Ölçüsünü kaçırdığımız her şey toksik etki yapar. Günümüzde ölçüsünü dengelemekte zorlandığımız o kadar çok şey var ki… Bunların bir kısmı insan hayatını çok etkilemezken bir kısmı da zamanla hastalığa bile dönüşebiliyor. Ayrıca bilinen alışkanlık ve bağımlılıklara bu çağda yenileri ekleniyor. Bunların çoğu teknolojik gelişmelerin birer yansıması. Aşina olduğumuz ve bir türlü baş edemediğimiz ekran bağımlılığına yeni bağımlılıklar ekleniyor. Bunlardan biri de pandemiyle artan ve giderek olgunlaşan e- alışveriş bağımlılığı.
Sosyal medyanın e- ticaret sektörüne girmesiyle çevrimiçi alışveriş çağrından çıktı. “Dopamin patlaması” ile ilişkilendirilen bu bağımlığın artık bir adı var: Onyomani. Uykusuz gecelerin meçhul bir saatinde o renkli düğmeye basıp bir şey alırken hiç pişmanlık duydunuz mu? Kargo paketlerini eşinizden ya da ailenizden gizlediniz mi? Kendinize onlarca defa söz verip yine istenmeyen alışverişler yaptığınız oldu mu? Soruları çoğaltabiliriz. Eğer siz de bu sorunlarla uğraşıyorsanız onyomani denilen alışveriş hastalığına yakalanmışsınız. Etimolojik olarak Yunancada “onios” satılan, “mania” ise çılgınlık anlamına gelmektedir. Yani satın alma çılgınlığı ya da alışveriş bağımlılığı. Geçmişte de bu hastalık vardı. Ancak günümüzde dijital platformlar ve sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla geometrik bir ivme kazandı.
Alışveriş bağımlılığında satın alınan üründen çok satın almanın verdiği haz ön planda. Alışveriş bağımlılığında olan kişi;
Önüne geçilemeyen satın alma isteği duymaktadır.
Satın alma sürecinde kontrol kaybı hissetmektedir.
Satın alma sonucunda psikolojik, sosyal veya ekonomik olumsuzluklar yaşamaktadır.
Yaşadıkları psikolojik, sosyal veya ekonomik olumsuzluklara rağmen satın almaya devam etmektedir.
Uzmanlar; “Alışveriş bağımlısı kişiler, rutin hayatından uzaklaşmak, kendisiyle ilgili hoş olmayan düşünceleriyle yüzleşmemek, gerçek hayattaki rahatsız edici durumlardan kaçmak ve ruh hallerinin düzelmesi için alışverişe yönelebilmektedir. Alışveriş, kişilerin ruh hallerinin kısa süreli de olsa düzelmesini sağlamakta, gerçeklerden kaçmaya yardımcı bir araç halini almaktadır. Alışveriş bağımlılığında kişiler alışveriş yaparken genellikle keyif, mutluluk, haz, heyecan ve coşku yaşayarak olumsuz duygularından kısa süreli uzaklaşma fırsatı bulmaktadır. Bazı durumlarda da kişiler yakın çevrelerine hediyeler alma yoluyla motivasyon sağlamaktadır.”
Alışverişin dijital ortamda yapılması bu bağımlılığı eğlenceli hale getirdi. Tik tok, İnstagram gibi sosyal medya platformları ha bire cezbedici içerikler üreterek alışverişi keyifli hale getiriyor. Gerçek ve fake yorumlar da eklenince alışveriş isteği tavan yapıyor. Bunu bilen firmalar veya bireysel satıcılar belli saat dilimleri koyarak indirimler düzenlemekte böylece daha ucuza olduğunu düşündüğümüz ürünleri aslında ihtiyacımız olmasa da almaktayız. Farkında olmadan aldıklarımız “ ürünleriniz hazırlanıyor” ibaresiyle gerçeklik kazanınca iptal edip etmeme arasında bir ikilemi yaşamıyor değiliz. Genellikle ürünü almakla sonuçlanıyor.
Alışveriş bağımlığı konusunda Avrupa Birliği birkaç yıl önce kullanıcıları; tasarımı ve işleyişiyle “ manipüle eden” tüm platformları yasaklayan kurallar getirdi. AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu son zamanlarda Çinli alışveriş şirketi Temu’yu da radarına aldı. Temu şirketinin “içeriklerinin bağımlılık yapma potansiyeline sahip tasarımı” gibi unsurları soruşturuluyor. Alışveriş bağımlığı konusunda akademik çalışmalar da hız kazanmış. Farklı ülkeleri kapsayan akademik çalışmalara göre insanların yüzde % 5’i alışveriş bağımlısı. Plansız alışveriş istenmedik sonuçlara yol açabiliyor. Kişileri borç batağına sürüklemekte ve ruhsal birçok hastalığı tetiklemektedir. Eski bir alışveriş bağımlısını alışveriş yaparken” transa girmiş gibi kendini hissediyordum.” Şeklindeki ifadesi aslında çok şey anlatıyor.
E- ticaretin çok yaygın olduğu ABD, 2025 itibariyle e- ticaret hacminin 86 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye, hızlı büyüyen bu sektörde önemli müşteri ağına sahip. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre e- ticaret 2024 yılında yüzde 63,7 artarak 1 trilyon 619 milyar hacmine ulaştı. E-ticaretin toplam ticaret içindeki payı ise yüzde 19,1 dir. Tüm bunlar e-ticaret potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösteren verilerdir.
İhtiyaç olması durumunda artıları olan e-ticaretin bağımlığa dönüşmesi sorun teşkil ediyor. Beyindeki zevkle ilişkili dopamin salgısının önce artmasına, sonra düşmesine sebep oluyor. Psikoterapist Pamela Roberts; “Asıl mesele ürünler değil para harcamanın heyecanı, dopamin patlaması ve ardından gelen utanç duygusu.“ Tüm bunlar bize şunu gösteriyor. Onyomani hastalığına yakalanmamak için gelir durumumuza göre ve ihtiyaç olan şeyleri almak gerekir. Yoksa bir gün bir psikiyatristin bekleme salonunda tedavi olmak için sıra beklemek zorunda kalabiliriz. Bu yetmezmiş gibi aile düzeni bozulur ve olmadık farklı sorunlarla karşılaşabiliriz. Mevcut sorunlara bir de onyomaniyi eklemenin bir anlamı var mı?