Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Kanun Tasarısına MHP Muhalefet Şerhi

Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Milliyetçi Hareket Partisi Muhalefet Şerhi Koydu.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

Milliyetçi Hareket Partisi Muhalefet Şerhi

Bakanlar Kurulu’nca 25/07/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan ve Başkanlıkça 27/07/2017 tarihinde esas komisyon olarak İçişleri Komisyonuna havale edilen 1/ 868 esas numaralı “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” İçişleri Komisyonu tarafından 03.10.2017 tarihinde görüşülmeye başlanmıştır. Komisyonun Kanun Tasarısının görüşmelerine geçmeden önce yaptığımız “Alt Komisyon kurulması” teklifimiz tüm üyeler tarafından kabul görmüş ve Kanun Tasarısının kurulan Alt Komisyonda 04.10.2017 tarihinde Alt Komisyon üyeleri ve bürokratların da katılımıyla görüşülmesine başlanmıştır. Alt Komisyonda verdiğimiz önergelerin bazıları kabul görmüş ve Kanun Tasarısının bazı maddelerinde “muhalefetin” de talebi doğrultusunda bazı değişikliklere gidilmiştir. 05.10.2017 tarihinde Alt Komisyonun ardından esas komisyon olarak çalışmalarına devam eden İçişleri Komisyonunda, bazı değişikliklerin ardından, Kanun Tasarısı son hâliyle, bazı maddelere yaptığımız yapıcı eleştirilere rağmen İçişleri Komisyonunda kabul edilmiştir.

Kanun tasarısına bir bütün olarak bakıldığında teknolojideki gelişmeler ve çağın gereksinimleri göz önünde bulundurularak yenilikçi ve faydalı düzenlemelerin olduğu gözlenmiştir. Söz konusu düzenlemeleri barındıran maddelere MHP olarak hem alt komisyonda hem de esas komisyonda gerekli destek verilmiştir. Ancak, diğer yandan bazı maddeler ile ilgili yapıcı uyarılarımıza kulak tıkanmış, gerekli değişikleri içinde barındıran önergelerimizin bazıları AKP’li üyeler tarafından reddedilmiştir.

Kanun Tasarısının;

            1. Maddesi; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3. Maddesi’nde yer alan bazı tanımları değiştirilirken, zaman içerisinde ortaya çıkan gereksinimlerden dolayı bazı yeni tanımları da beraberinde getirmektedir. Söz konusu madde ile yapılan düzenleme uygun ve yerindedir.

2. Maddesi; Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerinin kayıtlarını elektronik ortamda depolamasının önünü açacak, bu yöndeki çalışmaları kolaylaştıracak geleceğe yönelik çalışmanın bir parçasını içinde barındırmaktadır. Dolayısıyla söz konusu madde ile yapılacak olan düzenleme yerindedir.

3. Maddesi; kişinin velayet ve vesayetine ilişkin mahkeme kararlarının da elektronik ortamda saklanmasını ve kütük bilgisi için de yer almasına olanak sağlamaktadır.  Söz konusu düzenleme yerinde ve Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerinin geleceğe yönelik çalışmaları için uygundur.

4. Maddesi;  6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda bazı değişiklikler getirmektedir. Maddenin İçişleri Komisyonuna havale edilen ilk hâlinde yer alan “İkamet izni verilen yabancılar, Bakanlıkça kimlik numarası verilerek yabancılar kütüğüne kaydedilir.” ibaresinin herhangi bir sınırlama öngörmediği tarafımızca vurgulanmıştır. Alt Komisyondaki eleştirilerimiz ve önerilerimiz sonucunda ortak bir önerge verilerek 6458 sayılı Kanuna atıfta bulunulması sağlanmış ve son hâliyle kabul edilmiştir. 

