Merhaba, saf ve çocuk kalpli insan.
Korku ve telaştan uzak,
Güvenli limanların efendisi, merhaba!
Kendi uçurumlarının derinliklerinde,
Kendi yüreğine ağıtları damlatıp,
Tek başına herkese yanan,
Herkese ağlayan insan….
Merhaba!..
Merhaba yüce maviliklerin miracındaki
Mihmandar.
Mana âlemindeki bâkir düşünceli insan,
Merhaba!
Yazılmışsın bir kere aşımıza, ekmeğimize.
Yazıldın kapımıza, ocağımıza ve eşiğimize…
Bir dantel gibi işlendin aklımıza ve dimağımıza…
Yazıldın bir kere manidar sessizliklere,
Durmak bilmeyen,
Ve sürekli akıp giden, inatçı zamanlara.
Çınlayan kulaklara, seğiren gözlere,
İç geçiren, yol gözleyen, hasret çeken,
Ve de hıçkıran yüreklere…
Hoş sâdalara ve nağmelere …
Sevinçlere, kederlere de…
Yazıldın sabrımıza, kudretimize ve bilgimize,
Yazıldın tüm başlangıçlara…
Seninle söz olduk, göz olduk çaresizliklere.
Seninle, çarmıha gerdik çirkin cümleleri,
Oklara dûçar ettik ümitsiz sözleri…
Sesimizi, seninle yükselttik…
Yumuşak ve güzel bir şekilde.
Seninle duygularımızı aşikâr ettik…
Seninle türkü olduk dillerde,
Mevlanalar, Yunuslar olduk
Mustafa Kemaller olduk
Dillerde, gözlerde gönüllerde.
Bayrak bayrak şuur olduk,
Ayaklara yol olduk, toprak olduk,
Yağmur olduk, uyandık millet olduk
Ve ülke olduk göklerde…
Destanlar yazdık, yedi düvele karşı..
Şairin sözünde, kendi şahlanışımızı gördük.
Kollarına atılırcasına ölümlere seninle atıldık.
Şüheda şerbetlerini de seninle içtik.
Seninle gül olduk, güller bahçesine girercesine…
Seninle güldük, seninle ağladık.
Ve seninle keşfettik ilim kapılarını.
Seninle mutluluk hazinelerini paylaştık,
Şükranlarımızı ve dualarımızı,
Dalga dalga gök kubbeye serdik ve de serpiştirdik…
Seninle kâinata ibret ve hayretle baktık.
Sık ormanlara, engin denizlere,
Derin okyanuslara coşku ve heyecanla daldık.
Seninle bilgelik menzilini ufukta yakaladık.
Yüksek gayelere bir serüven tadında eriştik.
Seninle, en içten ve en samimi olabilmeyi,
Başardık Elhamdülillah…
Dost olduk ve dosdoğru olduk,
Hakka hakikate gidebilme arzusunu,
Hep seninle yakaladık
Düş ve büyü evreninde,
Hep seninle dolaştık,
Kutsal bir varlığa ulaşmak için hep seninle yürüdük…
Azmettik, keşfettik...
Yaratıcı Varlığın gücünü, kudretini,
Seninle duyduk ve hissettik….
Bütün bu değerlerin sahibi olan,
İlahi varlığın kuşatmasına girerken de,
Ona sığınırken de sen varsın yanımızda….
İşte, seninle bütünleşmek
Ve seninle ebedi mutluluğa erişmek için.
Yalvardık, yakardık,
Hamdü sena ettik, selâtü selam getirdik….
Seninle, tarihe ve ahirete mal olmak için.
İki cihan da afv ve mağfiret bulmak için,
Sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten,
Tembellikten ve pintilikten
Kurtulmak için…
Kısacası seninle bildik, seninle bilindik…
Seninle şerden, şüpheden,
Kahırdan, kederden ve de
Tasadan uzak olduk,
Korkusuzca ve cesurca bakabildik
Dünyaya ele güne karşı…
Sen ki, iki cihanın serveri…
Sen ki, Kevser Havuzu’nun sahibi
Sen ki, bize şefaatçi, kurtarıcı!...
Sen varsın kurtuluş vadisinde
Kollarını bize açan…
Biz ki kusurlu nankör ümmetindeniz.
Biz ki bilmezlerdeniz.
Biz ki, emir ve emanetlerine yeterince,
Sahip çıkamayanlardanız.
Ve de pişmanlık duyanlardanız…
Her şeye rağmen yine de
Rabb’imize karşı bizi mahçup etme
Yâ Resullullah!..
Yüce divanda, dergâhta,
Yaratıcının huzurunda,
Hesap verirken de lütfen bizi terk etme,
Şefaatçimiz sensin yâ Resulullah,
Yazıldın ümitlerimize bir kez
Yazıldın kalbimize sonsuza dek
Sen de dimağına yaz bizi bir kez
Lütfen bizi unutup, yalnız bırakma!..
28 /02/2009 ELAZIĞ Zeynel Abidin BAŞARAN