Nuri GÜRGÜR

Gençlerimizi Harcadığımızı Artık Görelim

Nuri GÜRGÜR

ÖSYM bu yılki TYT (Temel Yeterlilik Sınavı) sonuçlarını açıkladı. Genel eğitim sürecinin en önemli kademesi ilk ve orta eğitim dönemlerinin hâsılasını ortaya koyan sonuçlara bakıldığında tablo ülkemizin geleceği açısından kaygı verici. Bu yılki tablo aslında eğitim hayatımızda yıllardır sürüp gelen, kısır döngünün yeni bir tekrarı. Önceki yıllardaki gibi sınava giren 2 milyon 391 bin öğrenci sonuçta Yüksek Öğretim okullarına yerleşecek, büyük kısmı ne ölçüde hak ettiklerine bakılmaksızın mezun olup diploma alacaklar; bireysel iş kurma külfetine katlanmadan kamuya yönelecekler. Genellikle liyakatin değil siyasi sadakatin etkili olduğu mülakat barajını aşabilenler işe girerken, milyonlarca diplomalı işsizler ordumuza yenileri katılacak. Araştırmalar her dört gencimizden birinin çalışmadığını, okumadığını artık iş de aramadığını gösteriyor.

2025 TYT sınavında 40 sorulu temel matematik testinde doğru ortalama oranı geçen yıl 6.9 iken bu yıl 6’ya düşmüş. Kimyada 13 soruda oran 1,7, edebiyatta 24 soruda 6,6, tarihte 11 soruda 1,4, coğrafyada 2,7, din kültüründe 6 soruda 1,4 doğru ortalama söz konusu. Sınavda sadece 44 bin 193 öğrenci 400’ün üzerinde puan alabilmiş. Bu sınavdaki ortalamalar belirli zamanlarda OECD’nin 15 yaş grubundakilerle yapmakta olduğu sınav sonuçlarıyla da örtüşüyor.

Bu tablolara baktığımızda övündüğümüz gençlerimizi nasıl yetiştirdiğimizi, bilgi ve kültür seviyelerinin ne olduğunu, kısacası onların hayata nasıl hazırladığımızı net şekilde görebiliyoruz. Batı karşısında 16’ncı asırdan itibaren bu gibi konularda sürekli geride kaldığımızdan kaybettik, dağılma aşamasına geldik. Ama milletimizin tarihin derinliklerinden süzülüp gelen millî ve manevi hasletlerimizle son vadede silkinip hayata tutunduk.

Şimdi etnik, mezhebi ve ekonomik fay hatlarının ortasında bölgesel ve küresel güçlerin tehditleri altında varlığımızı koruma, hak ve hukukumuzu savunma durumundayız. Bu asrın Türk asrı olacağı söylemi elbette hepimize heyecan veriyor, bu elbette çağdaş bir “Kızılelma”dır. Ama bu hedefe sözle ulaşılmaz. Bilim, teknoloji, ekonomi konularında küresel bir güç değilseniz toplumun millî dikkat ve heyecanlarını, ruhsal gerilimlerini üst seviyelerde tutamıyorsanız siyasi retoriklerle sadece kendinizi kandırmış olursunuz.

Bütün eğitim kademelerinde köklü reformlar yaparak insanımızın bilgi ve kabiliyetini öğüten, verimli olmasını engelleyen bu ortamdan bir an önce kurtulmalıyız. Gençliğimizin siyasi popülist oyunlara alet edilmesine, bazı cemaat kuruluşlarıyla robot haline getirilme girişimlerine izin vermemeliyiz. Beyin göçünü tersine çevirmeliyiz. Eğitimin her kademesinde liyakatli, bilgili, becerikli idealist insanların, eğitimcilerin elinde kalite kazanır; emaneti ehline vermediğiniz sürece, tabela üniversiteleriyle imam hatip okullarıyla, siyasi sadakatten başka özelliği olmayan yöneticilerle bu tabloyu değiştiremezsiniz.

Bu yazı daha önce Sn. Nuri GÜRGÜR'ün Sosyal medyasında (Facebook) yayınlanmıştır.
 

Yazarın Diğer Yazıları