Değişim Sürecinde Eğitimin Yeri - Zeynel Abidin BAŞARAN

Değişim Sürecinde Eğitimin Yeri


Eğitim Kurumları Değişim Karşısında Nasıl Bir Pozisyon Almalıdır
Değişimin her zamankinden daha fazla ve daha hızlı toplumu etkilediğini, beklentilerin ve ihtiyaçların da buna bağlı olarak; hızla değişip dönüştüğünü, bu değişim-dönüşüm yüzünden iş, eğitim, ekonomi, sağlık ve güvenlik alanları da dahil olmak üzere eski mesleklerin birçoğunun yerine, yeni mesleklerin aldığını görmekteyiz.

Her işi yapabilecek çok fonksiyonel insan benzeri robotlar ile süper güçlendirilmiş düşünce veri analizi yeteneği yüksek yapay zekâların, AI eğitimciler ve AI analistler; veri mimarları, blok zinciri hukuk danışmanları; soyut kavramlardan en hızlı, en kolay ve en ekonomik bir şekilde üretim yapabilen 3D imalat mühendisleri gibi dijital dönüşümlerin eski teknolojilerin yerini aldığını görmekteyiz. Bu değişimin bizleri bir dünya köyü haline getirdiğini, çok boyutlu küreselleşme sürecinin yeni eğitim ve işgücü fırsatlarını da beraberinde toplumun önüne dayattığını rahatlıkla söyleyebiliriz.  

Bu küreselleşme sürecinde teknolojinin çağa damgasını vuran etkileri, iş piyasasında talep edilen iş gücü niteliklerinin farklılaşması, iş alanlarını da değiştirmekte ve beceri sahibi olmadan yapılan farklı işler de yok olmaktadır. Bunun sonucunda eğitim kurumlarının hayat boyu öğrenmedeki pozisyonunu daha da önemli hale getirmektedir. 

İnsanlar işlerini tam anlamıyla yapabilmek için daha fazla bilgi ve beceriye ihtiyaç duymakta ve formal eğitimlerini tamamladıktan sonra da eğitimlerine devam etmek ve kendilerini geliştirme ihtiyacı duymaktadırlar. Bu da yeni meslekleri ve sürekli öğrenmeyi bir bakıma zorunluluk haline getirmektedir. 

Bütün bu değişimler karşısında, kamu kurumları, resmi ve özel eğitim kurumları birinci derecede sorumludurlar. Ancak; resmi ve özel eğitim kurumları bu değişim karşısında merkezi yönetimlerin isabetli olmayan kararları sonucu, değişim karşısında istenileni vermekte zorlanmaktadırlar. Bu da insana ulaşmak, insanın mutluluğuna, başarısına odaklanarak onları hayata hazır hale getirmek gibi misyonları olan eğitim kurumlarına daha fazla iş görev yüklediği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla eğitim kurumlarının beklentileri karşılama ve hizmetteki kalite anlayışını sunma ve anlatma fırsatını da doğurmaktadır. Bu bağlamda; 

Eğitim Koçluğu, Eğiticilerin Eğitimi, Öğrenci Başarısında Anne-Baba Rolü ve Eğitimleri, Öğrenme Kuramları, Öğrenmede Yeni Yaklaşımlar, Özel Eğitim, Bireyselleştirilmiş-Kişiye Özgü mikro eğitim anlayışları, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İletişim, Teknolojide Materyal Kullanımı ve Hazırlama ile Bilgisayar gibi alanlardaki meslekler öne çıkmaktadır.     

Eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin 21. Yüzyıl öğrenme becerileri olan; Okuma/Dil Becerileri, Matematik Okuryazarlığı, Fen Okuryazarlığı Yaratıcılık, Eleştirel Düşünme, Birlikte İş Yapma, Etkin İletişim, Problem Çözme, Medya Okur Yazarlığı, İnisiyatif Kullanma ve Kendini Yönlendirme, Sosyal, Kültürler Arası Beceriler, Liderlik ve Sorumluluk ile  Hız gibi alanlarda öğretimi etkin hale getirmek zorundadırlar. Saygılarımla 
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • M. Güneş | 04 Ağustos 2021 08:59

    Tebrikler Hocam, güzel ve önemli teşhislerde bulunmuşsunuz

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Haz

AGNOTOLOJİ BATI TOPLUMU VE BİZ

07Mar

Kadınlar Dünyadır

16Kas
05Kas
20Ekm

Özgüven ve Özdisiplin