Kişinin içinde nefsanî duygularının yanında bir de şeytanı
duygu ve düşünceleri vardır ve var olmaya devam eder. Bu duygular ile
birlikte her insan için nefsin 7 mertebesi var olmasıdır. İnsan bu
evrene gelişi ile birlikte yaşamında olumlu ve olumsuz deneyimleri
kazanması ve kazanmaya devam etmesidir. İbni Arabî benden yedi tane
daha ben duldum dediği bir rivayet vardır. Bu 7 beden dediği insanın
içinde bedensel değil ruhsal olan içimizdeki ben olmasıdır. Yunus Emre
“ Bir Ben Var Benden İçerü” Yunus Emre ‘de bu düşünce dünyasıyla her
insansal farklı benlik içinde olabileceği ve bu kişilerin ruhsal,
zihinsel ve sonuçta bedeni ile ilgili etkiler yaratmış olmasıdır.
“Ashâb-ı Kehf insansın içinde var olan nefsin yedi
mertebesiyle n6e alakası vardır. Bu çok derin ve güzel bir sorudur.
Hem tasavvufî hem de sembolik bir yönü var.“Ashâb-ı Kehf” yani Yedi
Uyurlar kıssası, zahiri anlamda tarihsel bir olay gibi görünse de,
tasavvufî bakışta insanın iç dünyasında geçen bir uyanış yolculuğunun
sembolü olarak da yorumlanır.
İslam bilge insanlar insanın içinde var olan ve her an insanla
beraber insanın iç dünyası gibi görünen bu durum insanın spritüel
yolculukta kimi zaman önüne engel koyandır. Kimi zaman insan kendi
iradesini olumlu ve güçlü bilgeliğini sağladığında insanın ruhani
yönüne ayak uyduran ve sincice insanla birlikte devam eden fırsatı
bulduğuna insanda hatalı telkinlerde bulunma planında vaaz geçmeyen
insanın yaşamı boyunca insanla birlikte insanın gölgesi gibi takip
eden ruhsal bir yapıdır. Bu nefsi duygu ve düşüncelerden uzak kalmak
mümkün değildir.
Önemli olan bunun farkında olmak ve insanlar aklımızı,
izanımızı, vicdanımızı, merhamet duygu, düşünce yapımızı bu iç âlem
düşmanımıza teslim etmemektir. Bu nefis ve nefsin yedi merhalesi,
mertebesi hepten mi zararlı? İnsan olarak bizde bulunması gereken
normal bir durumdur. Bu nefsin merhalelerini bildiğimizde insan olarak
önlemimizi aldığımızda iç benliğimizi dengeye getirdiğimizde bu
olumsuz görünen nefsi duygu ve düşünceler bizi kâmil noktalara
taşıyacaktır. İnsanın tek yönlü olmasının imkânı yoktur. İnsanın
içinde iki farklı kanal var bir nurlu diğeri nursuz kanal önemli olan
bu işin dengesini kurmak yaşamına son noktaya kadar devam ettirmektir.
İnsan olarak bizim meleklerden farkımız bizim nefsi
dünyamızdır. Bu bizim için büyük bir kazamındır. İnsan olarak bizi
yaşam boyu dinamik kılan ve amaç ve hedefli kılanda nefsi duygu
durumumuzdur. Nefsi duygu ve düşüncemiz sadesinde bu evrende bazı
şeyleri yapmak ve bazı şeyleri yapmamakla görevli ve sorumlu kılınmış
durumdayız. Bu evrende zevk almamız veya almamamız nefsi duygu ve
enerjimiz dayandığı gerçeğidir. İnsanda var olan tüm negatif ve
pozitif karşılığı yaşamında var olmasıdır. Bize düşen nefsimizin hile
ve desiselerini anlamak ve hangisinin fayda sağlayıcı hangisinin zarar
verici olduğunu bilmek ve bu bilgi ile ruhsal, zihinsel ve bedensel
bütünlüğümüzün dengesini bulmaktır.
Bu durum kuyumcunun terazisi misali çok hassas bir terazi
dengesinde olmasıdır. Bizim bu dengeyi koruyarak yaşamımıza olumsuz
zara vermemek için 6nefsin bize sunacağı tüm olumlu ve olumsuz
ikramların farkında olmaktır. *bu bilebilmek için nefsimizi hesaba
çekmek ve onunla yüzleşmek, onunla hesaplaşmak ve sözleşmek bir
anlamda tedavi bir anlamda arınma ve bir anlamda arınma en önemlisi
ŞİFALANDIRMAKTİR.
Bu durum direk bilinçaltı duygu ve düşüncelerimizle
ilgilidir. Bizde var olan her nefsi duygu ve düşüncenin sembol olarak
bir karşılığı vardır. İşte önemli olan bu sembolik karşılığına göre
önleyici tedbir almaktır. Nefsimizle birlikte yürüdükçe onun olumlu ve
olumsuz taleplerini algılayacak ve algımıza göre istek ve arzularına
ya yön vereceğiz yâda ona yenik düşeceğiz.
Bir anlamda içimizdeki “Ben” veya “ Biz” ya sağlıklı,
huzurlu ve mutludur. Yâda tam tersi sağlıksız, huzursuz ve mutsuz bir
yaşamdır. İçimizdeki “Ben “ duygusunu anlar ve ona göre yaşam
çizgimizi düzenlersek önce kendimizle, ailemizle, çevremizle ve içinde
yaşadığımız evrenle barışık oluruz. Daha doğrusu kendi gömleğimizle
kavga etmeden barışık bir yaşam sürdürürüz. Yaşamımızın düzene binmesi
için iç dünyamızla MEDİTASYON, iç huzur bulma, her insan inancı gereği
bazı ibadetleri yaparak nefsi ile muhasebe imkânı vardır. Ölmeden
ölünüz mesajı bununla ilgili olmasıdır. İşte içimizdeki ben bize ne
söylediğine bakacağız ve istek ve taleplerine bakış yapacağız. Akıl,
izan, vicdan, merhamet, sabır, insaf, hak, hukuk ….vb. bunlarla ilgili
mi ?
Evet ilgilidir. İçimizdeki “Ben “ bir anda oluşan ve biriken
durum değildir. Aile dizsinden itibaren yaşamımız boyunca bu ana
taşıdıklarımız ve yaşamımızın sonuna kadar taşıyacaklarımızdır. Bu
konu derin konu olduğu için bu konudaki okumalarımız ve araştırma
devam edecektir.