Harput'ta Damdan Dama Komşuluk: Bir Zamanlar Elazığ
1910'lu yıllara ait tarihi bir fotoğraf, Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde taş evlerin damlarında yaşanan sıcak komşuluk ilişkilerini gün yüzüne çıkardı. Damlar, sadece yapının değil, yaşamın da ortak alanıydı.
Elazığ’ın tarihî mahallesi Harput’ta 1910’lu yıllara ait bir fotoğraf, geçmişin sade ama samimi yaşamını yeniden hatırlattı. Taş ve kerpiçten yapılmış geleneksel Harput evlerinin birer birer sıralandığı karede, evlerin damlarının bir sokak gibi birbirine bağlandığı görülüyor.
DAMDAN DAMA KURULAN HAYAT
Söz konusu fotoğraf, o dönemin mimari yapısının yalnızca fiziksel değil, sosyal bir rol de üstlendiğini gözler önüne seriyor. Evlerin damları birbirine geçişli şekilde inşa edilmişti. Bu sayede çocuklar damdan dama koşturur, komşular birbirine yukarıdan seslenerek haberleşirdi. Damlar, Harput halkı için adeta ikinci bir yaşam alanıydı.
KOMŞULUĞUN ALTIN ÇAĞINI YANSITAN BİR KARE
O dönemlerde Harput’ta komşuluk ilişkileri yalnızca “kapı komşuluğu” değil, “dam komşuluğu” anlamı da taşıyordu. Yemekler paylaşılıyor, bayramlar birlikte kutlanıyor, ihtiyaçlar seslenerek karşılanıyordu. Fotoğraf, bu sıcak sosyal yapının bugüne ulaşan en sessiz tanıklarından biri oldu.
KÜLTÜREL HAFIZAYA BİR BAKIŞ
Harput’un bugünkü ziyaretçileri, hâlâ ayakta kalmış birkaç taş evi ve dam izini görebiliyor. Ancak geçmişin bu görkemli yaşamı artık bir kareye, bir hatıraya sığmış durumda. O fotoğraf, sadece bir dönemi anlatmıyor; aynı zamanda Elazığ’ın kültürel mirasına sahip çıkılması gerektiğini de hatırlatıyor.
