Çekip Gitmek! - Recep ÖREK

Çekip Gitmek!


Basit ve o kadar da anlamlı olan iki kelime. Zihinlerde oluşturduğu anlam bir söz dizini kompartımanına sığmayacak kadar derinliğe sahiptir.  Mekân değişikliği anlamına gelen bu deyim hayatın herhangi bir anında yedek akçe gibi durur. Herkes, hayatı boyunca çeşitli vesilelerle kullanmıştır bu deyimi. Hiç denemeyenler, yarı yolda dönenler ve ne pahasına olursa olsun arkasına bakmadan "çekip gidenler..." 

Çekip gitmeler kimi zaman şarkı sözlerinde kendine yer bulmuş, kimi zaman zayıf bir anımızda savunma mekanizması görevini yapmış, kimi zaman da gerçeğe dönüşmüştür. Çoğunlukla tepkisel olarak başvurduğunuz bu kurtarıcı deyim, içinde bulunduğumuz durumu ifade etme ritüeline dönüşen bir sürecin adı olmuştur. Zor zamanlarımızda bize alan açan ve karşıdaki/karşıdakilere mesaj veren anlamlı bu iki sözcük kimi insanların hayatına yeni boyutlar getirip, somuta dönüşmüştür. Verinoka Ölmek İstiyor adlı romanında ise Paulo Chelho çekip gitmeyi edebi bir dille zenginleştirmiş; “Ne ölümler beni istedi de gitmedim!” diyerek farklı bir bakış açısı yaratmıştır.

“Çekip gitmeler”  birçok yazarın hayatında önemli bir yer tutar.  Ünlü yazar Tolstoy, çekip gitmelerin ağına düşmüş ve bir tren istasyonunda donarak son nefesini vermiştir. Vatandaşı Nabokov ise bir daha dönmemek üzere Rusya’yı terk etmiş önce Avrupa’ya, oradan da ABD' ye gitmiş ve yaşamının büyük bir kısmını burada geçirmiştir. Stefan Zweig,  Avrupa’dan Brezilya’ya kaçıp burada hayatına son verirken, İran edebiyatının önemli yazarlarından Sadık Hidayet, Paris’te bir otel odasında çekip gitmesini ölümle sonlandırmıştır. Çek asıllı yazar Milan Kundera, ülkesini terk edip Fransa’ya yerleşir ve “Yaşam Başka Yerde “ adlı romanına çekip gitmesini satır aralarına ustaca yerleştirmiştir. Sabahattin Ali’nin çekip gitme hikâyesi daha acıklıdır. Bulgaristan sınırını geçerken “çekip gitmeyi” hayatıyla ödemiştir.

Yukarıda verilen olumsuz örneklerin yanında hayatına yeni bir farkındalık kazandırmak için yerini yurdunu terk eden insanların sayısı da az değildir. Özellikle çeşitli sebeplerden dolayı kendi coğrafyasını terk edip Amerika'ya göç eden binlerce insan başarılı olmuştur. Çekip gitmek bazen insana yeni bir hayat sunar. Yeni heyecanlar, başarılı olma, azim ve hayata dair yeni bir hikâye yaratmak adına okyanusları aşıp giden sayısız insan başarılı hikâyelere imza atmışlardır.

İnsanın yaşama dair zihninde tasarladığı idealleri, beklentileri ve yarının hayalleri bazen sınırlarımızı aşan bir yolculuğun adı da olabiliyor. Bazen zihnimize yerleşen ve fiziksel bir gerçeğe dönüşmese de her insanın zihinsel haritasında çekip gitmek istediği yerler olmuştur. Çekip gitmek şarkılara, şiirlere, anlık öfkelere kurban edilecek kadar masum değildir. İnsana hareket alanı tanıyan, bir kaçış, bir kavuşma ve bir ayrılıştan daha büyüktür. Uygulamaya geçirmesek de çekip gitmeler “ben buradayım” mesajını zaman zaman hatırlatırlar. 
        
Çekip gitmeler sadece hayatın anlamsız boşluklarını dolduran bir davranış da olmamalı. Bir yarına, bir uzun geleceğe, bir anlam arayışına derman olmalı. Yoksa şarkılarda olduğu gibi anlamsız çekip gitmeler herkesi yorar…  Yazıyı Murathan Mungan’ın şarkı sözlerine konu olmuş “senin şu çekip gitmelerin” adlı şiiri ile bitirelim.

Şu senin çekip gitmelerin ateşe benziyor
Zaman nasıl geçer kimse bilmiyor
Şu senin dönüp gelmelerin suya benziyor
Zaman nasıl geçti kimse bilmiyor
Uzaklara benziyor bakışların
Başka hiçbir şeye benzemiyor
Zaman durmuş, dünya susmuş
Yanımdasın ama kimse bilmiyor…
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Şub
21Şub

5 Milyon Kişi Neden Yalnız?

02Şub

Bir Gecede Kaybedilen Yarınlar

10Ara

PISA Neden Önemli?

22Ekm