Türk Ocaklarında Yüzüncü Yılında Tehcir ve Ermeni Meselesi Konuşuldu
YAHUDİLERİN KAZANIMLARI ERMENİLERİN İŞTAHINI KABARTTI
Türk Ocakları Genel Merkezi'nin her hafta düzenli olarak yaptığı Ocakbaşı Sohbetleri'nde bu hafta, “Yüzüncü Yılında Tehcir ve Ermeni Meselesi” başlığıyla Ermeni meselesinin dünü bugünü ve yarını konuşuldu. Programa konuşmacı olarak Devlet Arşivleri Eski Genel Müdürü, TOBB ETÜ Fen-Edebiyat F. Dekanı, Türk Ocakları Hars Heyeti Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sarınay katıldı. Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreter Yardımcısı Osman Oktay yaptı. Oktay, sözde soykırım iddialarının Türkiye'yi zor durumda bırakmak için yürütüldüğünü söyledi. Ardından Oktay, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz'ü konuşmasını yapması için kürsüye davet etti. Konuşmasına Türk Ocaklarının Ermeni olayları ile ilgili faaliyetlerini anlatarak başlayan Prof. Dr. Öz, bu konuyla alakalı olarak Ermeni mezaliminin tüm sertliği ile yaşandığı Adana, Mersin, Erzurum, Kars gibi merkezlerde Ermeni zulmünü anlatan birçok program tertip ettiklerini belirtti.
TÜRKİYE'DE MİLLÎ OLMAYAN BİRÇOK MEDYA VE SİVİL TOPLUM KURULUŞU VAR
Erzurum, Kars yöresinde yapılan kazılarda Türklere ait toplu mezarlar bulunduğunu dile getiren Öz, Türk Milletinin bu konulara duyarlı olması gerektiğini belirtti. Türk Milletine karşı psikolojik bir operasyon yürütüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Öz, “Soykırım yaptığımızı kabul etsek ne olacak, dedirtmeye çalışıyorlar” dedi. Türkiye'de millî olmayan birçok medya ve sivil toplum kuruluşu olduğunu belirten Öz, “Millî olan kuruluşlar bu duruma dur demeli” dedi.
1915 OLAYLARINI YALNIZCA 1915'E BAKARAK ANLAYAMAYIZ
1915 olaylarının sadece o yıla bakılarak anlaşılamayacağını belirten Öz, olayların sebeplerine ve doğurduğu sonuçlara bakmak gerekir dedi. Avrupalı devletlerin Türkiye ile bitmeyen bir hesabı olduğunu sözlerine ekleyen Öz, “ Anadolu'yu Müslümanlaştırdığımız, İstanbul'u fethettiğimiz, Viyana'yı kuşattığımız için bugün Avrupa Ermeni kozu ile üzerimize geliyor” dedi. Hükümetin Ermeniler için yayınladığı taziye mesajlarını da eleştiren Genel Başkan Öz, bu açılımların Ermen Diasporası'nın işine yaradığını söyledi.
Türk Ocakları Genel Başkanı Mehmet Öz'ün ardından konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Yusuf Sarınay kürsüye geldi. Sarınay sözlerine Ermeniler tarafından katledilen 520 bin şehidimizi anarak başladı. Ermenilerin kurduğu terör örgütlerinin yalnızca Anadolu ile sınırlı olmadığını belirten Sarınay, Taşnak ve Hınçak örgütlerinin ABD, Kanada, Romanya gibi ülkelerde de büyük faaliyetler yürüttüğünü söyledi.
YAHUDİLERİN KAZANIMLARI ERMENİLERİN İŞTAHINI KABARTTI
Almanların II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere yaptıklarının soykırım olarak nitelendirilmesinin ve Yahudilerin bu netice ile elde ettiği kazanımların Ermenilerin iştahını kabarttığını belirten Sarınay, “1920'li yıllarda dünyanın Ermeni “soykırımı” gibi bir problemi yoktu, Yahudilerin kazanımları Ermenileri harekete geçirdi” dedi. Ermenilerin yürüttüğü politikalar ile Türkiye'yi zor durumda bırakmak istediğini belirten Sarınay, soykırım yalanına ortak olan ülkelerin ya Türkiye ile bir derdi olduğunu ya da Ermenistan'dan bir çıkarı olduğunu sözlerine ekledi.
