Prof. Dr. Mustafa YAĞBASAN

Biraz Gazetecilik İcra Edelim mi?

Prof. Dr. Mustafa YAĞBASAN

“ABİ BENİ TV’YE ÇIKARIR MISIN?” ZİYARETLERİ

Yerelde gazetecilik yapmak zordur. Çevreniz dardır. Herkesle bir şekilde tanışıklığınız vardır; yemişliğiniz, içmişliğiniz… Gün olur birileri hakkında haber yapılması zorunlu hale gelebilir. Yapılırsa bir türlü, yapılmasa bin türlü! Yapılsa dahi genellikle nesnellikten taviz vermek zorunda hissedebilir insan kendisini. Bu durumda pek çok detaydan imtina etmek zorunda kalınabilir ki bu gayri ahlaki olur!

Herkes gibi ben de tanırım kedisini. Mesleki anlamda değer verdiğim, güvendiğim biridir. İyi bir şahsiyettir, hoş sohbettir, birikimlidir de… Böyle olunca da doğal olarak ziyaretçilerin biri gelir biri gider… Ancak yeni görevi gereği haklı olarak ziyaretlerin bir türlü sonu gelmedi, gelmiyor. Birinci tur bitti, sıra şimdi ikinci turda! Genellikle işi olmayanlar, reklamı sevenler soluğu yanında alıyor maşallah!

Ziyarete gidenlere çay, kahve ikram ediliyor mu bilmem? Ama fotoğraf çekilmesi ve sosyal medyada paylaşılması garanti! Zira kullanılmayacaksa neden çeklisin ki? “…. ziyaretinden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz” klişe cümlesini kaçıncı kez okudum, hatırlamıyorum! Yatır ziyareti mi desem, bayram ziyareti mi? Jöleli saçlar, takım elbiseler, dik duruşlu pozlar, hafif gülümsemeler… Paylaşılacağı biliniyor ya!

Mekândan ayrılanların beklentisi belli artık; “fotoğrafımız nasılsa paylaşılır, fazla sürmez üç vakte kadar da hakkımızda ya bir haber yapılır, ya da programa katılım daveti gelir!” beklentisinin çarpanı yüksek! Niyeti bu olmamakla beraber biraz da kendisi yarattı bu durumu. Birini paylaş, birini paylaşma. Olur mu hiç? Paylaşım garantisini görenler; “hadi biz de gidelim, nasılsa işimiz yok!” modundalar galiba?

Masum ziyaretleri ve ziyaretçileri elbette tenzih ederim. Bir mesajla ben de tebrik ettim kendisini. Hepsi bu kadar, yeterlidir de! Ancak yazık; bu kadar mesele, bu kadar haber varken iştigal edilen işe bakın siz hele? İnsanda ne takat, ne istek kalır vallahi! Pişmandır muhtemelen kendisi de? Bence bir mesajla şunu yapması gerekir artık; “Tebrik teşrifleriniz bundan gayri hiç bir mecrada paylaşılmayacaktır. Ayrıca ziyaretiniz, program daveti anlamına gelmemektedir!”

***

KARTVİZİT GAZETECİLERİ…

Hazır konuya girmişken birkaç kelam daha edelim. Geçenlerde yazdığım bir yazıdan ötürü duayen bir gazeteci dostum aradı. Alınganlık göstermediğini defaten vurgulamasına rağmen benim de rahatsızlık duyduğum bir realitenin altını çizdi! Özellikle yerelde getirisi olmamakla beraber yine de hatırı sayılır bir kitlenin gazeteci kimliği edinme çabası var. Adam 3-5 yıl önce bir köşe yazısı yazmış, yazı hala orada duruyor! Ama ‘gazeteci-yazar’ kimliği ile ortalıkta fink atıyor… Nasılsa kartvizit bastırmak bedava!
 Dijital gazeteciliğin mantar misali çoğalmasıyla birlikte ‘yazar’ fukaralığı çeken yayın organları kalemli-kalemsiz herkese kapı açmakta… Bir atımlık barutu olanların kısa sürede inzivaya çekilmelerini erdemlilik olarak kabul ederim. İyi de isminiz hala yazarlar listesinde boy gösteriyor! Yalvarıyorum; ya yazın, ya da adınızı sildirin. Söz veriyorum; kartvizit masrafınız benden… Hadi yine iyisiniz!

Yıllarca habercilik dersi verdim. Öğrencilerim bilir; “gazetecilik kutsal ve ulvi bir meslektir” telkinini daha ilk derste zikredenlerdenim. Zira gazeteci ‘tebliğ’ görevini ifa etmekle mükelleftir. Kastim tabii ki ilahi mesajlar değil. Ancak; “acı içinde olanlara rahatlığı, rahatlık içinde olanlara acıyı tattırma” mesleğidir gazetecilik. Doğrusu bu gazeteci sıfatlıların bizatihi kendileri bana acı vermekte! Bana göre ‘eğitim şart’!

Vaz geçtim, tashih ediyorum. Çünkü mekteplisi daha tehlikeli! Alaylısı bence daha masum… 5N1K’nın birini dahi yerine getirmekten acizler… Gülmeyin, belli ki bilerek yapmaktalar! Bilinen klasik yöntemle; “iddia ediliyor, edinilen bilgilere göre” repliğini kullanarak hedefe varılacağı zannında olanları sıradan vatandaş da keşfetmiş durumda. İtibar etmiyor. Duyduğum kadarıyla bunlara; ‘itibarsız gazeteci’ denildiği de iddia edilmekte! Derdim, bu mesleğin layıkıyla icra edilmesinden yana. Zira ‘gazetecilik’ yapılabilirse ‘az zamanda çok işler başarılır” ve ülkemizin ve ilimizin pek çok meselesi tez zamanda halledilebilir.

Yazarın Diğer Yazıları