Nuri GÜRGÜR

PKK Bukalemun Gibi Görünümünü Değiştirebiliyor

Nuri GÜRGÜR

Terör örgütü PKK yanlılarından bir grup kadın ve partililer Türkiye'nin Gazi Meclisinin çatısı altında DEM toplantısına organize şekilde katılıp Öcalan’ı destekleyen Kürtçe slogan attılar. DEM terör örgüyle ilişkili partiler zincirinin son halkası. İlk defa 1989 yılında PKK hareketinin siyasi kanadını oluşturmak üzere Öcalan'ın talimatıyla kurulan HEP 1991 seçimlerinde SHP ile ittifak yaparak 16 mensubunun Meclis’e girmesini sağlamıştı. Bunlar daha ilk günden terör örgütünün siyasetteki uzantıları olduklarını gösteren provokatif eylemlere başladılar. Leyla Zana yemin metnini Kürtçe okumaya kalkıştı, Zana dahil beşinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, parti kapatılınca örgüt aynı işlevi yapması için yenisini kurdu.

Öcalan sadece terör eylemleri düzenlemekle yetinmedi. Çünkü amacına ulaşmak için bunun yeterli olmayacağını biliyordu; toplumsal tabanını ancak etkili siyasi propagandayla ve örgütlenerek genişletebileceğinin farkındaydı. Bu sebeple PKK siyasi alanı yıllardır hiç boş bırakmadı; partisi yargı karararıyla her kapatıldığında vakit geçirmeden yenisini sahneye çıkardı. Radikal solun ciddi bir tabanının olmadığını bilmesine rağmen ideolojik beraberliklerini vurgulamak maksadıyla bu kesimden biri sürekli “eşbaşkan" sıfatıyla yönetime almaya, işbirliği yapmaya özen gösterdi. Halen DEM’in iki eşbaşkanından Tülay Hatimoğulları Hatay-Samandağı’ndan Nusayri Arap bir aileye mensuptur, genç yaşında radikal solcu bir partinin kuruluşunda ve yönetiminde görev yapması bugünkü pozisyonu hazırladı.

DEM parti, örgütün Türkiye’de silahlı terör yöntemi yerine siyasi kanaldan çalışmasını üstlenmiş durumda; bunun yanısıra Suriye’deki gelişmelere nezaret ediyor; SDG-YPG’yi destekleyip yönlendiriyor. Partinin sol kanadından militanlar Rojova dedikleri alanda SDG’li görevlilere ideolojik öğretmenlik yapıyorlar. DEM’in grup toplantısında yaşanan slogan rezaletine yoğun tepkiler gelmesi üzerine toplanan parti yönetimi olayı sahiplenen bir açıklama yaptı : “Öcalan’ın liderlik yapacağı bir yolun açılmasını istemek son derece demokratik bir haktır. Orada slogan atanlar bunu gizli bir şekilde yapmadılar, açıkça ağır baskılara, zulümlere canları pahasına bunu yapıyorlar, zaten bundan rahatsız olanlar süreci anlamamış.”

TBMM’ni PKK’nın gösteri alanı haline getirilmesini “demokratik hak” olarak tanımlayıp meşru saymak terör örgütünün elli yıldır her vesileyle kullandıkları kavram sahteciliğinin bilinen örneğidir. Demokrasiyi ve onunla bağlantılı temel hukuki değerleri gerçek anlamından, bilimsel esaslarından fütursuzca uzaklaştırarak, yozlaştırarak eylemlerini her zaman meşru göstermeye, isteklerine haklılık kazandırmaya çalıştılar. PKK kendini şeklen feshederken 
zihniyet ve hedef olarak değişmediğini daha nasıl göstersin? Kurucu lider payesi verilen Öcalan’ın SDG’yi 10 Mart anlaşmasına uymasını isterken, iki ay kadar önce “Rojova kırmızı çizgimizdir” dediğini unutacak mıyız ? SDG lideri Mazlum Abdi Öcalan’ın silah bırakma çağrısının Türkiye’ye yönelik olduğunu, kendileriyle ilgisinin bulunmadığını bir çok defa söylemedi mi ? Aslında uzağa gitmeye hacet yok, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan SDG-YPG Şam rejimi çökebilir ümidiyle zaman kazanmaya çalışmıyor, imzaladıkları anlaşmaya uymamakta direniyor” diyerek suçlamadı mı? DEM Dışişleri Bakanımıza “sen hangi ülkenin bakanısın, işine bak karışma” diyerek eleştirmeye kalkmadı mı ?

Terör örgütünün iki stratejik hedefi var; birincisi Suriye’nin kuzeydoğusunda Rojova dedikleri alanda şeklen Şam’a bağlı görünen ama kendi askeri gücü ve idari yapısı bulunan devlet haline gelmek. İkincisi Türkiye’de siyasi ve sosyal alanlarda “demokratik toplum“ sloganı eftrafında rahat çalışabileceği yasal, anayasal ve sosyo-psikolojik ortamı sağlamak. Öcalan’a İmralı’da her türlü çalışmayı yapabileceği idari serbestlik tanımak, yeni bir vatandaşlık tarifi vb taleplerin ne olduğunu herkes biliyor. Mayıs ayındaki 30 kişilik grubun sözde silah bırakma gösterisinin arkası gelmedi. Devletin istekleri doğrultusunda adımlar atmasını bekliyorlarmış.

Türkiye Milli güvenliğine, ulus devlet ilkesine, topraklarının bütünlüğüne yönelik her türlü tehdidi ve girişimi bertaraf edecek güce sahip olduğunu defalarca göstermiştir. PKK etkisiz hale getirilmiş, siyasi kulvara geçmek zorunda kalmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlaması maksadıyla neler yapılması gerekiyorsa kendi gücümüzle yaparız. Öcalan yeni bir çağrı yapacaksa bunu DEM gibi haddini bilmeyen güruha yapsın, milletimizin sinir uçlarıyla oynanmasını engellesin. Örgütü üzerinde yaptırım gücü varsa silah bırakma konusunun pazarlığa dönüştürülmesini önlesin.

,Bu yazı daha önce Sn. Nuri GÜRGÜR'ün Sosyal medyasında (Facebook) yayınlanmıştır.
 

Yazarın Diğer Yazıları