Madde Bağımlılığı Toplumsal Çöküştür… - Metin AKGÜN Eğitim Bilim Uzmanı

Madde Bağımlılığı Toplumsal Çöküştür…


Düne bakıldığında madde kullanımı açısından en sorunsuz illerden biri bilinirdi Elazığ…            Yakın denebilecek zamana kadar, uyuşturucu kullanımı ile ilgili haberlerde, Elazığ ve yakın çevresinde son zamanlardaki yoğunluk yoktu. Farklı bir rehavet yaşadık. Bitmedi mi? Toplumsal çöküşün önemli sebeplerinden biri olan “uyuşturucu” haberleri Elazığ’da, çevre vilayetlerde de boy gösteriyor…  

Yakın çevremizde, mahallemizde, köyümüzde, hatta okullarımızda madde kullanımı riskleri konuşuluyor. Sentetik madde kullanımındaki artış ebeveynleri ürkütüyor.

Aziz gönül dostları, Türkiye’de uyuşturucu kullanım yaşının düştüğü, kullanım oranlarının arttığı yönünde haberler, akademik ve asayiş raporlarda yer almaktadır. Bilelim ki; Uyuşturucu Kullanımındaki Artış, Toplumsal Çöküştür…

Anneler-babalar 

Pek çok uyuşturucu maddeye bağımlı hale gelmek için bir defa kullanılması yeterli olabilir. Çünkü bu maddenin vücuda nasıl etki edeceğini veya vücudunuzun bu maddeye nasıl tepki vereceği bilinemez. Dolayısıyla bu kirli işten para kazananlar için en önemli başarı hedef kitle gördüğü şahsı bir kere dahi olsa bu maddeyle tanıştırabilmektir.

Bu tanışmayı sağlamak için, bu maddeler ilk defasında bedava verilir. Çünkü satıcı/pazarlayıcı, sizi/evladınızı/candan aziz bildiğiniz yakınınızı bu maddeye bağımlı hale getirdiğinde onun kapısını çalacağınızı iyi bilmektedir. Ancak, biz bu tuzaklara karşı yeterinde tedbirli miyiz? Evladımızın uyuşturucu alıp almadığını, bu maddeye alışıp alışmadığını anlamaya duyarlı mıyız? Bu nedenle; öncelikle kendinizi sakınmalı, evladımızı sakınmak için de onu başıboş bırakmamalı, onun sizden saklayacağı bir şeyler olmaması için onunla açık iletişim kurabilmeliyiz…

Bireyin dengeli ve uyumlu bir kişilik yapısına sahip olması, içinde yetiştiği aile ortamının niteliği ile yakından ilgilidir. Doğduğu andan itibaren çocuğun ana babasıyla kurduğu ilişkinin güvene dayanması onun daha sonraki yıllarda dış dünya ile kuracağı ilişkilerin temelini oluşturmaktadır. Çocukların ve ergenlerin psiko-sosyal gelişimleri için en uygun aile ortamının temelinde sevgi ve saygının olduğu ve demokratik ebeveyn ana-baba çocuk ilişkisi olduğu belirtilmektedir (Kuzgun ve Eldeleklioğlu, 2005).

Bu süreçte; Evde ve dışarıda çocuğun gözlenmesi önemlidir. Anne baba, çocuklarının arkadaşlarını ve onların ailelerini tanımaya çalışmalıdır. Gözleme süreci içinde suçlayıcı ve yargılayıcı davranışlardan kaçınılmalı, gözlemin takip etmek olmadığı unutulmamalıdır. Gözlemin; çocuğun bunu ailenin ona olan yakın ilgisi olarak algılayacağı biçimde yapılması gerekir.

Eğer, anne baba çocuğun madde kullanıp kullanmadığını bilmiyor; ancak durumunun iyiye gitmediğini düşünüyorsanız, çocuğa kendisini nasıl hissettiğini sormakla işe başlayabilirsiniz. 

 

 

Her şeye rağmen; Çocuğunuzun Bağımlılık Yapıcı Madde Kullandığını Anladığımızda Ne Yapmalıyız?  

*Ne kendinizi suçlayın, ne de inkâr ediniz,

* Hemen oracıkta bir mahkeme kurup çocuğu yargılamaya da girişmeyiniz…

*Bu sorunu; paniklemeniz de, suçlamamanız da çözmeyecektir.

* Çocuk bir kez madde kullandıysa, olayı trajik hale getirmeden dinlemek ve tehlikelerini hatırlatarak konuşmak gerekir. (Eğer anne baba kendisini bu konuyu çocuğuyla konuşmaya hazır hissetmiyorsa, konuşmaması daha doğru olacaktır. Ayrıca madde etkisi altındayken gençle tartışmaktan kaçınılmalıdır.)

Madde bağımlısı bireyler madde kullanımından kurtulmak için ailesinin desteğine ihtiyaç duymakta ve ebeveynden yaş grubu ne olursa olsun demokratik bir tutum içerinde olmalarını ve kendisini dışlamamasını istemektedir. Çıkan bu sonuç aslında bireyin gelecekle ilgili bir yardım çağrısı ve ailesinin takınmasını istediği tutumla ilgili olarak bir davetiye olarak değerlendirilebilir (Kılıç,2007).

Madde bağımlılığı ile mücadelede kurumlar arası işbirliğinin artırılmasına yönelik faaliyetlere destek verilmeli, kolluk güçleri, okul idarecileri, öğretmenler, anne - babalar ve diğer kurumlardan oluşan çoklu bir birliktelik sağlanmalı ve bu birlikteliğin sürekli olmasına yönelik projelere katılınmalıdır. (Kılıç,2007).

