KISSASADAN HİSSE
“Adamın birisi ölmüştü. Ağıtçıyı çağırdılar.
Ağıtçı merhumun yakınlarına sordu:
“Bu adamın hünerleri nelerdir? İlmi irfanı var mıydı?”
Cevap verdiler: “Hayır.”
“Peki ibadete düşkün müydü?”
Dediler: “Hayır”
Ağıtçı kıbleye dönüp tekrar sordu : “Fakir fukaraya yardım eder miydi?
Dediler: “Hayır.”
Ağıtçı tekrar sordu: “Alın teriyle çalışır, güzel konuşur, güzel giyer veya yer içer miydi?”
Dediler “Hayır.”
Ağıtçı başladı ağlamaya ve şöyle dedi:
“Ey bir -HİÇ- olarak doğan ve bir –HİÇ- olarak, şaşkın bir şekilde dünyayı işgal eden ve şaşkın bir şekilde giderek ölen “ŞEY” kişi!”
Var oluş sebebimiz “sevgi” ise (İbn-i Arabi); varlık sebebimize yüklenen bu yüce anlamın hakkını da yerine getirmek lazımdır. Kendimizi bilmek, çevremizi bilmek ve tarihimiz bilmek; yaşadığımız toplumun mutluluğuna odaklanarak, hayata bir şeyler vermek ve hizmette bulunmak bu dünyadaki en önemli görevimizdir.
Bilmek, Tanımak, üretmek, değer vermek ve var olmak için, sevmek ve paylaşmak için,
ÇÜNKÜ, BİLMEK, SEVMEKTİR. Fiziksel ve ruhsal olarak, kendi benliğine, varlık sebebine sahip olarak bilmek…
Sevgi saygı adına,
İlim irfan adına,
Akıl, gönül adına,
Allah, billâh adına,
Kafa yoran değil;
Gönül doyuran bir yazı olsun inşallah… Ruhları hatmeden her türlü yazı, konuşma, üretilen her emek büyük bir değerdir. Ben de önce tarihin sözlükteki tanımı ile başlamak istiyorum.
Tarih, Toplumların, milletlerin ve medeniyetlerin gelişimlerini, meydana getirdiği olayları yer ve zaman belirterek göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki ilişkileri ve etkileri daha önceki ve daha sonraki süreçlerle karşılaştırarak, aralarındaki bağlantılarını inceleyen bir bilimdir. Tarih bilmek, insanların hürriyet ve bağımsızlıklarına daha fazla değer vermelerini sağlar. Biliyoruz ki tarihte atalarımızdan bir çoğu, bağımsızlığımızı muhafaza etmek için canlarını feda etmişlerdir. Tarih sayesinde insanlık politika, ekonomi ve toplumlar arasındaki ilişkilerin insanlığın gelişiminde ve ilerlemesinde ne gibi katkıları olduğunu kavrar. Tarih bireyin ve toplumun öz benliğini geliştirmesinde vazgeçilmezdir. Tarihi bir arabanın dikiz aynası olarak algılayabiliriz. Ona çok fazla bakmadığınızda kaza yapma olasılığınız kesinlikle artacaktır. Tarih okuyanın aklı çoğalır.
Bilmek için geriye, geçmişin derinliklerine gitmek lâzımdır. Başarmak ve büyük sıçrayışlar gerçekleştirmek için; hız almak zorundayız. Bunun için de birkaç adım geriye giderek kuvvet almamız gerekmez mi? Bu kuvvet bize atalarımız tarafından bahşedilen değerler örüntüsüdür. Öncelikle işimiz; mutluluğu, evveliyatın derinliklerindeki aramaktır tarihimizin mirasındaki güçte aramaktır. Saygılarımla..
