Recep ÖREK

Çocuklarda Akran-Ekran Zorbalığı

Recep ÖREK

Günümüzde insan ilişkileri farklı bir mecraya kaydı. Bunun birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi yanı başımızda her an duran sanal dünyadan kaynaklanıyor.  TV, internet ve hepsinin kendi bünyesinde toplamış cep telefonlarındaki uçsuz bucaksız sanal dünya bizi bir şeylere zorluyor. İstesek de istemesek de bu yeni nesil teknoloji yaşam pratiklerimizi tümden değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. Artık hayatın farklı bir evresindeyiz. Buna bir de yapay zekâ ekleyince yerleşik paradigmaların büyük bir kısmı farklı bir eksene kaydı. Hızlı gelişen bu süreç daha önce deneyimlenmemiş ve düşünülmemiş birçok şeyle bizleri tanıştırdı. Özellikle kuşaklar arası derin bir bocalama dönemi yaşanıyor. Durumu, kuşak çatışması olarak açıklamak bile yetersiz kalıyor. Aralarında derin fay hatları bulunan iki farklı kuşak var.  Bazen birbirine uzakta bakan ama aynı paydayı yakalamaktan zorlanan çocuklar ile ebeveynlerin çaresizliğine tanık oluyoruz.

Bu yazıda kuşak çatışmasından çok akran zorbalığı ve ona ivme kazandıran ekran zorbalığına odaklanmak istiyorum. Günümüzde değişen değerler, yeni yaşam kalıpları ve çocuklar arasındaki geleneksel iletişim şekli değişti.  Çocuklar üzerinde istenilen kontrolü sağlayamayan ebeveynler ve buna eklemlenen birçok etken kendi ekosistemini oluşturdu. Çok yönlü ve yönetilmesi zor olan bu süreçten en çok çocuklar etkilenmektedir. Ailelerin çocuklarına verdiği/vereceği etik değerler, sanal dünyanın derinliklerinde kaybolmuş durumda. Ayrıca çocukların dijital dünyada oynadıkları oyunlar hep kazanma üzerine kurgulanmış. Her türlü şiddetin mubah sayıldığı bu oyun algoritmaları çocuklar arasındaki şiddeti normalleştirdi. Ayrıca fiziksel olarak enerjisini tüketemeyen çocuklarda oluşan yoğun enerji bazen öfkeye bazen de can sıkıntısına dönüşmektedir. Bu durumu dengelemek için fiziki ve psikolojik şiddet devreye girmekte ve sonuçları bazen ağır olabilmektedir.

Hayatımıza birkaç yıldır giren ekran zorbalığı veya siber şiddet kavramları giderek bir toplumsal soruna dönüşmektedir. Akran zorbalığını destekleyen, büyüten ve istenmedik yerlere götüren ekran zorbalığı konusunda öğrencileri çok iyi bilinçlendirmek gerekir. Akran ve ekran zorbalığı birbirinden beslenerek simbiyotik bir yaşama dönüşebilmektedir. Akran zorbalığı; fiziksel şiddetten sözlü tacize, dışlamadan siber zorbalığa kadar pek çok farklı biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bu olgu, ne yazık ki gençlerimizin ruhunda derin izler bırakıyor. Akran zorbalığı, sadece mağdur olan çocuğun değil, zorba davranış sergileyen çocuğun ve tüm okul çevresinin, hatta toplumun bir sorunudur. Akran zorbalığı, genellikle üç asimetrik güç ilişkisi içinde gerçekleşir. 1)Davranış zaman içinde tekrarlanır. 2)Karşıdaki kişiye acı ve sıkıntı verme amaçlıdır. 3) Zorbalık davranışının olduğu yerde; zorbalar, mağdurlar, mağdurken zorbalaşmış olanlar ve izleyiciler vardır. Okullar bağlamında zorbalık yukarıda bahsedilen parametrelerin hepsini içine alır. Zorbalık okullarda daha hiyerarşik bir düzlemde gelişir. Statü kazanmak, statü yükseltmek ve statüyü korumak. Çocuk, içinde bulunduğu topluluğun normlarına aykırı davrananları dışlayarak grubun zayıf düşmesini önlemek gibi etkenleri içerir.

Ailelerin güvenli bir ortam sağlamak yerine zorbalığa göz yummaları, mazeret bulmaları, çocuğun yaptıklarını onaylamaları akran zorbalığını tetikleyen ve sürdürebilirliğini arttıran nedenlerdir. Şiddet uygulayan çocuğun davranışlarını onaylaması ya da gizli olsa da övünç duyması sorunu daha da karmaşık hale getirebilmektedir. Akran zorbalığını arttıran ve sürmesini sağlayan nedenlerin başında sorunların sosyal medya ortamına taşınması ya da sosyal medya ile başlayan sürecin devam etmesidir. Yeni kişilerin dâhil olması hakaret ve küfre varan mesajlar sorunu derinleştirmekte ve sorunun çözümünü zorlaştırmaktadır. Kendisini bu ortamın içinde bulan çocuğun istese bile ayrılmasının zorlaşmasıdır. Kimi zaman korkaklıkla, kimi zaman tehditle, kimi zaman başka gerekçelerle çocuğu o sistemin bir parçası olmasını sağlamaktadır. Bu durumda çocuk derslerden çok oluşan sorunu kendince çözme veya en az hasarla sıyrılmanın pesine düşer. Devamsızlık, dikkat eksikliği, mutsuzluk ve benzeri sorunlarla boğuşmaktan eğitim öğretime yeterince zaman ayırmaz. İpin ucu kaçtıkça kaçar ve ders başarısı düşer bu da çocuğu daha çok agresifleştirir.

Uzmanlar, zorbalığın ardında yatan nedenlerin karmaşık olduğunu belirtiyor. Aile içinde yaşanan şiddet veya ihmal, düşük özsaygı, öfke kontrol sorunları, hatta sadece güç arayışı bile zorbalık davranışını tetikleyebiliyor. Teknolojinin gelişmesiyle siber zorbalık anomaliliğin arkasına saklananlar için kolay bir araç haline gelmiş durumda. Sosyal medya platformları, çocukların birbirlerine zarar vermesini, dedikodu yaymasını ve dışlamasını maalesef kolaylaştırıyor. Yani ekran zorbalığı bu şekilde kendini yeni duruma adapte ediyor.

Bu kritik sorunun çözümü, ne yazık ki sadece okulların veya rehberlik servislerinin omuzlarına yüklenemez. Ailelerin, eğitimcilerin ve tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Akran zorbalığını azaltmak için alınması gereken önlemler şöyle sıralanabilir.

1.Farkındalık ve Eğitim: Okullarda ve ailelerde zorbalığın türleri, etkileri ve nasıl müdahale edileceği konularında sürekli eğitimler verilmelidir.
2.Empati ve İletişim: Çocuklara erken yaşlardan itibaren duygudaşlık, saygı ve hoşgörü gibi değerler aşılanmalıdır. Ailelerin, çocuklarıyla açık iletişim kurarak onların duygusal ihtiyaçlarını dinlemesi hayati önem taşır.

3.Müdahale Mekanizmaları: Okullarda zorbalıkla mücadele programları geliştirilmeli, yaşanan olaylara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edilmelidir. Zorbalığa tanık olan diğer öğrencilerin sorunun çözümü konusunda destekleyici olmaları konusunda cesaretlendirilmelidir.
4.Dijital Okuryazarlık: Siber zorbalığa karşı, çocuklara internet güvenliği ve etik kullanımı öğretilmelidir.

Akran zorbalığı, görmezden gelinemeyecek bir toplumsal krizdir. Her çocuğun kendini güvende hissetme hakkı vardır. Okul bahçelerinin, sınıfların ve dijital dünyanın gölgesine sızan bu şiddete karşı sessiz kalmak, geleceğimizi tehlikeye atmaktır. Unutmayalım ki, sağlıklı bireyler yetiştirmek için, çocukların birbirine zarar vermediği, birbirini desteklediği bir ortam sağlamakla olur. Akran zorbalığı sadece okul ile sınırlı kalmayarak okul dışına taşınmakta bu da olayları daha karmaşık duruma getirmektedir. Sosyal medya platformlarına taşınmakta ve kontrolden çıkmasını zorlaştırmaktadır. Çocuklar arasındaki akran zorbalığı ele alınırken mutlaka ekran zorbalığı sürece dâhil edilmelidir. Böylece sorunu çözmek daha kolaylaşır.

 

Yazarın Diğer Yazıları