 

Bunu yaparken de;

1-      Paniğe kapılarak öfke ile hareket etmemeli,

2-      Durumu gözlemleyerek Çocuğunuzun sosyal çevresini inceleyip, sorunun kaynağını tespit etmeye çalışmalı,

3-      Çocuğunuzun arkadaş ilişkilerini gözden geçirmeli,

4-      Çocuğunuzun uyuşturucu madde kullanmasının sebeplerinin arasında, sizin de eksik ve yanlış davranışlarınızın olduğunu göz ardı etmemeli,

5-      Çocuğunuza kesinlikle kötü davranmayınız, onu suçlamamalı,

6-      Uzman bir hekimin bilgisine başvurarak tavsiyeleri doğrultusunda hareket etmemeli,

7-      Çocuğunuzu sıkmadan, sevgi ve şefkatli bir yaklaşımla ona daha fazla ve kaliteli zaman ayırmalı,

8-      Aile bağlarını gözden geçirip, güçlendirmeye çalışmalıyız.

 

Sevgili gençler;

Bu süreçte tehdit ve tehlikenin odağında olan sizlersiniz… Sizler ki bizim yarınlarımızsınız. Yarınlarımızın risk altında olduğunu bilmenin tedirginliğidir hassasiyetimiz. İsteriz ki; böyle bilesiniz… Bu nedenle sözümüz size, sadece uyarı için değil, korunmanız içindir kaygılarımız…

Sizi madde bağımlılığına alıştırmak isteyen kişi tanıdığınız bildiğiniz bir kişi olabileceği gibi ilk defa gördüğünüz bir şahısta olabilir. Kendisinden sigara talep ettiğinizde "Sana daha iyi bir sigara vereyim mi ?" diye sorulan sorunun ardındaki kişi en yakın arkadaşınız olabilir. Veya yabancısı olduğunuz bir semtte bir kahvehanede otururken yanınıza oturarak sizinle tanışma gayretinde olan kişi bir uyuşturucu satıcısı da olabilir.

Okul çevrenizde teneffüs aralarında, öylen arasında tost yaptırma için gittiğiniz büfe yakınlarında, kahvehanede veya okul çıkışlarında da satıcılara rastlamanız mümkündür. Ve belki de bu tiplerin en tehlikelisi iyi tanıdığınızı sandığınız bir arkadaşınız da olabilir. Bu arkadaşınız bazen elindeki maddeyi istemediği halde satmaya çalışabilir. Çünkü onun için önemli olan artık siz değilsinizdir. Önemli olan girdiği çarkın dönmesi, para temin etmesi ve ihtiyaç duyduğu maddeyi alabilmesidir. Bunun için parasını, namusunu gözden çıkarabileceği gibi sizi de gözden çıkarabilir.

 

Bu süreçte sana yaklaşırken sana;

Yağcılık yapacak; “Sen gidince buranın tadı tuzu kaçar” diyecek, 
Yalnız Bırakma tehdidinde bulunacak; “Eğer gidersen bir daha yüzüne bakmam” diyecek, 
Hatta Sana Yalvaracak,  Acındırmaya çalışacak; “Ne olur hatırım için bir kez,beni kırma” diyecek,  
Beki de Tehdit edecek;  “Kesinlikle seni bırakmayız” diyecek, 
Kim bilir bakarsın Ödül vaat edecek; “Bak bunu yaparsan seni o kızla/erkekle tanıştıracağım” diyecek, 
Bakarsın seni aşağılayacak; “Hadi süt çocuğu sende!” diyecektir.  

Unutmayınız ki, bu yöntemlerle sizleri istemediğiniz şeyleri yaptırmaya zorlayan kişilere karşı kendinizi ortaya koyarak ve HAYIR diyerek diğer insanlardan saygı görebilirsiniz. Aksi takdirde kişiliğinizden ödün vererek sessiz kalmanız ve inisiyatifi başkalarına bırakmanız kaçınılmaz son olacaktır. Mutlu bir hayatın yolu doğru olmaktan ve doğru olan kişilerle bir arada bulunmaktan geçer.

O nedenle; hiçbir şeyi ailenden saklamamalı, her şeyi onlarla paylaşmalı, hataya düşmemek için aile büyüklerinden yardım almalı, öğrenci isen öğretmenlerinle açık bir diyaloga girmeli, hataya düşmen halinde de hatadan dönme erdemini yaşamaya açık olmalısın. Bu zor yolda başarılı olmak yönünde rabbim yar yardımcınız olsun dualarımızla Allah’a (c.c.) emanet olunuz.

 

 

                                                                                                        Metin AKGÜN

                                                                                                        Maarif Müfettişi

                                                                                       Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği

 

 

-------------------------------

1. Kuzgun,Y. (1987), “Sosyo-ekonomik Düzey ve Psikolojik İhtiyaçlar.” Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,1-2. ss.55-68

2. Kuzgun,Y. (2005), PDR’de Kullanılan Ölçekler, Nobel Yayın dağıtım, (1.Baskı). Ankara, ss.65-80

3. KILIÇ, H.,G., (2007), “Bazı Demografik Değişkenler Ve Anne Baba Tutumlarına Göre Madde Bağımlısı Bireylerin Anne Baba Bağlılıkları İlişkisinin İncelenmesi,” Çukurova Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış yüksek lisans tezi,

 4. http://www.inp.gov.tr/anne_babalar_icin.htm

5. http://www.hayatboyusevgi.com/Tr/Anne-Babalar-Ne-Yapmalisiniz--ID15.aspx

6. http://www.uyusturucubagimliligi.com/turkce/konu_detay.aspx?id=4

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!