MİLLET OLARAK HANGİ RUH HALİNDEYİZ? - Zeynel Abidin BAŞARAN

MİLLET OLARAK HANGİ RUH HALİNDEYİZ?


Geçmişi geleceğe, suyun suya benzediğinden daha fazla benzeyen bu hayat sürecinde, güzel olan tüm değerleri silip süpüren gelişmeler bizleri ruhsal yönden hızla tüketmektedir.      

          İnsan yaşamındaki ikram lütufları olan, sevgi, saygı, merhamet, huzur, yardımlaşma, samimiyet duygusu dimağlarımızda yok artık.

           Davranışlarımızda da yok. İnsan için en kıymetli şey, yine “insan” olmasına rağmen, bir kıyım, bir yok etme var.

           Ülkeler birbirini boğazlamak için pusuda bekliyor

            Normal davranışlarımız yerini, gerginliğe, tahammülsüzlüğe, saldırganlığa, bencilliğe bırakmış durumda… En küçük bir olayda taraflar şiddete başvurmakta.

         Kimsenin kimseye aldırdığı yok. İnsanlar şüpheci, endişeli, üzgün, sürekli yorgun ve bıkkın… Tutunacak bir dal, bir çıkış noktası aramakta.

          Zihinler kapalı, gerçeği görmeyecek kadar kör.

          Sihirli bir değnek. Bir mucize gerçekleşsin istiyor insanlar.

          Değişsin istiyor bu dayatılmış ve yaşanmaya zorlanmış kötü kader..

          İnsanlığın bir numaralı düşmanı olan, kalıpçı, dar görüşlü,  katı yürekli, yoz, basit, kalitesiz insan tipi hızla çoğalmakta…

         Yüzeysel düşünen, paradigması dar, nemelazımcılık oynayan, çıkarcı “benlik” çukurunda debelenen bir nesil yetişmektedir.

         İnsanları şuursuzlaştıran, mevki makam hırsı, kibir ve kapris tüm insani dengeleri alt üst etmektedir. Sorunlara çözüm bulamayan, basiretsiz, ahlaki ve bilimsel düşünemeyen yöneticilerin merhametine kalmış bir durumdayız…

         Sonuç olarak gelecek bizi korkutuyor.

         Ülkemizin sınır ötesi bir kan gözyaşı seline dönmüş..

         Vatanın içerisinde, kendi ihaneti içinde olan şaşkınlar var.

          Küresel efendilerin ekmeklerini yağlıyorlar…

         Kaos her an kapımızı çalabilir.  Belirsizlik ruhumuzu kuşatıyor. Endişelerimiz var. Hem kendimizden hem de başkalarından…

         Doğal afetlerden, işsizlik ve yoksulluktan, toplumsal felaketlerden, savaşlardan korkuyoruz…

          İnandırıcı politikaların uygulanması lazım.

         Çözümler üretilmeli.

         Siyaset, toplumun dilini anlama çabasıdır. Çözüm mercidir.

         Neden yöneticilerimiz akıl ve enerjilerini toplumun emrine vermiyorlar?

         Öğrenilmiş cehaleti, kabul edilmiş acizliği neden bu necip millete dayatıyorlar?

         Toplumu rahatlatacak, gerginliği giderecek vatandaşın elinden tutacak çözümler için neden bir hareket yok…

         Millet olarak kendi özümüzle ilişkili, bize ait, sağlıklı bir yolculuk yapmak için beklemekteyiz.

        Birlik ve dirlik lazım.. Barış ve huzur, geçim lazım…

        “Yaşamak lazım, bir ağaç gibi tek ve hür.

          Bir orman gibi kardeşçesine”

          Haydi bu milletin elinden, geleceğinden ve de kalbinden tutunuz…

 

            

 

  Saygılarımla Zeynel Abidin BAŞARAN 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Haz

AGNOTOLOJİ BATI TOPLUMU VE BİZ

07Mar

Kadınlar Dünyadır

16Kas
05Kas
20Ekm

Özgüven ve Özdisiplin