BİR EFSANE OLMAKTIR YAZMAK - Zeynel Abidin BAŞARAN

BİR EFSANE OLMAKTIR YAZMAK


Okumanın en önemli yollarından bir tanesi de herhalde yazmak olacaktır. Çünkü yazar, yazdığını iki kez okumak zorundadır. Bu nedenle okumak, başkasına ait bir metnin değerini ve niteliğini ölçme fikri verir bize.. Bu nedenle okumak bir davranış, bir fikir ve eylem biçimi olarak gelişiminin ve bilgilenmenin bir belgesi olarak da kabul edilmektedir.

        Yazmak bambaşka bir sanattır. Tarihin başlangıcı olarak kabul edilmesi de bu yüzden manidardır. Hatta uygarlığın bile başlangıcı da yazıdır diyebiliriz. Hayatımızdaki önemli herşeyi, okuduklarımızı, düşüncelerimizi, yöremizi, şehrimizi, kısaca bize ait olanları belgelemek için yazmamız gerekir. Boşuna,”Söz uçar yazı kalır.” Dememişler.

        Peki yazmak nedir?... En basit tanımıyla, duyguların kâğıda dökülmesidir diyebiliriz. Anında fayda gördüğünüz, iyi ya da kötü bir şeyler edindiğiniz, gelişimimiz, hayal dünyamız, bilmediklerimiz, saplantılarımızın sonu ya da başlangıcıdır yazmak…
        
Nasıl yazılır veya Nasıl yazılmalı?  Yazmanın güzelliklerle dolu serüvenini hep birlikte anlatmaya çalışalım. Fakat nasıl? Hangi malzemeyle, ne zaman? Niçin yazmalı…? İşte yazmanın bana göre evrensel sırlarını birlikte deşeleyelim… 

      Gönülden geçenleri dile, dilden dökülenleri de kalemle kâğyda aktarmaktır. Yazmak, içsel cevherin,  dışsal zıtlıklara uyumlu yansımasıdır. Yani, kişilik ile davranışları ayrı ayrı ele alıp, bir bütün içinde değerlendirebilmektir. İnsanı anlayabilmektir. Tanıyabilmektir. Yazmak, estetik anlayışı gerçekleştirecek bireyler yetiştirmektir. Yazmak, kötülükten iyiliğe, çirkinlikten güzelliğe, uzaktan yakına kavuşmaktır

      Yazmak düşünceleri, hedeflerle desteklemek ve hayatı özünde anlayıp, yaşamak istemektir. Sezgi gücünü kullanarak, zihinsel barikatları aşmak, yargıları çok yönlü muhakeme etmektir.  Yazmak, değişim ve dönüşümlerin en yüksek seviyede bir bütünlük içindeki tarihin, akıp giden sürekliliğidir, ispatıdır… Yazmak, insana sonsuz mutluluk verecek, sıkıntılı meşakkatli bir fikir yolculuğudur. Yazmak, sözdür, istektir, arzudur. Hayal etmektir. Ufukların ötesine gidebilmektir. Görebilmektir bilinmeyenleri, anlayabilmektir.

   Yazmak, sevgilinin hatırına ümit etmek ve hayata katlanmaktır; yazmak, bilmektir, aç kalmak ve susuz kalmaktır. Yazmak, başını ellerinin arasına alıp beynin uyuşuncaya kadar kafayı ve kalemini sıkmaktır. Yazmak iki kez okumaktır; okutabilmektir yaşananları… Yazmak, düşünmektir sevdiklerimizi ve insanların neden bu kadar behbat olduklarını çözmeye çalışmaktır… Bütün bunları bıkıp usanmadan anlatmaktır; sorumluluk taşımaktır yazmak. Yaşanacakları da kestirebilmektir ve aynı zamanda akıp giden zamanı; kabullenebilmek ve paylaşmaktır yazgıları… Başka varlıkların da,  farkında olup, farklılığına ve felsefesine tahammül etmektir yazmak….

         Kâinata ve insana ibret ve hayretle bakarak, mührü açılmamış duygu hazinelerini açığa çıkarmak için, sık ormanlara, engin denizlere ve derin okyanuslara dalmaktır yazmak…  Bu hazinelerden edeple, hayâyı, şevki ve aşkı açığa çıkarmaktır… Sevdanın bittiği yerde başlar yazmanın gerekliliği… Onun içindir ki yazmak, sevmektir sevilmektir; sevmeye zaman ayırmaktır… Maddi ve manevi bir ilişki içinde olmak, maddeyi manayla sararak eşyayı anlamlandırmak, tanımlamak ve olayları açıklayabilmektir...

      Yazmak bilgeliktir,  yüksek gayelere erişmektir. Yazmak bir coşkudur, bir serüvendir.  Kaf Dağı’ nın ardını ve efsaneleri keşfetmektir… Mavilerle, pembelerle bezenmiş masallar diyarında yaşamış gibi, seyahat etmektir yazmak. Taze bir meyve tadındaymış gibi sunabilmektir gerçeği…

     Gözde gönülde yumuşak bir tatlılık uyandırarak, yüzlerde gamzeler oluşturmaktır yazmak… Yazmak en içten ve en samimi olmaktır, dost olmaktır, dosdoğru olmak, hakka hakikate gitmektir, gidebilmektir yazmak…

       Düş ve büyü evreninde, gizemli bir yolculuğa çıkarak, kutsal bir varlığa ulaşmaktır yazmak... Azimdir, gayrettir…. Yaratıcı Kutsallılığın kudretini, kuvvetini ve de kokusunu duyabilmektir, hissedebilmektir. Güç, kuvvet ve kudret sahibi olan ilahi varlığın kuşatmasına girmek ve O’na sığınmaktır. O’nunla bütünleşmek ve ölümsüzleşmek ümidiyle yakarmaktır, yalvarmaktır yazmak…

       Zamanın gücünü kullanmaktır yazmak.  Genç kalmak ve Tarihe mal olmaktır; sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten ve pintilikten kurtulmaktır.

      Yazmak, bilmektir, bilinmektir. Şüpheden, şerden, kahırdan, kederden ve tasadan uzak durmaktır, korkusuzca ve cesurca bakabilmektir dünyaya…

      Kısacası yazmak, adam olmaktır, tüm insani duyguların kâğıda dökülmesi sanatıdır...  Haydi, hep birlikte yazma serüvenine çıkalım. Saygılarımla…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Haz

AGNOTOLOJİ BATI TOPLUMU VE BİZ

07Mar

Kadınlar Dünyadır

16Kas
05Kas
20Ekm

Özgüven ve Özdisiplin