TÜRK'E TÜRK'ÜN PROPAGANDASINI YAPMAK ZORUNDAYIZ
Türkiye'ye uygulanan dış baskıların yanı sıra ülke içinde televizyonlar ve gazeteler kanalıyla da bir baskı unsuru oluşturulduğunu dile getiren Prof. Dr. Sarınay, yapılan algı yönetimleri ile Türk Milletinin bir suçluluk psikolojisi içerisine sokulmak istediğini bunun karşısında durabilmek için ise Türk'e Türk'ün propagandası yapılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtti.
Anadolu'da yaşanan Ermeni kalkışmalarına ve tehcire uzanan sürece değinen Sarınay, “Gerçekte ne oldu? Sebep yokken Osmanlı Ermenileri Suriye'ye mi sürdü? Bu böyle anlatılıyor ve böyle anlaşılması isteniyor” dedi. Balkanlar'da yaşanan ayrışmalardan bahseden Sarınay, “Ermeniler büyük devletlerin desteğini alarak, biz niye bunun aynısını yapmayalım sorusunu kendilerine sordular” dedi. Kurulan Ermeni cemiyetlerinin silahlı terörü metot olarak kullandığını belirten Sarınay, çeşitli haritalar üzerinden Ermenilerin isyan ettiği bölgeleri dinleyicilerle paylaştı.
24 NİSAN 1915'TE SİLAHLI ERMENİ TERÖRİSTLERİ TUTUKLANDI
24 Nisan 1915 tarihinde yayınlanan genelge ile silahlı teröristlerin tutuklandığını ve örgütlerin çeşitli operasyonlar ile kapatıldığını belirten Sarınay, 235 civarında tutuklu olduğunu ve bu tutukluların Çankırı ve Ayaş cezaevlerine gönderildiğini söyledi. Tehcirin yapıldığı dönemde iç güvenlik sıkıntılarının olduğunu, 5 cephede savaş sürdüğünü belirten Sarınay, jandarmanın dahi cephede görev aldığını belirtti.Bu iç güvenlik zafiyeti sırasında köylerin basılıp Türklerin katledildiğini, telgraf tellerinin kesilerek köprülerin patlatıldığını sözlerine ekleyen Sarınay, Osmanlı'nın tehcire mecbur kaldığını belirtti.
Tehcir esnasındaki koşulları anlatan Sarınay, tehcire tabi tutulanların mallarının kayıt altına alındığını ve geri döndüklerinde tekrar teslim edilmesi teminatının verildiğini dinleyicilerle paylaştı. Toplum düzenini bozanların, devlete karşı isyan edenlerin ve düşman ordularıyla işbirliği yapanların tehcire tabi tutulduğunu ifade eden Sarınay, Diyabakır bölgesinde Kürt aşiretleri tarafından sevke tabi tutulanlara saldırılar olduğunu bu konu ile alakalı çeşitli yargılamaların da yapıldığını söyledi.
KABUL ETMEK PSİKOLOJİK KIRILMA NOKTASIDIR
1919-1921 yılları arasında İşgal Kuvvetleri tarafından yapılan yargılamaların ise hiçbir sonuç vermediğini belirten Sarınay, o gün Osmanlı'nın suçsuzluğu kanıtlanmışken bugün yeniden bu meselenin açılmasının farklı anlamlar taşıdığını belirtti. Bugün Türk Milletinin bu sözde soykırımı kabul etmesinin amaçlandığını ifade eden Sarınay, “Kabul etmek psikolojik kırılma noktasıdır, bunu adım adım diğer yaptırımlar takip eder” diyerek konuşmasına son verdi.
Prof. Dr. Yusuf Sarınay'ın konuşmasını bitirmesi ile birlikte geçilen soru cevap bölümünün ardından program sona erdi