5. Maddesi; doğum bildirimlerinin doğumu gerçekleştiren sağlık kuruluşları tarafından da yapılabilmesini sağlamaktadır. Alt Komisyon görüşmelerinde ve Esas Komisyon görüşmelerinde İçişleri Bakanlığının görev ve yetkisi dâhilinde olan bu hususun Sağlık Bakanlığı ile paylaşılmasının uygun olmadığı tarafımızca ısrarla belirtilmiştir. Maddenin birinci fıkrasının son cümlesinin tasarı metninden çıkartılması ile ilgili önergemiz AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiştir.

Nüfus Hizmetlerinin, dolayısıyla İçişleri Bakanlığının görev alanına giren nüfus kayıt işleminin içinde özel sektörü de barındıran sağlık kuruluşları tarafından yapılması yanlıştır.

Kişisel verileri içeren nüfus kaydı gibi işlemlerin devletin eliyle, kişisel verilerin korunmasında şüphe uyandırmayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Ayrıca; bu kayıtları yapacak olan sağlık kuruluşlarının yetkilendirilmesinin Bakanlıkça yapılacağı da hükümet yetkilileri tarafından söylenmiştir. Bu durumun sağlık kuruluşları arasında haksız bir rekabete sebep olabileceği gerçeği göz ardı edilemez. Söz konusu yetkinin sağlık kuruluşlarıyla paylaşılmasına gerekçe olarak gösterilen Nüfus Hizmetlerinin iş yoğunluğunun azaltılmasının bu şekilde sağlanamayacağı, tam aksine bu işlemi yapacak olan kişilerin eğitilmesinin çok zor olacağı ortadadır. Söz konusu yoğunluğun azaltılması için Nüfus Hizmetlerinde görevlendirilmek üzere yeni personel alımının yapılması ve mevcut çalışanların özlük haklarıyla çalışma şartlarının düzenlenmesi yeterli olacaktır.

6. Maddesi; 5490 sayılı Kanunun 22. Maddesi’nin ikinci fıkrasına “dış temsilciliklere” ibaresinden sonra gelmek üzere “il ve ilçe müftülüklerine” ibaresinin eklenmesi kaydıyla İl ve İlçe Müftülüklerine de resmi nikâh kıyma yetkisinin verilmesini sağlamaktadır. Ülkemizin içinden geçtiği ve çok önemli sorunlarla boğuştuğu bir dönemde böyle bir düzenlemenin gündeme getirilmesi yersizdir.  Söz konusu düzenleme uzun zamandır kamuoyu tarafından tartışılmış ve bir çok manipülasyon aracı ile toplumu daha da kutuplaştıran tartışmalara sebep olmuştur. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz böylesine hassas bir dönemde bu gibi tartışmalara gebe bir düzenlemeyi gündeme getirmek gereksizdir.

Ülkemizde yıllık ortalama 600 bin civarında nikah kıyılmaktadır. Bugüne kadar nikah dairelerinde yoğunluktan dolayı nikah kıydırmayan kimseyle karşılaşılmamıştır. Ancak bir çok nüfus idaresinde uzun kuyruklar oluşmaktadır. Siyasetin işi polemiklerle gündem değiştirmek değil vatandaşın sorunlarına çözüm üretmektir. Eğer İçişleri Bakanlığı herhangi bir sorun çözmek istiyorsa öncelikle Nüfus İdarelerinin önündeki kuyrukları çözmelidir. Yine önümüzdeki günlerde ehliyet ve pasaport işlemlerinin Nüfus İdaresi tarafından devralınmasıyla birlikte bu kuyrukların daha da uzayacağı ve vatandaşlarımızın mağduriyetinin artacağı ortadadır. Böyle bir ortamda il ve ilçe müftülüklerine nikâh kıyma yetkisinin verilmesi ancak yeni polemiklere kapı aralayacak ve buna bağlı olarak lüzumsuz taleplerin gündeme gelmesine sebep olacaktır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, yıllık ortalama 600 bin nikâhın kıyıldığı ülkemizde herhangi bir sınırlama olmadan Diyanetin yaklaşık 100 bin kadrosuna resmi nikâh kıyma yetkisi verilebilecek bir düzenlemenin yapılması da ayrıca tartışma konusudur.

 Ancak tüm bunlara rağmen böyle bir düzenleme yapılacaksa da yetkinin “Müftü ve Yardımcıları” gibi bir sınırlamayla verilmesi daha uygun olacaktır. Çünkü gelecekte aynı yetkiyi isteyen azınlıkların tabii olduğu kilise görevlileri de ortaya çıkacaktır. Sinagoglar da ortaya çıkacaktır. Nikâh memuruna ihtiyaç varsa bu yetki yapılacak bir düzenleme ile bütün mahalle muhtarlarına verilebilir. Personel eksikliği var ise bu sorun yeni personel alımlarıyla düzeltilebilir. Bu sebeplerle; Tasarının 6. Maddesi’nin mevcut hâliyle başka sorunları da beraberinde getireceği uyarısıyla Kanun Tasarısından çıkartılması ile ilgili önergemiz Komisyonun AKP’li üyeleri tarafından reddedilmiştir.

7. Maddesi; babalarıyla aralarında soy bağı mahkeme kararıyla oluşan çocukların ve babası tarafından tanınan çocukların baba soyadını almalarına ve baba hanelerine tescil edilmesine olanak sağlayan bir düzenlemedir.

8. Maddesi; İçişleri Komisyonuna havale edildiği ilk hâliyle, merkezî veri tabanında yer alan bilgilere göre uzun süre işlem görmeyen ve yaşı itibarıyla ölü olması muhtemel kişilerin kayıtlarının Genel Müdürlükçe kapatılmasını, kapatıldıktan sonra mülkî idare amiri emriyle kişinin ölüp ölmediğinin araştırılmasını ve yaşıyorsa kaydının tekrar açılmasını düzenlemekteydi. Ancak kişinin kaydının, ölüp ölmediğine dair araştırmanın yapıldıktan sonra silinmesi gerektiği, ölmeyen bir kişinin uzun süre işlem yapmaması ve diğer gerekçelerle kaydının silinmesinin çeşitli mağduriyetlere ve suistimallere sebep olabileceği ifade edilmiştir. Alt Komisyondaki uyarılarımız dikkate alınarak verilen ortak bir önerge ile maddede değişikliğe gidilmiş, söz konusu madde “Genel Müdürlükçe tespit edilir.

Tespit edilen kayıtların araştırılması mülkî idare amirinin emriyle kolluk kuvvetlerine yaptırılır. Araştırma sonucu ölü oldukları tespit edilenlerin ölümleri tescil edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

10. Maddesi; nüfus bilgilerinin güvenli kimlik doğrulama araçlarını kullanarak E-devlet üzerinden sorgulanabilmesini ve alınan belgelerin merciine verilebilecek şekilde kullanılabilmesini düzenlemektedir.

11. Maddesi; hizmet sunumunda doğrudan adres bilgilerini esas alarak işlem tesis eden elektrik, doğal gaz şirketleri gibi alt yapı kuruluşları ile finansal kuruluşlarla adres paylaşımına imkân sağlayan bir düzenlemedir. Kişisel verilerin içinde özel sektörü de barındıran, kamu kurumu dışında kalan finansal kuruluşlar gibi kuruluşlara verilmesini sağlayan bu düzenleme sakat ve içinde birçok riski barındıran bir düzenlemedir.

Alt Komisyon görüşmeleri esnasında söz konusu maddenin 2. Fıkrasının “Veri paylaşımından yararlanacak kurum ve kuruluşları belirlemeye, paylaşımın kapsamına ve hangi yöntemle yapılacağına karar vermek üzere Bakanlık bünyesinde Bakanlık Müsteşarının başkanlığında Veri Paylaşım Kurulu oluşturulur. Veri Paylaşım Kurulunun çalışma usül ve esasları Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” şeklinde değiştirilmesine ilişkin önergemiz reddedilmiştir. Söz konusu ciddi bilgilerin kimlerle paylaşılacağına ilişkin kararı verecek olan kurulun Bakanlık bünyesinde ve Müsteşar Başkanlığında kurulması ve kurula Hukuk Müşavirinin ve Bilgi İşlem Daire Başkanının da muhakkak dâhil edilmesi gerekmektedir.  

Kanun tasarısının 12, 13,14,15,16,17,18,19,20,21,22, 23 ve 24’ncü maddeleri yerinde ve gerekli düzenlemeleri içinde barındıran maddelerdir.

25. Maddesi; Dış temsilciliklere nüfus memuru görevlendirmesini de içinde barındıran bir maddedir. Uzun yıllardır konuşulan bu durum yerinde ve uygundur. Ancak 25. Maddenin 1. Fıkrası Nüfus İdaresinin işlemlerini dayanak belge düzenleyen diğer dairelere de yaptırmayı öngörmektedir. O sebeple 25. Maddenin 1. Fıkrasının tasarı metninden çıkartılması gerekmektedir.  Nüfus tescil hizmetinin Nüfus Hizmetlerinin, yani İçişleri Bakanlığının yetkisi dâhilinde kalması, başka kurum veya kuruluşlarla paylaşılmaması gerektiği ortadadır. Nüfusa ilişkin, kişisel bilgiler ile ilgili kayıtların tek bir idare tarafından tutulması önemli ve zorunludur. Komisyon çalışmalarımız esnasında, bu minvalde, Komisyon Başkanlığına verdiğimiz, Tasarının 25. Maddesi’nin Ek 2. Maddesi’nin tasarı metninden çıkartılmasına yönelik önergemiz AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiştir.

26. Maddesi; 2525 Sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. Maddesi’ne aykırı olan soyadları ile yazım ve imla hatası bulunan ad ve soyadlarının mahkeme kararı aranmaksızın il veya ilçe idare kurulları tarafından düzeltilmesini sağlamaktadır. Vatandaşlarımızın bu yöndeki taleplerini karşılayacak ve işlerini kolaylaştıracak olması sebebiyle söz konusu madde yerinde ve uygundur.

28. Maddesi; Türk vatandaşlığını sonradan kazanacak olan kişiler için aranan temel ilke ve esasların günün değişen şartlarına göre, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınmak suretiyle Bakanlıkça belirlenmesine imkân sağlamaktadır.

29. Maddesi; millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hâli bulunanların vatandaşlık taleplerinin Bakanlıkça reddedilmesini sağlayan bir maddedir. Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından tehdit oluşturan bir kişinin vatandaşlık talebinin reddedilmesi elbette doğru bir karardır. Ancak, tasarının 28. ve 29. Maddesi’nde İçişleri Bakanlığına verilen vatandaşlık taleplerinin kabulü veya reddiyle ilgili yetkinin Bakanlar Kurulunda kalması daha doğrudur. Çünkü bir kişinin vatandaşlığa kabul edilip edilmemesi ciddi ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili bir durumdur. Böylesine önemli bir karar sadece bir Bakanlığın yetkisine verilmemelidir.

30. Maddesi; vatandaşlığa alınma talebinde bulunan yabancıların başvurusu için aranan ikamet süresi içinde, kişinin Türkiye dışında bulunacağı sürenin 6 aydan 12 aya çıkarılmasını sağlamaktadır.

31. Maddesinin; Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılardan evlilik öncesi genel ahlaka aykırı faaliyetlerde bulunmuş olanların vatandaşlığa alınmasının önlenmesi maksadı taşıdığı gerekçe olarak ifade edilmiştir. Ancak hâlihazırda yürürlükte olan 5901 sayılı Türk vatandaşlığı Kanununun 16. Maddesi bu ihtiyacı karşılamaktadır. Maddeye yapılan bu ekleme belirsizlik içermektedir. Bu minvalde; Komisyon çalışmaları esnasında Kanun Tasarısının 31. Maddesi’nin tasarı metninden çıkartılmasına yönelik verdiğimiz önerge AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiştir.

33. Maddesi; daha önceden vatandaşlığı düşürülmüş kişilerin tekrar Türk vatandaşlığına Bakanlık kararıyla kabulü ile ilgili düzenlemeler getiren bir maddedir. Daha önceden Türk vatandaşlığından çıkartılma gerekçesinin ortadan kalkıp kalkmadığına bakılmaksızın, sadece millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmaması şartıyla, Türkiye’de ikamet şartı aranmaksızın tekrar vatandaşlığa kabul edilmesi ve bunun Bakanlık tarafından yapılması doğru değildir.

Daha önceden Türk kanunlarını çiğneyen, vatandaşlık görevlerini yerine getirmeyen ve sonucunda vatandaşlıktan çıkartılan kişilerin tekrar vatandaşlığa kabul edilmesiyle ilgili kararı Bakanlar Kurulu vermelidir. Söz konusu kişilerin vatandaşlıktan çıkartılma gerekçesinin ortadan kalkıp kalkmadığı da ayrıca değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Komisyon çalışmaları esnasında 33. Madde’nin tasarı metninden çıkartılmasına yönelik vermiş olduğumuz önerge AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiştir.

36. Maddesi; Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri’nde ihtiyaç duyulan kadrolarla ilgili düzenlemeyi içermektedir. Önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde tüm vatandaşlarımıza yeni kimlik kartlarının dağıtılmasının planlanması, pasaport ve sürücü belgelerine ilişkin hizmetlerin de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredilecek olması bu talebe gerekçe gösterilmiştir. Ancak tarafımızca talep edilen kadro yetersiz görülmüş, mevcut 1.500 geçici sözleşmeli kadronun asil olması gerektiği vurgulanmış, 1.500 yeni veri hazırlama kontrol işletmeni kadrosunun daha verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.  İçeriğini söz konusu kadro talebinin oluşturduğu önergemiz Komisyon çalışmaları esnasında Komisyon Başkanlığına sunulmuştur.

Ayrıca; aynı önergemizde, “Nüfus Hizmetleri Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan personelin yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda belirlenmiş olan fazla çalışma ücretinin 5 katına ve ayda 50 saati geçmemek üzere Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde 31.12.2020 tarihine kadar ikinci altı ayda da fazla çalışma ücreti ödenmesine Bakanlık yetkilidir.” İfadelerinin yer aldığı ve Nüfus Hizmetlerinde görevli personelimizin özlük haklarını ve çalışma şartlarını iyileştirecek teklifimiz de yer almıştır. Her ne kadar önergemiz Alt Komisyon görüşmelerinde kabul görse de Esas Komisyon görüşmelerinde özlük haklarıyla ilgili kısmı tasarı metninden çıkartılmıştır. Ancak girişimlerimiz kısmen de olsa sonuç vermiş ve taşra teşkilatlarında görevlendirmek üzere 1480 yeni veri hazırlama kontrol işletmeni kadrosu önerimiz kabul görmüştür.  Söz konusu maddeyle ilgili bahsi geçen eleştirilerimiz ve taleplerimiz geçerlidir. Özellikle personellerimiz iş yüklerinin azaltılması ve özlük haklarının düzenlenmesiyle ilgili bu teklifimizin de kabulünü beklemekteyiz. 

37. Maddesi; İstanbul ilimizin Eyüp ilçesinin adının Eyüpsultan olarak değiştirilmesini sağlamaktadır. İnsanlarımız Eyüp isminin Eyüp Sultan Hazretlerinden geldiğini bilmektedir. Eyüp ilçesinin isminin Eyüpsultan olarak değiştirilmesi gelecekte isminin kaynağı sebebiyle başka ilçe isimlerinin de değiştirilmesini gündeme getirebilir. Eyüp ilçesinin isminin değiştirilmesi hiç kimseye doğrudan bir fayda sağlamayacaktır. Aksine resmi ve özel kurumlara basılı evrak ve tabela gibi ek mali yükler getireceği ortadadır. Bu sebeple bu maddenin tasarı metninden çıkartılmasıyla ilgili verdiğimiz önergemiz Komisyon çalışmaları esnasında AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiştir.

 

09.10.2017

Mehmet ERDOĞAN

MHP Muğla Milletvekili

Komisyon Üyesi

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN