“Doksan Kuşağı” 1987-1997 yılları arasında Milliyetçi/Ülkücü teşkilatlarda görev almış, üniversite yapılanmalarında bulunmuş ve o gün ki Türklük şuurunu aynı kararlılıkla korumuş olan Türk Milliyetçilerinin adıdır. Bu kuşak 1980 darbesinin ardından, Alparslan Türkeş ile birlikte yol yürüyen, hareketin temel dinamiklerine ve felsefesine hâkim olan, teşkilatlarda aktif görev alıp bugünlere gelmesini sağlayan bir ekiptir.
Türk Milliyetçiliğinin aynı ruh ve şuur ile yaşatılması mücadelesini veren “90 Kuşağı” Türk Milliyetçilerinin duruşunu şöyle ifade etmektedir:
1. Türk milliyetçilerini, sadece ortak acılar değil, ortak gelecek de birleştirmelidir. Nitekim daima güçlü ve müreffeh bir Türkiye özlemini dillendiren Türk Milliyetçiliği Hareketini diğer Türk siyasal anlayışlarından ayıran en temel başlıklardan biri de Türk Birliği idealidir. Buradan hareketle; Milliyetçi irade, yeni hedefini Güçlü ve Müreffeh bir Türkiye ışığında Türk Birliği olarak inşa etmelidir.
2. Köklerinden kopmamak, temel değerlerden taviz vermemek kaydıyla yapısal atılım ve fikri gelişim Türk milliyetçiliği iradesini güçlendirecektir. Ancak kavramların mecrasından koparılmaması, “Türkiyelilik, özerklik, yerel yönetimlerin özgür iradesi” gibi söylemlerle “Türk” kavramının yıpratılmasına asla müsamaha gösterilmeyeceği bilinmelidir.
3. Türkiye, Türk milleti, Türk milliyetçiliği ve Turan ideali adına birlik şuurunu kuvvetlendirecek projeler geliştirilmelidir. Bu projeler, toplumla buluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir.
4. Türk milliyetçileri, ülkenin temel meselelerinin;
a-Jeopolitik parçalanma,
b-Milli kimliğin kaybı,
c-Politik açmazlar,
d-Ekonomik ve sosyal kaos olduğunu görüp fikri gelişimlerini bu çerçevede tekamüle tabi tutarak bir felsefe ortaya koymalıdır.
5. Her vatan evladının kıymetli olduğu unutulmadan, Türk milliyetçilerinin birbirini sevme ve “rol model” olma mecburiyeti esas alınmalıdır.
6. Kin, haset, gıybet, çekememezlik gibi gayri ahlaki davranışlardan uzaklaşıp, hangi ülkücü, hangi alanda kabiliyetli ise ona o alanda fırsatlar verilmelidir.
7. Türk ahlakı ve geleneği ile çözümü olan tenkitlerle meseleler ortaya konulmalı, sorumluluk sahipleri; Türk milliyetçisi aydınların önerilerini ortak akla dönüştürmelidir. Ayrıştırıcı, ötekileştirici kavramlardan uzak durulmalı, milli şuur ve ülkülerin ortak paydasında buluşulmalıdır.
8. Türk Devlet geleneği, her türlü terör fikrinin ve örgütünün ortadan kaldırılması için gerekli birikime sahiptir. Hiçbir terör yapılanmasının devlet iradesine sızmasına müsaade edilmemelidir. Bu hususta en somut yaklaşım Türk Milliyetçileri tarafından ortaya konulmuştur/konulmalıdır.
9. Türk milletinin beka problemi varken Türk milliyetçilerinin ikbal beklentisi içinde olmayacağı düşüncesinden hareket ile ferdiyetçi bütün yaklaşımlar ötelenmeli ve ülke menfaatleri adına beklentisiz bir koşu başlatılmalıdır.