Taner ARÇUKOĞLU

Soğuk, Islak ve Karanlık Sabahlara Düşen Ölümler

Taner ARÇUKOĞLU

Bazı sabahlar vardır…
Soğuktur, ıslaktır, karanlıktır.
İnsanın içine işler o kasvet
Birden Bir sessizlik çöker kente, sanki herkes bir şeyin olacağını hisseder ama kimse söyleyemez.
İşte o sabahlarda bir haber düşer; bir ölüm.
Belki bir kalp dayanamaz, belki bir vicdan sessiz kalmaya razı gelmez.
Hayatın garip bir adaleti vardır;
En çok konuşanlar değil, sessiz yaşayanlar gider önce.
Çünkü iyiler yorulur; kötüler hep kalır, yaşar, yaşadıkça da kirletir.
Çıkarı bitmeyen, menfaati tükenmeyen bu insanlar, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar.
Her döneme ayak uydurur, her güce diz çökerler.
Bir gün alkışladıklarını ertesi gün yuhalar,
dün yere göğe sığdıramadıklarını bugün yok sayarlar.
Koltuklar için, üç beş menfaat için insanlığını satanların gözünde ölüm bile ciddiyetini yitirir.
Çünkü onlar, ölümü bile unutacak kadar doyumsuzdur.
Vicdanlarını yastık gibi kullanır,
yalanlarını gerçek  diye pazarlamaktan çekinmezler.
Kimi zaman bir dostu satar, kimi zaman bir davayı…
Ama hiç utanmazlar, çünkü utanmak da bir erdemdir;
onlarda olmayan bir erdem.
Oysa bir gün gelir,
soğuk, ıslak ve karanlık bir sabah kapıyı çalar.
Ne Güç kalır, ne koltuk, ne alkış, ne de alkışlayanlar.
Her şey biter…
Bir kefenle eşitlenir herkes,
bir avuç toprakla son bulur bütün hesaplar.
Ben hep derim;
ölüm, geride kalanlara değil,
vicdanını kaybedenlere erkenden gelir.
Bazılarının bedeni toprağa girer, bazılarının ruhu çoktan çürümüştür.
Bugün  şımaranların yarın isimleri bile anılmayacak.
Çünkü insanı yaşatan şey menfaati değil,
arkasında bıraktığı izdir.
Bir söz, bir iyilik, bir duruş…
İşte kalıcı olan odur.
Soğuk, ıslak ve karanlık sabahlara düşen ölümler,
aslında birer hatırlatmadır hepimize:
Hiç kimse kalıcı değil.
Bir gün herkes, kendi yaptıklarıyla yüzleşecek.
Ve o gün geldiğinde, bazıları donacak…
Hem de dünyanın en sıcak mevsiminde.
 

Yazarın Diğer Yazıları