAN AKAN KAN DEVLETTEN AKAN KANDI, FARK ETMEDİLER”

 

Koncuk’un konuşmasının ardından kürsüye konuşmasını yapmak üzere Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Avşar geldi. Avşar, Türk devletinin asırlardır iç ve dış düşmanlarla mücadele ettiğini belirterek, “Türk devleti hiçbir zaman rahat olmadı” dedi. Türklerin yeniden eski gücüne ulaşacağından emin olduğunu ifade eden Avşar, bu durumun ölen değil, düşünen, üreten ve başaran gençlerle olacağını sözlerine ekledi. Hükümetin görevini yerine getiremeyişinin kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyen Avşar, “Fırat’tan akan kan devletten akan kandı, fark etmediler” dedi. Devletin yaşaması için gençlerin ölmesi değil yaşaması gerek diyen Avşar, yaşanan olayın acısının tarifsiz olduğunu bir anne olarak bu durumdan derin üzüntü duyduğunu belirtti. Konuşmasını devletin muktedir olması gerektiğini anlatarak bitiren Avşar, üç defa “Ya Devlet başa” diyerek konuşmasına son verdi.

 

Açılış konuşmalarının ardından Fırat Çakıroğlu’nun fotoğrafları ve videolarından hazırlanan bir sinevizyon gösterisi misafirlere sunuldu. Gösterim sırasında salonda duygulu anlar yaşandı.  Daha sonra panele geçildi.

 

“ÇÖZÜM SÜRECİ ÜNİVERSİTELERİ PKK’YA BIRAKMA SÜRECİDİR”

 

Panelin açılışını oturum başkanı Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Şahingöz, yıllardır Türk milliyetçileri üzerinde bir algı yönetimi yapıldığını kendilerini ifade etme fırsatının tanınmadığını belirtti. Çeşitli sanat dallarında solun kendisini çok iyi ifade etme imkanı bulduğunu ifade eden Şahingöz, “Biz kitap yazmadık, film çekmedik kendimizi ifade edemedik” dedi. Konuşmasına Türkiye’nin bugünkü meseleleri ile devam eden Şahingöz, ”Ülkemiz üzerinde yürütülen operasyon çok uluslu bir yapıya sahiptir buna milletçe karşı koymamız gerekir” dedi. Çözüm süreci altında yapılanları eleştiren Şahingöz, ”Çözüm süreci, üniversiteleri PKK’ya bırakma sürecidir” diyerek konuşmasını bitirdi ve panelistlere sözü bıraktı.

 

“ADI GİBİ KENDİSİ DE YILMAZ BİR KİŞİYDİ”

 

İlk konuşmacı olarak Ege Üniversitesi öğrencisi Ahmet Aydın söz aldı. Aydın, “Şuan kalbim çok hızlı atıyor ama şuan kalbi atmayan bir Fırat Reisimiz var, kalbi atanların onun bıraktıklarını devam ettirmesi gerek” diyerek duygulu bir giriş yaptı. Ege Üniversitesinde yaşanan olaylara değinen Aydın, Fırat Çakıroğlu’nun teşkilat başkanlığını almasıyla birlikte Ege’de büyük atılımların olduğunu bu durumun da PKK’lıları rahatsız ettiğini söyledi. Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun adı gibi Yılmaz bir kişi olduğunu belirten Aydın, “Hep en öndeydi, tehditler, teşhirler, fotoğraflarının fakülteye asılması onu asla yıldırmadı, o “Yılmaz”dı” dedi. Fırat’ın şehit edilişinin planlı bir saldırı olduğunu belirten Aydın olaylardan iki gün önce de Fırat’a saldırı girişiminin olduğunu belirtti. Fırat Çakıroğlu’nun şehit edilişinin teşkilatı derinden etkilediğini ifade eden Aydın, “Asla pes etmeyeceğiz, bundan sonra onun yolunda, elimizden geleni yapacağız” diyerek konuşmasına son verdi.

 

Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Kadir Şahin ise konuşmasında Hacettepe ve Ankara’daki diğer üniversitelerde gerçekleşen terör olaylarından bahsetti. Medyada yer alan karşıt görüşlü öğrenci tanımlamasını eleştiren Şahin, meselenin bu kadar basit olmadığını karşılarında bölücü teröristlerin olduğunu belirtti. Üniversite yönetimlerinin de terör karşısındaki pasif tutumundan yakınan Şahin, “Üniversite yönetimleri PKK’ya imkan veriyor, en büyük desteği yönetimden buluyorlar” dedi.

 

“PROFESYONEL KATİLLER ARAMIZDA DOLAŞIYOR”

 

Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Temizkan, konuşmasına üniversitelerin sosyal hayattaki yeri ve misyonunu anlatarak başladı. Temizkan üniversitelerin tahakkümün bulaşmadığı tartışma yoluyla varılan bir uzlaşmanın sağlandığı yer olması gerektiğini ifade etti. Ege Üniversitesi’nde yalnızca milliyetçilerin değil tüm öğrencilerin sıkıntı yaşadığını anlatan Temizkan, PKK’nın şiddet ve saldırıyı meşru bir unsur olarak gördüğünü belirtti. Ege Üniversitesi’nde yaşanan bölücü faaliyetleri kronolojik olarak dinleyicilerle paylaşan Temizkan fotoğraflarla da anlattıklarını destekledi.  Fırat’ın üniversitede zaten can güvenliği olmadığını belirten Temizkan, onun üniversite yönetimine, emniyete ve siyasilere yaptığı başvuruların cevapsız kaldığını sözlerine ekledi. Fırat’ın cinayetinin adi bir vaka olmadığını söyleyerek konuşmasına devam eden Temizkan doktorlara göre cinayet profesyonelce işlendiğini belirtti. “Ege Üniversitesi’nde can güvenliğimiz yok, profesyonel katiller aramızda dolaşıyor” diyen Temizkan Fırat’a rahmet dileyerek konuşmasına son verdi.

 

Son olarak Hacettepe Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan konuştu. Özarslan İzmir’de görev yaptığı sürede Fırat’ı yakından tanıdığını ve şehadet haberini duyduktan sonra bir hafta kendine gelemediğini belirtti. Ege Üniversitesinde 10 yıl çalıştığını ifade eden Özarslan üniversitenin adeta terörist yuvası olduğunu ve yönetimin yıllardır buna bir çözüm bulmadığını hatta göz yumduğunu sözlerine ekledi. Fırat’ın çok başarılı bir öğrenci olduğunu belirten Özarslan onunla yaşadığı birkaç anıyı da dinleyicilerle paylaştı. Günümüzde teröriste terörist demenin suç olduğunu ifade eden Özarslan her şeye rağmen mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirtti. Konuşmasını Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun “Atsız Tanrıdağı’nda” şiirini sözlerini değiştirip okuyarak Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na ithaf eden Özarslan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diledi.

 

Panelin sona ermesinin ardından Ülkü Ocakları ilk genel başkanlarından Dr. İbrahim Doğan düşüncelerini paylaşmak için söz aldı. Doğan, 1970’li yıllarda Ülkücü gençliğin faaliyetlerinden ve günümüze yansımalarından bahsetti. Ülkücülerin ümitlerini kırmaması gerektiğini ifade eden Doğan, “bugün burada bu salon varsa, burada bu toplantıyı yapabiliyorsak, geçmişte bir şeyleri başardığımızı gösterir. Yine başarabiliriz” diyen Doğan’ın konuşmasının ardından panel sona erdi.

 
Kaynak: Türk Ocakları Genel Merkezi

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN