Bakan Yılmaz Giresun´da

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Giresun Nurettin Canikli Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrenci yurdunun açılışına katıldılar.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Başbakan Yardımcısı Canikli, Giresun Nurettin Canikli İmam Hatip Lisesi Öğrenci Yurdunun açılışında yaptığı konuşmada, açılacak tesisin hayırlı olması temennisinde bulundu.

Törende yaptığı konuşmada eskiye gidildiğinde işin içinden çıkılamayacağını dile getiren Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

´Eskiden bizim dönemdeki imkanlarla bu dönemi kıyaslamaya gerek yok. İşin içinden çıkamayız gerçekten. Biz o kadar kişi ile kalıyorduk, o da normaldi. Toplumun imkanları o zaman öyleydi. Esasında yakın zamana kadar öyleydi. Bu 15 yıl öncesine kadar, her alanda bu örneklerden bir tanesi. Toplum şimdi bütün haklarıyla bu millet bütün boyutlarıyla yükselmeye başladı, atağa geçti ve bu akışı da yürüyüşü de Allah´ın izniyle hiç kimse durduramaz.´

Başbakan Yardımcısı Canikli, 28 Şubat sürecini anımsatarak, ´´28 Şubat sürecinde başka birçok tahribatla birlikte imam hatip okulları da kapatılmıştı. O zaman tabii biz onu özellikle sadece salt ideolojik yaklaşımlarla böyle bir kararın alındığını, adımın atıldığını o zaman bu çerçevede değerlendirmiş, yorumlamıştık.´´ ifadesini kullandı.

´Üniversiteye girişte dezavantajlı şekilde eğer bir tablo ortaya koyarsanız tabii kimse tercih etmez.´´ diyen Canikli, ´Şimdi toplumumuzda her veli, her birey çocuğunun nasıl bir eğitim alması gerektiği konusunda bir kanaati vardır. Herkes de ona saygı duyar, saygı duyması da gerekir. Yani hangi okul türüne babalar, anneler evlatlarını göndermek isterse göndermesi gerekir. Hiç kimsenin ona müdahale etme hakkı yoktur, doğru da değildir. Demokratik bir yaklaşım böyle bir anlayışın saygı ile karşılanmasını gerektirir.´ değerlendirmesinde bulundu.

Canikli, bunun bütün okullar için gerekli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

´Eğer bir veli çocuğunu herhangi bir meslek lisesi eğitiminden geçirmek istiyorsa onu sağlayabilmeli, Devlet ona o imkanı sunabilmeli. Aynı şekilde bir veli, çocuğunu biraz daha dini hassasiyetle imam hatip müfredatına uygun bir programda eğitim görmesini arzu ediyorsa diğerlerine yaklaşıldığı gibi aynı şekilde eşit, nötr ve tarafsız şekilde yaklaşılmalı ve aynı imkan ona da sunulmalı. Müdahale edilmemeli, kesinlikle yönlendirilmemeli ya da bu noktada baskı altına alınmamalı. Kim nereye çocuğunu göndermek istiyorsa göndersin. Devlet olarak da hükümet olarak da bizim vazifemiz, bu vatandaşımızın talebinin yerine gelmesi ve en iyi şekilde tahakkuk etmesi için gerekli altyapıyı sunmak ve hazırlamak.´

  

"Bazı kişiler böyle bir sayıya ulaşılmasını eleştiriyor"

Bugün itibariyle imam hatip okullarında 1 milyon 150 bin öğrencinin okuduğuna işaret eden Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı kişiler böyle bir sayıya ulaşılmasını eleştiriyor. Benzer bir yaklaşım işte 28 Şubat sürecinde ortaya konuldu, imam hatipler kapatıldı. O zaman biz bunun sadece salt bir ideolojik yaklaşımla ortaya konulmuş bir politika ve adım olduğunu düşünmüştük ama bugün çok daha farklı projelerin önemli başlangıç noktası olduğunu anlıyoruz. Çocuklarının dini hassasiyet içerisinde bir okuldan mezun olmasını isteyen velilerin tercih ettiği bu okullar kapatılınca bu şekilde talebi olan öğrencilerin hemen hemen büyük bölümü, tamamına yakını, FETÖ’nün okullarına otomatik olarak yönlendirilmiş oldu. Çünkü o alanda, ona yakın bir eğitim hizmeti verebileceği ile yola çıkan FETÖ’nün  okullarına bu kaynak, bugün 1 milyon 150 bin olan o tarihlerde yanlış hatırlamıyorsam 650-700 bin öğrenci imam hatip okullarında okuyordu, olduğu gibi bu okullara yönlendirildi.´´

Canikli, şöyle devam etti:

´FETÖ´nün okullarına yönlendirildi. Yani 28 Şubat´ı, 28 Şubat sürecini dizayn eden, gerçekleştiren kadro ekibin önemli amaçlarından bir tanesi de buydu. Bilerek yapılan bir projeydi. Gerçekten imam hatipler kapatıldıktan sonra yüz binlerce evladımız hem insan kaynağı olarak hem de parasal kaynak olarak Fetullahçı Terör Örgütü tarafından maalesef sömürüldü, kullanıldı ve bu terör örgütünün güçlenmesi, gelişmesi için inanılmaz bir şekilde onlara bu kaynak sağlandı. Olaya bir de bu açıdan bakmak gerekiyor, değerlendirmek gerekiyor.´

Bugün imam hatipteki öğrenci sayısının bu kadar yüksek olmasına itiraz eden, rahatsız olanlara bu tarihi gerçeği bir kez daha hatırlatmakta fayda olduğunu belirten Canikli, ´´Bir aile çocuklarının İslami bir eğitimden geçirilmesini istiyorsa bu son derece masumane bir taleptir ve özellikle bu talebi, devletin gözetiminde İslami orijinal kaynaklarından öğrenecek şekilde yürütmek gerekir. Onun dışında hangi yapı, organizasyon olursa olsun, ismi ne olursa olsun orijinal kaynaklar dışında İslam´ı farklı şekilde süzgeçten geçirerek, o gençlere vermeye çalışan yapıların ne kadar tehlikeli olabildiğini, bu millet çok açık bir şekilde ve bedeller ödeyerek öğrendi." diye konuştu.

 

Canikli, imam hatip okullarından rahatsız olanlara bu hususun bir kez daha hatırlatılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

´Bu çocuklar, bu gençler, inançlarını orijinal kaynaklardan bağımsız olarak, özgür olarak hiç kimsenin yönlendirmesine imkan bırakmayacak şekilde öğreniyorlar. Bu çocuklardan kesinlikle korkmamak gerekir. Tam tersine, çünkü Fetullahçı Terör Örgütü´nde olduğu gibi ya da benzerinde olduğu gibi hiç kimse onların beyinlerini özellikle inancımız üzerinden yıkama imkanına sahip olamaz. Çünkü imam hatipler, özgür Müslüman yetiştirir. Bu çok önemli bir kavramdır. Yaşadığımız o acı tecrübeden sonra bunun herkes tarafından korunması, muhafaza edilmesi ve teşvik edilmesi gereken önemli bir kavram olduğunu bugün bir kez daha anlıyoruz. O yüzden imam hatip okullarında eğitim gören gençlerden hiç kimsenin en ufak bir rahatsızlığı olmasın. Onlardan bu ülkeye fayda gelir, hizmet gelir, başka bir şey gelmez.´

Aynı yaklaşımın bütün okullardaki öğrenciler için geçerli olduğunu da dile getiren Canikli, gençlere, kendilerinden başarı beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi.

Bakan Yılmaz ise açılış töreninde yaptığı konuşmada, kız ve erkek öğrenci yurdunun hayırlı olması temennisinde bulundu.

Eskiden yatırımların başlayıp bitmediğini dile getiren Bakan Yılmaz, ´Şimdi Allah´a hamdolsun, temelini biz attık, biz bitiriyoruz. Neden? Kaynak ayırırsanız biter, yoksa kendiliğinden hiçbir şeyin bittiği görülmemiştir. Kaynağı ayırabilmek için ne yapmak lazım? Milletten aldığınızı tekrar millete geri döndürebilmeniz lazım. Hamdolsun geçmişe kıyasla çok iyi bir durumdayız.´ ifadesini kullandı.

 

Bakan Yılmaz, derslik başına düşen öğrenci sayısının 20´nin altında olduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

´Meslek okullarında yakaladığımız başarı yüzde 52. Biz inşallah önümüzdeki dönemde meslek eğitimini, memleket meselesi olarak görüyoruz. Şu andaki meslek, orta öğretimdeki meslek eğitimi alanların oranı yüzde 44. Allah nasip ederse önümüzdeki dönemde önceliğimiz meslek eğitimi olacak ve bu oranı yüzde 44´ten Giresun´da yüzde 60´a çıkaracağız. İşte o zaman 21.yüzyılda Türkiye´nin hak ettiği hedeflere, insanımızın  hak ettiği zengin, müreffeh topluma o zaman ulaşacağız.´

Türkiye´de ikili eğitime son vereceklerini de ifade eden Bakan Yılmaz, Giresun´daki ikili eğitimi de gelecek yıl sonlandıracaklarını kaydetti.

Fatih Projesi ile ilgili de bilgi veren Bakan Yılmaz, ´´Öğretmenlerimize tablet bilgisayar dağıttık. Yine öğrencilerimize dağıtıyoruz. Akıllı tahtaları ortaokul ve lisedeki birçok okulumuza dağıttık. İnşallah önümüzdeki dönem diğer olmayan okullarımıza da dağıtacağız.´ diye konuştu.

Bakan Yılmaz, okul öncesi eğitim ile ilgili de şunları kaydetti:

´Okul öncesi eğitimi, zorunlu eğitim kapsamına alacağız. Bu gerçekten Türkiye´de büyük bir reformdur. Türkiye´deki ortalaması okul öncesi eğitim yüzde 50´nin biraz üstünde. Bunu yüzde 100´e çıkaracağız. İlköğretimde zaten zorunlu eğitim, yüzde 100´e yakın, orta öğretimde yaklaşıyoruz ona, üniversite de bizden önce her yüz öğrenciden 14´ü üniversiteye gidebilirken, şimdi her yüz öğrenciden 39 ile 40´ı üniversiteye gidebiliyor. İnşallah şundan eminiz ki eğitim sisteminde de Türkiye´nin bugünü dünden daha iyi.´

 

"5´inci sınıfta yabancı dil eğitimine ağırlık vereceğiz"

 Önümüzdeki dönemde 5´inci sınıfta yabancı dil eğitimine ağırlık vereceklerine işaret eden Bakan Yılmaz, ´´Şimdi de ağırlık veriyoruz ama bizim bu okulları bitirenlerde, bitirdikten sonra yabancı dil problemi olmayacak. Yine müfredatı güncelleştireceğiz ve sadeleştireceğiz. İstiyoruz ki evlatlarımızın hayatının en güzel dönemi öğrencilik dönemi olsun. Tatile girince ne zaman okul açılacak diye dört gözle beklesinler. Biz inşallah bunu hep birlikte başaracağız.´ diye konuştu.

Bakan Yılmaz, eğitim içindeki özel sektörün payını da artıracaklarına işaret ederek, ´´Şimdiki oranı yüzde 7´ler civarında ama Allah nasip ederse bu oranı aynı uluslararası çağdaş gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 15´inde üzerine çıkarmak. Ben emeği geçenleri tebrik ediyorum.´ dedi.

Milletin rızasını kazanmanın da önemli olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz, ´Bu da millete hizmetten geçiyor. Dolayısıyla inşallah hizmet kervanımız yoluna devam edecektir. Allah birliğimiz, dirliğimizi daim eylesin. İnşallah bu ülkeyi, bu yoldan alıkoymak isteyenlere fırsat vermesin. İnşallah birlik, beraberlik içinde çok daha iyi Türkiye´ye hep birlikte ulaşacağız. Şundan eminiz ki geçmişinden çok daha parlak, aydınlık günleri Türkiye olarak hep birlikte yaşayacağız.´ ifadesini kullandı.

 

Konuşmaların ardından katılımcılar tarafından kurdele kesilerek yurdun açılışı gerçekleştirildi.

 

Kaynak: MEB/http://www.meb.gov.tr/bakan-yilmaz-giresunda/haber/12019/tr

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN